İbrahim Karagül
İstanbul bir şehir gibi değil bir “ülke” gibidir. Sadece bir turizm şehri değil, siyasi, ekonomik ve kültürel bir güçtür. Bu alanlarda dünyanın birçok ülkesinden daha etkilidir. Siyasi tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir. Roma’nın, Osmanlı’nın başkenti olduğu gibi İslam’a da başkentlik yapmış, yüzyıllar boyunca Avrupa tarihini, coğrafyasını biçimlendirmiştir.
20. yüzyılın terk edilmişliğini bir kenara koyarsak İstanbul, küresel ölçekte etkisini, gücünü son on beş yılda çok daha hızlı biçimde artırmaktadır. Londra, New York, Paris gibi Avrupa merkez şehirlerinin siyasi, ekonomik, diplomasi ve kültürel gücü ile rekabet edecek imkana yönelmiş, 21. yüzyılın yıldız şehirlerinden biri olmaya doğru ilerlemektedir.
Büyük düşüncelerin, büyük hayallerin şehri..
Türkiye’nin yükseliş tarihini başlatmasına paralel biçimde bir “İstanbul Yükselişi” söz konusudur. Sadece ekonomisi dünyanın 140 ülkesinden daha büyüktür. Son yıllarda üstlendiği enformatik merkez olma özelliği, Batı başkentlerini gölgede bırakır hale gelmektedir.
Bugün “coğrafyamız”ın derinliğini, genişliğini ne kadar büyük hesaplarsanız hesaplayın, İstanbul hepsini dolduracak kadar büyüktür, zengindir, öncüdür. Afrika’dan Uzak Asya’ya, Ortadoğu’dan Orta Asya’ya kadar İstanbul bir efsanedir, hayaldir.
Büyük düşüncelerin, büyük hayallerin, büyük yeniliklerin şehridir. İstanbul bir kimliktir, Türkiye’nin zenginliği, en etkili gücüdür. Bölgesel ve küresel güce, etkinliğe açılan kapısıdır.
“İkinci 25 yılı başlatıyoruz”
Böyle bir şehrin belediye başkanlığı sadece bir Büyükşehir’in belediye başkanlığı değildir. Sadece İstanbul’la sınırlı, sadece İstanbullularla sınırlı bir görev ve sorumluluk değildir. Bu şehrin sorunları da, ihtiyaçları da, imkanları da İstanbul’a özgü değildir. Bütün Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Çünkü bütün Türkiye bir şekilde İstanbul’dadır, çilesini çekmekte, imkanından yararlanmaktadır.
Dün AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ı dinlerken bunlar geldi aklıma. Başkan adayı olarak medya temsilcileriyle uzun bir sohbet yaptı. En geniş anlamda temsil fotoğrafı vardı toplantıda. “Her türlü soruya açığım, istediğinizi sorun” dedi. Her soruya açık yüreklilikle cevap verdi.
“İstanbullular hayalleri ve beklentileri karşılayacak bir şehir arzu ediyor. İstanbul isteyecek biz yapacağız” diyen Yıldırım; “Yerel yönetimde 25 yıllık tecrübemiz var. Günahıyla sevabıyla çeyrek asrın sorumlusu biziz. 31 Mart seçimleriyle 25 yıl daha sürecek yeni bir dönemin kapılarını aralamayı hedefliyoruz. Bu dönemin ilk durağı Cumhuriyet’imizin 100. yılı olan 2023’tür” sözleri bence İstanbul vizyonunu anlatmaya yetiyor.
“İstanbul 4.0” dönemi..
Ona göre dünya değişiyor, Türkiye değişiyor, İstanbul değişiyor. Önceden çöp, susuzluk, hava kirliliği konuşuluyordu. Şimdi her şeyin bilgi, bilişim, teknolojiyle test edildiği yeni bir dönem başlıyor. İlk dönemi “İstanbul 1.0” olarak niteliyor. Yeni dönemi ise “İstanbul 4.0” olarak tanımlıyor.
Konuşmasının detaylarını gazetelerden okuyacaksınız. Benim tespitlerim şöyle: Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a çok güçlü bir aday belirledi. Bu seçim, İstanbul için yepyeni projelerin, hesapların habercisidir. Binali Yıldırım’ın İstanbul BB Başkanlığı, ciddi yeniliklere kapı aralayacak. Belediyecilikte devrim yapan AK Parti, bunun bir sonraki adımına, ikinci devrime hazırlanıyor.
Türkiye’nin yükselişine paralel bir “İstanbul yükselişi” başlıyor
İstanbul’da sadece Türkiye için değil, küresel ölçekte bir belediyecilik “modeli” geliştirilecek. Altyapı hizmetlerinde çok büyük tecrübe kazanıldı. Bunlar kendiliğinden yürüyecek. Binali Bey, yeni şeyler inşa etmeye odaklanmış. Bu konuda kafasında çok şey olduğu belli. Zihni net, kendinden emin, ne yapması gerektiğini biliyor.
Cumhuriyetin 100’üncü yılında ülkemizin hedefleri, gençliğin nasıl motive edileceği, hangi yöne Türkiye’yi taşıyacağı konusunda kafa yoruyor. Bu düşüncelerini İstanbul’da uygulama fırsatı bulacak. Bir “İstanbul yükselişi”ne imza atmak istiyor.
Fiziki kalkınmadan sonra sosyal ve kültürel yükseliş..
Belediyecilik hizmetlerinde bir konsept değişimi getirmek istiyor. Bundan sonra daha sosyal, estetik, kültürel içerikli konuların heyecan vereceğini, kitlesel katılım imkanı sağlayacağını, sıranın fiziki kalkınmadan sonraki adımlara geldiğini düşünüyor.
İstanbul için belediyecilik hizmetinin, belediye başkanının alanının dışına taştığını, çok daha büyük bir ölçekten hareket etmenin zorunlu hale geldiğini düşünüyor. Zamanla bu projeleri tek tek göreceğiz. O da zaten, “Bugün her şeyi açıklamayayım. Daha çok fırsatımız olacak, anlatacağız” dedi. Önümüzdeki günlerde kampanya kapsamında bu projelerini tek tek paylaşacak.
“Çılgın proje”: İstanbul kimliğini inşa etmek..
Öyle görünüyor ki, Binali Yıldırım’ın belediye başkanlığı, sadece bir belediye başkanlığı ölçeğiyle, sadece bilinen hizmetlerle sınırlı olmayacak. Bir mucize gerçekleştirmek istiyor. Büyük vaatler, boş hayaller değil, somut projeler var kafasında.
İBB’deki çalışmaları, uzun yıllar ulaştırma bakanlığı, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı yapmış, siyasi tecrübesi çok güçlü, Türkiye için birçok yeniliğe imza atmış birinin nasıl bir “İstanbul kimliği” gerçekleştireceğine dair zihnimde çok şey canlandı.
“İstanbul için çılgın projeniz nedir” sorusuna verdiği “Binali Yıldırım” cevabı da bunu anlatıyor zaten… Sanırım İstanbul için büyük düşünceler, büyük projeler, çok ciddi yenilikler dönemi başlıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021