Kemal BURKAY
Deprem bu kez Elazığ ve çevresini vurdu. Bu nedenle şu ana kadar 40 dolayında insanımız yaşamını yitirdi, binden fazlası yaralandı. Hem evleri yıkıldığı ya da hasar gördüğü, hem de artçı depremler devam ettiği için pek çok insan karakışta zor durumda kaldı.
Yakınlarını yitirenlere başsağlığı, yaralılara şifa diliyorum.
Geçmişte de ülke birçok depreme sahne oldu ve yine büyük acılar yaşandı. Malum, coğrafyamız önemli fay hatları üzerinde.
Depremleri önlemek mümkün değilse de hasarlarını azaltmak pekâlâ mümkün. Bunu başaran ülkeler var. Sık sık güçlü depremlere sahne olan Japonya bunun örneği. İzmit-Yalova, Van, Elazığ depremlerinden çok daha güçlü depremlerde bile can kaybını önleyebiliyor ya da asgariye düşürüyorlar.
Peki biz bugüne kadar söz konusu deprem felaketlerinden ne ölçüde dersler çıkardık? Ne ölçüde tedbirler aldık? Belli ki pek ders almamışız, tedbir de…
Elbet bu işte sorumluluk en başta ülkeyi yönetenlere düşüyor. Ülkenin kaynaklarının bir bölümünü bunun için seferber etmek; bir yandan çürük, depreme dayanıksız binaları yıkıp yerine sağlam binalar yapmak, diğer yandan süregiden yapılaşmanın depreme dayanıklı biçimde olmasını sağlamak onların görevi. Bu iş ciddi bir planlama ve kararlılık gerektiriyor
Son Doğu Marmara depreminin üzerinden 20 yıl geçti. Büyük İstanbul depreminin ise eli kulağında.. Böyle bir depremin İstanbul’a ve tüm ülkeye verebileceği kayıp ve acıları düşünebiliyor muyuz?
Acaba kaç bin bina yıkılacak, altında kaç on bin, belki de yüz bin insan kalacak? Toplanma alanları bile yokken, yok edilmişken, çıkabilecek yangınlar ve salgın hastalıklarla nasıl baş edilecek?
Peki buna karşı sayın yöneticiler ne yapıyorlar? Sanki ellerini kavuşturmuş ve tevekkülle bekliyorlar.
Ya yazar-çizerler, aydın geçinenler ve de yurttaşların kendileri; yani depremlerin asıl acısını çeken ve çekecek olan milyonlar?..
Ortada yönetenler ve yönetilenler bakımından akıl almaz bir vurdumduymazlıktan başka şey görünmüyor?
Oysa tedbir almak mümkün ve ülke bu olanaklara sahip. Yeter ki bu konuda yöneticiler sorumlu davransınlar, görevlerini yapsınlar. Halk ise bilinci ve talepleriyle onlar üzerinde baskı oluştursun.
Ülkenin tüm temel sorunlarının çözümü gibi bu sorun da ötekilere bağlı.
Örneğin ülkenin yeterince kaynağı var. Ama bu kaynakları içerde ve dışarda savaşmak için, kendi ülkenizi veya sınır ötesini bombalamak için değil, paraları tank-top, mermi ve savaş uçaklarına yatırarak değil, barışçı ve yapıcı amaçlarla kullanmak gerekiyor.
Türkiye Afrin’de niçin savaşıyor. Oranın yerli Kürt nüfusunu ezip dağıtmak, zeytinliklerini kesip çöle çevirmek çok mu gerekli? Ya sınır ötesine yapılan diğer seferler?
Türkiye’ye gerekli olan, ülkeyi yeni bataklara sürükleyen militarist politikalar değil, sorun çözücü, barışçı politikalardır. Örneğin Kürt sorununu barışçı biçimde ve Kürt halkının temel haklarını tanıyarak, yani eşitlik temelinde çözecek bir çağdaş akla ihtiyaç var.
Şu dönemdeki önde gelen tartışma konularından biri Kanal İstanbul denen projenin gerekli olup olmadığıdır. Bu proje büyük kaynaklar gerektiriyor. Peki ona çok mu gerek var? Gerekli olup olmadığı, doğaya verebileceği zararlar bir yana, İstanbul depremi için tedbir almak gibi acil bir görev kapıya dayanmışken onca kaynağı böyle bir “çılgın projeye” aktarmak akıllıca bir iş mi?
Evet, işin özü ve çıkar yol budur: Türkiye’nin yeni ve çağdaş bir akla, böylesi bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Yöneticiler, iktidarı-muhalefeti ile sorumlu politikacılar, hiç değilse bu saatten sonra şapkalarını önlerine koyup bugüne kadar izledikleri yanlış ve sorumsuzca politikaları gözden geçirmeliler.
Onların bunu başarmalarının kolay olmadığını biliyorum. Bu tür yanlış yolun yolcuları bazan ancak başlarını kalın bir duvara çarptıktan sonra ayılırlar; çoğu zaman buna bile fırsatları olmaz. Ayrıca, bu iş yalnızca onlara da düşmüyor. Ülkenin sıradan insanları, emekçileri, işçi ve köylüleri, üniversite gençleri, öğretmenleri, esnafları, ekmeğini namusluca kazanan her kesin, hepimizin bunun için yapabilecekleri var. Sesimizle, sözümüzle onları uyarmalı, etkilemeliyiz.
Halkın sesi, kitlelerin gücü eğer sağlıklı bir kanala yönelirse, değme orduların gücünden daha büyüktür.
Onlara sözümüz şu olmalı: Baylar, yeter artık! Savaşa, şiddete, tanka-topa, yakıp yıkmaya hayır! Sorunlarımızı adalete, çağa uygun şekilde diyalogla çözelim. Ülkemize barış getirelim.
Herkese çağdaş insan hakları, özgürlükler!
Kaynakları halkın mutluluğu, esenliği için harcayalım. Daha çok okul, daha iyi bir eğitim, daha çok sağlık ocağı…
Bir gün bile gecikmeden, depremlere ve diğer doğal afetlere dayanıklı, konutlar, binalar yapalım.
Bugün ülkenin gerek duyduğu seferberlik budur.
27 Ocak 2020
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.02.2022
28.08.2021
16.05.2020
12.05.2020
8.05.2020
4.05.2020
29.01.2020
18.10.2019
10.10.2019
24.03.2020