İbrahim Tenekeci
İnsana, hakkına razı olmak yakışır. İhtiyaç duymadığımız yahut hakkımız olmadığı halde sürekli fazlasını istemek, şaşkınlık kapısını da açar. Huzur bulamayız.
Özellikle örnek vereceğim. İbrahim Tatlıses’in kıymetli bir sesi var. Allah ona o meziyeti, melekeyi vermiş. Birkaç türküyle bile milletin gönlünde kalıcı yer edinebilirdi. Geçim sıkıntısı da çekmezdi üstelik. Fakat hakkına razı gelmedi. Lahmacun, turizm, inşaat, radyo, televizyon ve başka şeyler. Sonrası malum. Kazandıkça kaybetmek tam manasıyla budur. Şu an kulağıma uzaklardan gelen ses: “Yedi yıldır uğramadım yurduma.”
Hakkına razı olmayanları siyaset dünyasında da çok sık görüyoruz. Günün sonunda kendi kendilerini yok ediyorlar. Bir misal verelim: Emanet oylarla parti genel başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanı olmuş. Fakat yetmiyor. Gül gibi yaşayıp gitmek yerine, sıklıkla dikenlerini gösteriyor. Onu bütün bu mevkilere kimler taşıdı? Şimdi hangi adreslerle yan yana geliyor? Cevap: Ona oy veren camianın şiddetle karşısında olan zihniyetle. Yazımızın girişine uygun bir dua: Allah kimseyi şaşırtmasın.
Edebiyat âlemine uğramadan geçmeyelim. Henüz yolun başında olan genç kardeşimiz dergimize dört şiir göndermiş. Okudum ve iki tanesini teşvik amaçlı yayınlamaya karar verdim. Kendisine “şu iki şiirinizi yayınlamak için ayırdım” diye yazdım. Normalde nasıl bir cevabın gelmesi gerekir? “Çok sevindim. Teşekkür ederim. Daha fazla çalışacağım.” Hayır, üst perdeden şöyle bir soruyla dönüş yaptı: “Diğer ikisinin nesi var?” Burada birden fazla sorun bulunuyor. Bu kardeşimiz biraz büyüdüğü, ilerlediği zaman kim bilir ne hale gelir? Şahsen böyle bir vebali göze alamam. Geri çekilmek bazen iyidir. Kendi adıma aldığım ders: Hakkına razı olmayan, kazandığını da kaybedebilir.
Eski ve yeni bir dünya sebep arasında yaşıyoruz. Bozuk terazi ve yetersiz bilgi, insanı daima haklı ve alacaklı gösterir. Kibir de böyledir. Dengemizi perişan eder.
Özetle: Haksızlığa rıza göstermeyen ve hakkımıza razı gelen insanlardan olmalıyız.
Bir de ‘daha azına razı edilmek’ bahsi var. Milletçe böyle bir süreç yaşadık. Bu yaşımıza kadar hep aynı kalıp cümleyi duyduk: Ortadoğu ve Balkanların en büyük fabrikası, yüzme havuzu vesaire. Kıyas, sürekli oralarla yapıldı.
Ortadoğu ve Balkanlar dediğimiz yerler neresidir? Yüz sene öncesine kadar vilayetlerimiz. Konya, Kastamonu, Trabzon gibi. Günümüzde ise bakiyemiz. Bizi bunlarla yarışır hale kim düşürdü? Nasıl bir ufuk daralmasına maruz kaldık? Düvel-i muazzama diyorduk, şimdi ne söylüyoruz?
Yeni rejimle birlikte ve sistemli bir şekilde daha azına razı edilmek istenenler, artık seslerini yükseltiyor. “Dünya beşten büyüktür” itirazı, uyanan ve daha azına razı olmak istemeyen bir toplumun nidasıdır. Bize kalırsa, günlük siyasetin üstündedir. Söyleten, millettir.
Yazımızda geçen örnekler birbirine uzak gibi görünebilir. Olabilir. Fakat konu aynıdır.
Unutmayalım: Birinin fazlası, bir başkasının eksiğidir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.06.2019
6.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
5.02.2019
29.12.2018
26.12.2018
19.12.2018
28.11.2018
21.11.2018