İbrahim Karagül
Türkiye, üç yılda üç büyük tehdidi etkisizleştirdi.
FETÖ, PKK/YPG ve DEAŞ üzerinden Türkiye’yi vurma planları altüst oldu, bu tehditler büyük oranda etkisizleştirildi.
“İstiklal Mücadelesi” dediğimiz, bazılarının inanmadığı, destek vermediği, içeriden sabote etmeye çalıştığı bu büyük mücadele, üç yıl gibi kısa zamanda hem yerel tehditleri vurdu, hem arkasındaki güçlerinhesaplarını sıfırladı.
TAM BİR SEVR HARİTASI ÇİZDİLER. “ABD GURKALARI”: FETÖ DIŞ MÜDAHALE “KART”I OLAMAZ..
15 Temmuz 2016’da FETÖ üzerinden açık bir saldırıya, “çokuluslu müdahale”ye maruz kaldık. ABD, İsrail ve hemen bütün Avrupa bu müdahalenin arkasındaydı. FETÖ’nün içerideki ortaklık halkasıoldukça genişti.
Bir tür 21. yüzyıl Türkiye’si projesi uygulanmak istendi. Daha küçük, daha etkisiz, daha bağımlı bir Türkiye oluşacaktı. Tam bir Sevr Haritası hazırlanmıştı. İstiklal Savaşı’ndan, 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır dış saldırı yapılmıştı.
Önledik… Önlemenin ötesinde, bu silahı büyük oranda ellerinden aldık. ABD ve İsrail, Türkiye’ye karşı en büyük silahlarının hiçbir işe yaramadığının şokunu yaşadı.
Üç yıl sonra FETÖ, her ne kadar varolmaya devam etse de, çokuluslu güç haritasında üzerinden bu ölçekte hesap yapılacak “kart” olma özelliğini kaybetti. Birer İngiliz/Amerikan Gurka’sı, vatan hainleriolarak siyasi tarihin yanlış sayfalarına yerleşti.
BİZİ “STRATEJİK ORTAKLIK”LA VURDULAR.
Kırk yıldır içeride PKK ile savaşıyorduk. Etnik harita için terörü alabildiğine besleyenler Türkiye’nin müttefikleriydi. Bizi “dostlukla”, “stratejik ortaklıkla” vuruyorlardı.
Irak işgali ve Suriye savaşı ile PKK’ya yükledikleri misyon bölgeselleşti. Suriye meselesi bittiği anda, hedefine ulaştığı anda, bir adım sonrasında “Türkiye Cephesi” açılacaktı, bir işgal başlatılacaktı.
FETÖ PKK PLANINI DA BİLİYORDU. O VATAN HAİNİ,“ÖLMEDİKLERİNE PİŞMAN OLACAKLAR” DİYORDU…
İçerideki terör, çokuluslu bir bölgesel silaha dönüşmüştü. ABD, İsrail, Avrupalı ortaklardı, bazı Arap rejimleri hep birlikte Türkiye’ye vurmaya hazırlanıyordu. FETÖ üzerinden yürüttükleri müdahalenin fiyaskoya dönmesinin de intikamını alacak bir “B Planı” uygulanıyordu.
Pensilvanya’daki terör liderinin 15 Temmuz sonrası söylediği alçakça cümle hiç unutulmadı: Ülkemizi, milletimizi tehdit ediyor ve “Ölmediklerine pişman olacaklar” diyordu.
Kastettiği, Suriye üzerinde kurulan yüzlerce kilometrelik “Türkiye Cephesi”ydi. Bu cepheden ülkemize bir işgal, istila harekatı yapılacağını o vatan haini pekala biliyordu.
FETÖ’DEN SONRA PKK SİLAHI DA ELLERİNDEN ALINIYOR, ALINACAK…
Türkiye son üç yıldır, içeride PKK ile acımasız bir mücadele yürüttü. İçeriden vurma hesaplarını büyük ölçüde hafifletti. Batı’nın Suriye ve Irak’taki paralı ordusu PKK/YPG’ye askeri olarak buralarda da büyük bir müdahale başlatıldı.
Fırat Kalkanı, Afrin Müdahalesi, Pençe Harekatı ve son Barış Pınarı Harekatı ile o “çokuluslu proje” sınırlarımızdan uzaklaştırıldı. Hem askeri hem de ABD ve Rusya ile yapılan müzakere ile bu sonuç a ulaşıldı.
PKK/YPG ESKİ GÜCÜNE BİR DAHA KAVUŞAMAZ.
Mücadele devam ediyor, edecek. Türkiye bir daha bu şekilde tehdit edilemeyecek. FETÖ’den sonra “ikinci büyük silah” da ABD, İsrail ve Avrupa’nın elinden alınıyordu.
Türkiye’nin güç yükselişi karşısında bu silah da eskisi gibi etkin biçimde kullanılamayacak hale getiriliyor, getirilecek de. PKK/YPG bir daha eski gücüne kavuşamayacak. Çok daha fazla ezilecek, eskisi kadar efektif kullanılamayacaktır.
3. SİLAHLARI DEAŞ’TI.FETÖ OLMADI PKK,O DA OLMADI DEAŞ. PATRON HEP AYNI..
Bu başarı da son üç yılda alındı.
FETÖ ve PKK/YPG’yi silah olarak kullananların üçüncü silahı DEAŞ’tı. “Terörle mücadele” palavraları atıp küresel ölçekte dünyayı teröre boğdukları gibi, “DEAŞ’la mücadele” diyenler aslında DEAŞ’ı kuran ve yönetenlerdi. Suriye ve Irak’ta, daha sonra Türkiye’nin bir bölümünü de içine alacak harita için kurulmuş ve sahaya sürülmüştü.
DEAŞ, PKK ve FETÖ ile ortak çalışıyor, ortak bir amaç için koordineli hareket ediyordu. Üçünün de patronları aynıydı. Üçüne de aynı misyon yüklenmişti. Üçü de ana hedef olarak Türkiye’yi vurma üzerinde konumlandırılmıştı. Üçü de en ağır saldırıları Türkiye’ye yapmıştı.
Bu üç örgütün üçünün de İsrail’i rahatsız edecek hiçbir şey yapmadığını herkes biliyor. Üçü de ABD’nin, İsrail ve Avrupa ülkelerinin Türkiye ile hesaplaşma aracıydı.
FETÖ’CÜ SUBAYLAR PKK VE DEAŞ’LA ÇALIŞIYORDU
Fırat Kalkanı operasyonunda Türk tanklarını vuran DEAŞ’lılara nokta hedefleri ABD istihbaratı veriyordu. Suriye-Irak sınırı boyunca hem PKK ile hem DEAŞ’la ortak iş yürüten FETÖ’cü subaylar, bunu bir proje çerçevesinde yapıyordu.
DEAŞ’ın PKK’ya alan açma rolü dışında hiçbir misyonu olmadı. İşte bu da o proje çerçevesinde oluyordu.
DEAŞ’a karşı savaşan tek ülke Türkiye oldu. Örgütün Suriye’de belini kıran Türkiye oldu. ABD ve “koalisyon” dedikleri yapının DEAŞ mücadelesi sadece büyük proje için bir kamuflajdı.
BAĞDADİ SONRASI YENİ ÖRGÜT YENİ CEPHE Mİ!
ABD’nin Bağdadi’yi öldürmesi ya da devreden çıkarması, bu örgüt üzerindeki hesabın sıfırlandığının göstergesidir. Yeni bir örgüt, belki başka bir bölgede yeni bir cephe açılacaktır.
Bu durum, Türkiye’nin baskıları ile sınırlarımıza yakın bölgelerde DEAŞ hesabının da bozulduğunun, DEAŞ silahının da ellerinden alındığının göstergesidir.
TÜRKİYE SON ÜÇ YILDA ÜÇ SALDIRIYI ÖNLEDİ,ÜÇ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ YENDİ.
15 Temmuz işte bu yüzden büyük bir tarih dönüşüdür.
Üç yılda üç büyük saldırı önlendi.
Üç yılda üç tehlikeli silahlı örgüt yenildi.
Üç yılda ABD’nin, Avrupa’nın, İsrail’in, bölgemizdeki sömürge artıklarının Türkiye’ye yönelik bütün örtük ilişkileri, ittifakları, gizli savaşları, kirli hesapları açığa çıkarıldı.
Üç yılda, terörün arkasında Batı’nın Türkiye ile savaşının yattığı, aslında bizi “dostlukla” vurdukları bütün yönleriyle açığa çıkarıldı.
ONLAR YOK ETMEYE GELDİ, TÜRKİYE DİRİLDİ.ARTIK TERÖR KARTI İLE DİZ ÇÖKTÜREMEZLER. BU KİRLİ OYUN BİTTİ..
Üç yılda Türkiye inanılmaz bir güç biriktirdi.
Onlar yok etmeye geldi Türkiye dirildi.
Onlar küçültmeye geldi Türkiye güçlendi.
Onlar savaşı içeriye taşımaya çalıştı, Türkiye sınırından uzaklara itti.
Ve bunların tamamı üç yılda, 15 Temmuz 2016’dan sonra yapıldı.
Artık terör örgütleri üzerinden bu ülkeye diz çöktüremezler, bu “kart” üzerinden bir yere varamazlar. Bu savaşı terör ve örgütler üzerinden yürütemezler. Bu oyun bitti.
SİVİL PROTESTO DENEYECEKLER. ‘SİLAHSIZ TERÖR’ DENEYECEKLER. “ZULÜM 1453’TE BAŞLADI” CEPHELERİ KURACAKLAR..
Artık silahlı örgtülerle yapabilecek bir şeyleri kalmadı. Bu da FETÖ ve PKK’nın daha da zayıflayacağının, güçten düşeceğinin işaretidir.
Sivil isyan, yeniden sokak hareketleri deneyecekler. Yeniden siyasi tansiyonu yükseltmeye çalışacaklar. HDP-CHP ekseninde oluşturdukları ittifakın amacı budur.
Belediye seçimleri, “Ekremİmamoğlu modellemesi” geliştirmelerinin nedeni budur. “Zulüm 1453’te başladı” diyenlerin belli adreslerde toplanmalarının nedeni budur.
İçerideki sinir uçlarını bir kez daha tahrik etmeye çalışacaklar. “İç işgalciler”i bir kez daha sahneye sürecekler. Etnik ve mezhep kimliklerine yüklenecekler.
İÇERİDEKİ “SON YABANCILAR..”ÜÇ YILDA BÜTÜN BÖLGE DEĞİŞTİ. 2023’E İSE SADECE ÜÇ YIL KALDI!
İçerideki “son yabancılar”ı bir kez daha hareketlendirecekler. Bunu etnik ve mezhep üzerinden değil, sert siyasi söylem üzerinden değil, “muhafazakar soslu bir dil” üzerinden pazarlayacaklar.
Ama bu da para etmeyecek. Türkiye çevresini temizliyor. Küresel ölçekte güç inşa ediyor. Bölgesel düzeyde bütün harita taslaklarına müdahale ediyor.
Silahlı terör örgütleri kadar “silahsız terör grupları”nın da bir “dış müdahale aracı” olarak kullanılmasına asla müsaade etmeyecek.
2023’e üç yıl kaldı. Son üç yılda yukarıdakileri yapan Türkiye, önümüzdeki üç yılda nerede olacak, herkes hesabını doğru yapmalı.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021