İbrahim Karagül
HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; “İktidara geldiğimizde Kanal İstanbul’u durduracağız. Kredileri ödemeyeceğiz. Şirketlerin parasını ödemeyeceğiz. Para veren ülke ile de aramıza mesafe koyacağız” dedi.
Hemen soralım: Başka hangi projeleri durduracaksınız? Hangilerine son vereceksiniz? Listenizde başka neler var ve bu listeleri size kim verdi?
O listeyi tanıyoruz biz. Bunları durdurmak için ülkeyi teröre boğdular.
İstanbul’u teröre boğan, yakıp yıkan, Anadolu’da mezhep savaşı tohumlarının ekildiği Gezi olayları sırasında da bir liste vardı. Dönemin Başbakan Vekili Bülent Arınç’a sunulan listede; “Üçüncü Köprü, Üçüncü Havaalanı ve Kanal İstanbul’un durdurulması” isteniyordu.
3. Köprü yapıldı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü oldu. 3. Havaalanı yapıldı. İstanbul Havaalanı oldu. Kanal İstanbul içinse temel atma aşamasına gelindi.
Bunlara karşı çıkanlar, durdurulması için Türkiye’yi teröre boğanlar aslında Taksim Dayanışma Platformu adı altında örgütlenen yapı değildi. İstanbul Havaalanı’nın Avrupa ve dünya hava trafiğini nasıl sarsacağını bilen, Türkiye’ye kazandırıp kendilerine neler kaybettireceklerini bilen ülkelerdi.
“Üçüncü Köprü”nün Çin’den Londra’ya ulaşacak 21. yüzyıl ekonomik koridorunu engellemek isteyen ülkelerdi. Türkiye’nin “Orta Koridor” projesinin, siyasi yükselişin ekonomik ayağını oluşturacağını bilen ülkelerdi.
Yakında listedeki diğer maddeler de açıklanır.
Bu yüzden İstanbul sokaklarında isyan yöneten Alman ve ABD istihbarat örgütleriydi. Bu tek amaçları, “Türkiye’yi içeriden bunaltıp bunları yapamaz hale getirelim” ajandasıydı. Az çok uluslararası ilişkilerin güç hareketliliklerinin nasıl yaşandığını bilen herkes bunun farkındadır.
Şimdi aynı listeyi Kılıçdaroğlu dillendiriyor. “İstanbul Havaalanı’nı önleyemedik, Üçüncü Köprü’yü önleyemedik bari Kanal İstanbul’u önleyelim” demek istiyor. Ya da eline verilen listede başka hangi projeler varsa, çok yakında onları da bir bir sıralamaya başlayacak.
Yapılanları yıkma üzerine bir siyasi duruş masum değildir!
Bir ana muhalefet partisi ve onun lideri, Türkiye’ye ne katacak, onu konuşması lazım. “Biz daha çok, daha iyisini yaparız” demesi lazım. Kendi tezlerini anlatması, bu tezlerin Türkiye’nin ölçeğini artıracak şeylerden oluşması lazım.
Bir muhalefet partisi lideri, yapılanları yıkma üzerine, planlananları bozma üzerine, Türkiye’yi güçlendiren her şeyi sabote etme üzerine, ülkeyi zayıflatma projeleri üzerine konumlanamaz, konuşamaz.
Dikkatle izliyoruz, “Türkiye’yi daha iyi yapma üzerine, refah ve gücü daha da artırma” üzerine tek cümlesi yok. Sadece Kılıçdaroğlu mu? İyi Parti lideri Meral Akşener de, HDP de, Saadet de, Ak Parti’den ayrılanlar da aynı cümleleri kuruyor.
Bu bir siyasi yol değil, bu bir projedir! Yeni bir müdahalenin hazırlığı mı bu?
Bari biriniz ya da ikiniz farklı bir şeyler söyleyin. Bari biriniz yapıcı, inşa edici, güçlendirici, sevindirici konular üzerine bir cümle kurun. Hiç birinde bunu göremiyoruz. Neden?
O zaman, bunun bir siyasi yol olmadığını, bir proje olduğunu ve Türkiye’nin yıkımı üzerine sözlerin hiç de masum olmadığını görüyoruz. Buradan nereye varacaklar, bu söylemlerin arkasından ne gelecek, yeni bir çokuluslu müdahalenin altyapısı mı hazırlanıyor, kitle psikolojisi üzerinde böyle bir oyun mu kuruluyor diye düşünüyor insan.
Düşünmeyelim mi?
Kanal İstanbul’u durduracağız diyen adam, aslında “21. yüzyılda Türkiye’yi durduracağız” diyor. Coğrafyaya sığmaz hale gelen bu ülkeyi yeniden Anadolu içlerine sıkıştırmayı, orada iç çatışma ve gerilimlerle bunaltmayı düşünüyor.
“İçeride hayatı, dışarıda Türkiye’yi durdurmak…”
Aslında onlar “içeride hayatı, dışarıda Türkiye’yi durdurmak” için mevzi savaşı yürütüyorlar.
Peki bunu kim ister? Türkiye’de, hangi siyasi çevreden olursa olsun, ülkesini seven tek bir vatandaşımız bunu ister mi? Tek bir vatandaşımız ülkemizin yara almasını, tökezlemesini, saldırılara açık hale gelmesini ister mi?
Bunu içeriden kimse istemez ama dışarıdan onlarca ülke ister. Kılıçdaroğlu’nun sözlerinden kimlerin istediğini görüyoruz. ABD ister, AB ülkeleri ister, bazı bölge ülkeleri ister, Rusya ister. Türkiye’nin ölçek büyütmesinden rahatsız olan, Türkiye’nin dünyanın devlerine rakip olmasından endişe eden bütün ülkeler ister.
Bu yıkım fırtınasını kim, hangi ülkeler planlıyor?Anadolu’nun soruları var!
O zaman, bu motivasyon nereden geliyor? O zaman bu yıkım fırtınasını kim planlıyor? O zaman bizim muhalif partilerimiz hangi ülkelerden, hangi güç çevrelerinden besleniyor? O zaman “Türkiye’yi yönetmeye talibiz” diyen bu parti ve liderler, her şeyi durduracaklarsa, kimler adına hareket ediyor?
Bu soruları sormaya hakkımız var? Bu soruları Anadolu topraklarından dünyaya bakarak sorma hakkımız var.
Herkes birilerine listeler veriyor. Gezi olayları sırasında listeler verdiler. 17-25 Aralık’ta listeler verdiler. Hatta ABD ve İsrail istihbaratının verdiği listelerle bu ülkenin insanlarını hedef aldılar, soruşturmalar açtılar, yok etmeye çalıştılar. Hiç biri Türkiye’nin öncelikleriyle alakası yoktu.
Şimdi öyle görünüyor ki, Kılıçdaroğlu’na da bir liste vermişler. Kim verdi, nasıl bir yöntem izleyecekler ibretle takip edeceğiz. Türkiye’nin önceliklerini nasıl hedef alacaklarını göreceğiz.
Bu listeyi size kim verdi? Listede şunlar da var mı?
Kılıçdaroğlu’na şunları soralım:
Size bu listeyi kimler verdi? Sunulan listede başka neler var? Hangi projelerin durdurulması, hangi başarıların sabote edilmesi istendi sizden?
Mesela;
SİHA üretiminin durdurulması istendi mi?
Füze sistemleri üretiminin durdurulması istendi mi?
Donanma yatırımlarının, TCG Anadolu üretiminin engellenmesi istendi mi?
Libya’dan, Irak’tan, Suriye’den asker çekme istendi mi?
Akdeniz’de kurduğumuz savunma kalkanlarının indirilmesi istendi mi?
Bunlar karşılığında size neler vadedildi? Çok sorumuz var, çok!
Yurtdışında kurduğumuz askeri üslerin kapatılması istendi mi?
PKK’ya yönelik terör operasyonlarının durdurulması istendi mi?
Rusya ile savaş pozisyonuna geçilmesi istendi mi?
O listede sadece projeler mi var?
Nasıl bir Türkiye şekillendirecekler? Bu amaçla içeride nasıl bir gerilim senaryosu izleyecekler, size söylediler mi?
Ve en önemlisi de; size bunların karşılığında neler vadedildi?
Çok sorumuz var, çok! Israrla soracağız, ısrarla cevap bekleyeceğiz.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021