Kemal BURKAY
Öncelikle şunu belirteyim ki 24 Haziran seçimleri de demokratik bir ortamda, adil ve eşit koşullarda yapılmadı. Öncelikle OHAL ortamı nedeniyle. Ayrıca, baskın biçiminde gidilen seçimlerde, HAK-PAR’ın da içinde olduğu birçok parti yarış dışı bırakıldı. Bazı partiler her zamanki gibi hazineden büyük meblağlarla desteklendiler, yüz milyonları bölüştüler. Medya da, başta iktidar olmak üzere, birkaç partinin hizmetinde oldu. Yüzde 10 barajını da içeren, 12 Eylül faşizminden kalma, bin bir engelle donatılmış Seçim ve Siyasi Partiler yasaları da işin tuzu biberi...
Böyle bir ortamda tüm siyasi görüşler, eğilimler bakımından adil bir seçim yarışından söz etmek olanaksız. Bu öylesine bir boks maçı ki, kiminin elinde demir eldivenler var, kiminin ise eli kolu bağlı.
12 Eylül rejimini izleyen dönemde iktidara gelen siyasi partiler ve onların hükümetleri de, 12 Eylül anayasası dahil, bu antidemokratik çarkı değiştirmek için çaba göstermediler, işlerine gelen bazı yamalarla yetindiler. Son olarak da yeni anayasa diye, cümle yetkileri tek elde toplayan bir sistem kuruldu.
24 Haziran Seçimleri’nin sonuçlarına gelince:
“Cumhur İttiakı” denen AK Parti- MHP ittifakı seçimleri kazandı ve MHP beklenenden fazla oy aldı.
HDP hem Kürdistan’da, hem de geçen seçimlere göre oy kaybına uğrasa bile barajı aştı. Bunu sağlayan, diğer siyasi çevrelerden ve sol kesimlerden gelen oylar oldu. Eğer barajı aşamazsa söz konusu milletvekillerinin ezici çoğunluğunun AK Partiye gideceğinden kaygı duyan bu kesimler, böylesi bir kutuplaşma ortamında, geçen seçimde olduğu gibi bunda da HDP’ye oy verdiler.
CHP’nin aldığı oy yüzde 22 gibi düşük bir oranda kaldı. Muharrem İnce’nin yüzde 30’un üzerinde oy almasını ise, birçok yorumcunun aksine ciddi bir başarı olarak görmüyorum. Milletvekili seçimlerinde HDP’ye ve İyi Parti’ye oy veren seçmenlerin bir bölümü İnce’ye oy verdiler. Çünkü 2. Tura kalma halinde Erdoğan’ın karşısına onun çıkacağı belliydi.
Seçim sonuçlarını belirleyen, bu kez kötüleşen ekonomik durum, doların veya soğan-patates fiyatlarının yükselmesi olmadı. Erdoğan ve partisi ile karşıtları arasındaki sert kamplaşma oldu.
Bu, aynı zamanda Kemalist kesimle İslamcı kesim, bir başka anlamda Osmanlıcılarla Cumhuriyetçiler arasında 1920’lerden beri süre gelen tarihi kamplaşma ve çatışmanın yeni bir evresidir. 2002’de iktidarı Kemalistlerden alan İslamcı kesim bu seçimde de onu korumayı başardı.
Gerçi AK Parti’nin, yani İslamcı kesimin bu kez kaybetmesini önleyen MHP oldu. Partisinin bölünüp zeminin ayakları altından kaydığını gören Bahçeli, Erdoğan’a sarıldı. Erdoğan’ın da ona ihtiyacı vardı. Böylece daha önceki dönemde zaman zaman birbirlerini akıl almaz biçimde karalayan bu iki politikacı ve iki parti, müthiş bir esneklik göstererek ortak çıkarda buluştular.
Aslında Bahçeli, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası da, muhalefetle koalisyonu reddedip yeni seçimlere yolu açarak parlamento çoğunluğunu yitirmiş olan AKP’ye çıkış olanağı sağlamıştı.
Belli ki bu iki lider ve iki parti bir süre daha birlikte yürüyecekler. Bu bir İslamcı-milliyetçi uzlaşmasıdır. Buna Türk-İslam sentezinin yeni dönemdeki iktidar biçimi de denebilir.
Böylesi bir siyasi yapı ya da iktidarla ülkenin önündeki ciddi sorunlar, örneğin Kürt sorunu ve Alevi sorunu çözülebilir mi, demokratikleşme ve barış sağlanabilir mi? Besbelli hayır. MHP’nin deva bulmaz çağdışı siyasi anlayışı bir yana, AK Parti de zaten çok geri mevzilere çekildi, statükoya ve şiddet politikalarına sarıldı, sorun çözecek, reform yapacak hali kalmadı.
Peki kamplaşmanın diğer tarafı, yani CHP ve bu seçimdeki yandaşları, “Millet İttifakı” denen kesim ne durumda, onlar umut veriyor mu? Onlar iktidara gelse durum değişir miydi? Yine hayır.
En başta CHP’nin, ülkenin yüz yüze olduğu ciddi sorunları çözecek projeleri yok, böyle bir vizyonu yok. CHP 1930’larda kalmış görünüyor, kendisini yenileyemedi; Kemalizmin çağdışı, tutucu kalıplarından sıyrılıp reformcu bir partiye dönüşemedi. Sosyal demokratlığı lafta kaldı.
İyi parti denen yeni oluşuma gelince, o da MHP’nin diğer yarısı ve bazı bakımlardan Bahçeli’yi bile yumuşak bulan bir kesim… Meral Akşener’in geçmişi ve Kürt sorunuyla ilgili olarak bizzat bugün söyledikleri ortada.
Bir başka deyişle bu ittifak da Türk-İslam sentezinin diğer bir versiyonu. Seçimleri kazansa sadece Erdoğan ve partisi gitmiş olacak, böylece kampın bir tarafındakilerin yüreği soğuyacak; ama onun ötesinde ne Kürt halkı, ne demokrasi, ne de barış isteyenler bakımından bir şey değişmeyecekti.
HDP’nin durumundan geçmişte ve son yazılarımda söz etmiştim, okur bilir ve tekrara gerek yok.
Sonuç olarak bu seçimler gerek Türkiye açısından, gerek Kürt halkı açısından bir değişikliğe yol açmadı. Erdoğan gitse ve karşıtları gelse de yol açmayacaktı. Ne yazık ki Türkiye karanlık bir tünelde yol almaya devam ediyor ve ufukta ışık görünmüyor. İyimser olunacak bir durum yok.
Partimiz HAK-PAR’ın, parti olarak seçimlere giremediği için beş bağımsız adayla yürüttüğü seçim çalışmasının sonuçlarına gelince:
HAK-PAR böylece, bu koşullarda bile havlu atmadı, kimsenin kuyruğuna takılmadı, “aman Erdoğan gitsin de ne olursa olsun!” diyenlerin gazına gelmedi. Çünkü bizim açımızdan Kürt halkının ve aynı zamanda Türk halkının sorunlarının çözümü, ülkeye barışın ve demokrasinin gelmesi şunun gidip bunun gelmesine bağlı değildir. Onlarca yıldır bu deneniyor. Toplumun bıktığı birileri gidiyor, başkaları geliyor; ama durum değişmiyor. Çoğu zaman da gelen gideni aratıyor.
Çünkü özgür olmamız, barışa kavuşmamız sorunları çözecek olanların ülkede yönetimi ele almalarına bağlı. İşin anahtarı burada. Dikkatimizi buna vermemiz gerekiyor. Hangi lider, hangi parti, kendi kaderini tayin hakkı, federal çözüm dahil, Kürt halkının temel haklarını programına koymuş ve savunuyor, kitlelere bunu açıkça ilan ediyor? Hangi parti Alevilerin taleplerine, yani gerçek bir laikliğe programında yer veriyor? Hangi parti çağdaş bir demokrasiyi, kadın haklarını, emekçilerin haklarını, çevrenin korunmasını savunuyor?..
HAK-PAR böyle bir parti. Ve eğer böyle bir programı olan başka partiler sahnede olsa, onlarla ittifak yapmamak için sebep yok. Öyle bir parti olsa, biz seçime giremediğimiz durumda pekala ona destek verebilirdik.
Ama yok. Bu nedenle Partimiz, sınırlı olanaklarıyla beş bağımsız aday göstererek bu seçimde de varlığını ve sesini duyurmaya devam etti. Arkadaşlarımız beş seçim alanında (Diyarbakır, Dersim,Van, Ağrı ve Mardin) fedakarca çalıştılar, kasaba kasaba, köy köy dolaşıp istemlerimizi kitlelere anlattılar.
Bunu ille de parlamentoya girmek için mi yaptık? Hayır. Ama doğru sesi, çözümün sesini duyurmak gerekiyordu.
Bunu yapınca hemen kitlelerin çevremizde toplanacağını mı sanıyorduk? Yine hayır, gerçekçiydik. Kimsenin kendi sesinden ya da kendi yandaşlarının sesinden başka bir ses duymadığı, duymak istemediği böylesine sert bir kamplaşma ortamında bunun gerçekleşmeyeceğini biliyorduk. Bu o ortam değil. Konjünktür ve olanaklar ne yazık ki hala bizden yana değil.
Ama öyle diye asla umutsuz olmadık, meydanı boş bırakmadık. Doğru yol budur dedik, biz varız dedik.
Bu böyle gitmez. Yanlış yollarda bir yere varılmaz. Yanlış yoldaki sözde liderler, partiler er geç duvara toslayacak. Bugün olmasa yarın koşullar değişecek.
Biz vizyonu olan, doğru çözüm projeleri olan bir partiyiz.
Arkadaşlarımız bu seçimde doğru, onurlu bir iş yaptılar. Aldıkları oy kaç olursa olsun, bu onların yaptığı işin değerini düşürmez.
Buna bakarak yapılan doğru işi, kararlılığı küçümsemek, ancak siyasette vizyonu olmayanların ya da önyargılı kişilerin işidir.
Buna bakarak toplumdan umudu kesmek de doğru değil.
Sabır ve kararlılık, bize düşen budur.
Şimdi azimle çalışıp partinin örgüt ağını tamamlayarak önümüzdeki yerel seçimlere girmeyi hedeflemeliyiz.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.02.2022
28.08.2021
16.05.2020
12.05.2020
8.05.2020
4.05.2020
29.01.2020
18.10.2019
10.10.2019
24.03.2020