Bu görüşmeler ya Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir “aydınlık” sayfa açacak ya da işler daha da kötüye gidecek. Bizlere düşen ilişkilerin toparlanması ve anlaşmazlıkların biran evvel çözülmesi için dua etmek…

Ama bu görüşmelerin başarılı olabilmesi için iki taraf görüşmecilerinin de aynı frekansta olmaları gerekiyor…

Amerika’da son zamanlarda “Türkiye’ye ve önemli şahsiyetlere müeyyideler uygulayalım, Türkiye’yi cezalandıralım” diyenlerle “Bu iş ters teper Türkiye’yi kaybetmeyelim” diyenler arasında ciddi tartışmalar var. Maalesef Türkiye’ye sertlik uygulanmasına taraftar olanlar şu anda önde gidiyorlar. Bunda tabii ki FETÖ’cülerin de belli bir derecede parmağı var…

Sertlik yanlıları Türk-Amerikan ilişkilerindeki soğumanın Ankara’nın hatası olduğunu, Türkiye’nin Batı değerlerinden uzaklaştığını ve ilişkileri kopma noktasına getirenin Türkiye’nin tutumları olduğunu iddia ediyorlar. Buna Rusların da katkıda bulunduğunu sık sık dile getiriyorlar.

Yani bu insanlar hiç ABD’nin FETÖ’cülere kol kanat gerdiğini, Amerikan vergi mükelleflerinin cebinden her yıl bir milyar dolara yakın bir paranın bunların okullarına akıtıldığını, bu paraların Türkiye aleyhine faaliyetlere harcandığını söylemiyor. Kimse “PKK’yı terör örgütü kabul ettik ama hala onlarla yatağa giriyoruz, bu ne iş?” demiyor…    

Evet, ABD’de az bir kesim var ki onlar ise ilişkilerin ABD’nin FETÖ’ye ev sahipliği yapması, PYD/YPG/PKK’ya arka çıkması sonucu çıkmaza girdiğini söylüyor ama sesleri cılız çıkıyor.

İşte Washington’da toplanan Türk-Amerikan heyetlerine iştirak eden Amerikalılar sertlik yanlılarının zihniyeti ile hareket ederlerse bu iş çıkmaza girer. Bizden uyarması…