İbrahim Tenekeci
Hayatın neler getireceğini ve kimleri karşımıza çıkaracağını bilemeyiz. Bir vesile olur ve uzak yaşamlar yakın kılınır.
Arşivimde birikmiş yüzlerce mektuptan biri. 28 Nisan 2001 tarihinde Ankara’dan gönderilmiş. Gönderen Furkan Çalışkan. Mektup “henüz on dokuz yaşındayım” diye başlıyor. Bu genç kardeşimizin bir gayesi var.
Kırklar dergisindeki ilk şiiri bu mektuptan üç ay sonra yayınlandı. (Batan Gemi Yemini, Temmuz 2001, sayı 14) Böylece Ahmet Edip Başaran, Emel Özkan, İsmail Kılıçarslan, Mustafa Akar, Osman Toprak, Saadettin Acar, Sait Yavuz gibi dergimizin desteklediği gençlerden biri oldu. Bu isimlerin hâlâ bir ve beraber olması, benim için büyük sevinç kaynağıdır.
Temmuz ayının son günlerinde ikinci mektubu geliyor: “Amacım şiirlerimi birçok yerde yayınlatıp ismimi duyurmak değil.” Üçüncü mektubu Fatih semtinden: “Artık İstanbul’da yaşıyorum. Sizinle ve diğer arkadaşlarla tanışmayı çok arzu ediyorum.” Yüksek tahsil için İstanbul’a gelmiştir.
Furkan Çalışkan’ın ilk şiir kitabı Kabahatler Kanunu 2009 yılının mayıs ayında çıktı. (Profil Yayınları.) Şiirinin yayınlanmasından sekiz yıl sonra. O zamana göre başarı sayılabilir. Şimdi bu işler biraz daha kolay hale geldi.
Bu sırada inşaat mühendisi oldu. Bende unuttuğu şiir kitabının içinden çıkan dozer fotoğrafını unutamam. Ağır iş makinesi ve şiir.
Furkan Çalışkan’ın bugün itibariyle üç şiir kitabı var. Diğer ikisi Savunma Sanatları ve Türkiye Saati. Birkaç yazı dosyasının da hazır olduğunu biliyorum.
Öncesini saymadan söyleyelim: On yedi yıllık yayın sürecinden geriye kalan, toplam elli iki şiir. Neredeyse her birine yakından şahit oldum. Ortalamaya vuracak olursak, dört ayda bir şiir bitirmiş.
***
Bizim oralarda dua niyetine geçen bir atasözü var: “Yaylanın çayırlısı, evladın hayırlısı.” Bunu bir güzellik olarak çoğaltabiliriz: Allah, arkadaşların da hayırlısını versin. Vefalı ve itimat ehli olsunlar.
Birkaç yıllık birlikteliklerin bile uzun sayıldığı bir devrin içindeyiz. İnsanlar genellikle arkadaşlık kurmuyor, çevre oluşturuyorlar. Haliyle, sürekli ‘çevre felaketi’ yaşanıyor.
Dünyanın güzelliklerini biliyoruz. Peki, insanın güzellikleri nelerdir? Güvenilir olmak, dostlukta sebat etmek, ferahlık vermek, emaneti korumak… Furkan Çalışkan’ın gönlümdeki yeri işte bunlarla beraberdir.
Furkan Çalışkan yol ustasıdır. Fedakârlıkta mahirdir. İstikamete sadıktır. Onunla yola çıkabilirsiniz.
İtibar dergisinin mutfağını oluştururken, yazı işleri müdürü olarak Furkan Çalışkan’ı seçtik. Böylece meşakkatli bir yola çıkmış olduk. Sekiz yıldır istikrarlı ve kararlı bir şekilde yürüyoruz. Emekleri unutulmaz.
Buraya bir dize alalım: “Dost ateşinde kalmış askerleriz bugünlerde.” (Savunma Sanatları, sayfa 46.)
***
Furkan Çalışkan’ın sanatıyla ilgili bir değerlendirme yazısı kaleme almıştım. Ne kadar tarafsız oldum, bilemiyorum. Burada benzer düşünceleri tekrar etmeyeceğim.
Çalışkan, geniş bir coğrafyanın şiirini yazıyor. Geçmişten değil de tarihten sesleniyor. Kafkas, Kırım ve Balkanlardan. Eski vatana özel bir ilgisi var. Hem kazanırken hem kaybederken sayısız şehit verdiğimiz topraklar. Buralarda sessizce geziniyor.
“Düşman kazanacak olursa eğer / Ölüler bile payını alacak zamandan” dizeleri, yok edilen İslâm mezarlıklarını anlatıyor gibidir. (Kabahatler Kanunu, sayfa 11.)
Şairimizin annesi Ahıska Türklerinden. İlk kitabının iki şiirinde Ahıska geçiyor. Sahi, 1946 yılında ne oldu? Bir ipucu sanki: “Kaçtım ve bütün fotoğraflarım bensiz çekildi.” (Savunma Sanatları, sayfa 40.)
Babası Toros Yörüklerinden. “Yerleşik hayata hor bakan geçmişim” dizesi muhtemelen bunu ifade ediyor. (Savunma Sanatları, sayfa 17.)
Furkan Çalışkan’ın ilk iki kitabına gurbet havası hâkim. “Şimdi uyusam keşke, belki eve dönerim”, “İlk iş gününün yalnızlığıdır ömrüm” gibi birçok dize, bize bu duyguyu veriyor. Üçüncü kitabında ise Türkiye’ye geliyor. Sanki gezdi, gördü ve döndü. “Sana kendimden ne getireyim / Sağ salim gidip gelmekten başka” diye soran şair, sonra kesin olarak şöyle diyor: “Bir canım var bir de Türkiye.” (Türkiye Saati, sayfa 41.)
***
İnsanların birbirini bulması ve tamamlaması güzeldir. Baharda Sipahi şiiri bana kalırsa bu hali anlatır: “Baharda, kısa ve kalıcı olur / İki eski dostun havadan sudan konuşması.” (Savunma Sanatları, sayfa 35.)
Eski kelimesine bir ilave yapalım ve öyle bitirelim: “Yıllar geçer, ihtimaller azalır.” (Savunma Sanatları, sayfa 38.)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.06.2019
6.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
5.02.2019
29.12.2018
26.12.2018
19.12.2018
28.11.2018
21.11.2018