Kemal BURKAY
Bu yazı dizisinin önceki bölümlerinde, insan eylemi sonucu günümüzde dünyanın yüz yüze olduğu ciddi sorunlara, özellikle kapitalizmin yol açtığı kötülüklere özetle değinmiştim. Peki insanlar dünyayı bu duruma nasıl getirdiler, ya da kendileri bu duruma nasıl geldiler. Kısaca bundan da söz etmek istiyorum. Çünkü -eğer zaman kaldıysa- kendimizi ve dünyayı bu kötü durumdan kurtarmak bunu kavramaya, insanlığın bu yönde bilinçlenip harekete geçmesine bağlıdır.
Atalarımız, “komünal toplum” da dediğimiz avcılık ve toplayıcılık döneminde oldukça sade bir yaşam sürüyorlardı. Gruplar halinde avlanarak ve meyve toplayarak, bu ürünleri ortaklaşa tüketerek, yani eşit bir paylaşımla yaşamlarını sürdürüyorlardı. Henüz ev yapmayı ve tarla tarımını bilmiyorlardı, mağaralarda, ağaç kovuklarında yaşıyorlardı. Gelişkin bir maymun grubu gibi…
İnsanlığın bu ilk evresi yüzbinlerce yıl sürdü.
Ama ellerini kullanıp alet yapmayı beceren iki ayaklılar olarak, yaşam için gerekli araçları giderek geliştirdiler. Sopadan mızrağa geçtiler. Hayvanların bir bölümünü; köpeği, koyunu-keçiyi, sığırları, domuzu, tavuk ve ördekleri ehlileştirdiler. Bahçe kurmayı, arpa, buğday gibi doğadan toplayıp yedikleri tohumları ekip çoğaltmasını, yani tarla tarımını öğrendiler. Bu onların beslenme olanaklarını oldukça iyileştirdi. Topraktan çanak çömlek yaptılar. Bu onların suyu ve sütü, meyveleri, tohumları koruyup taşımasına olanak sağladı. Bu olanaklara kavuşunca artık av peşinde koşup yer değiştirmeye pek gerek kalmadı; barınmak için kulübeler, evler yapmaya başladılar; böylece ortaya ilk yerleşim yerleri çıktı.
İnsanlık tarihindeki bu gelişmeye neolitik devrim diyoruz. Biz Kürtler bakımından bunun ilginç ve onur verici yanı şu ki, bu devrim dünyada ilk kez bizim ülkemizde, Kürdistan’da gerçekleşti ve giderek çevre coğrafyalara yayıldı.
Bunu izleyen dönemlerde bakırın ve demirin bulunması, bu madenlerin alet yapımında kullanılması, atın ehlileştirilmesi, tekerleğin keşfi. Kağnı ve at arabasının otaya çıkması vb. gelişmeler yaşandı. Bunun yanı sıra yazının bulunuşu, bilimler ve sanatların ortaya çıkışı…
Buna insan toplumlarında uygarlığın ortaya çıkışı da diyoruz. Alet yapmakla başlayan, tarımla, mimariyle, yazı, bilim ve sanatlarla gelişen uygarlık, 10-12 bin yıl öncesinden başlayarak çok hızlı bir seyir izledi. İlk gelişkin örnekleri Mezopotamya ve Mısır’da, daha sonra Akdeniz kıyılarında, Anadolu’da, Yunan ve Roma’da, Çin’de ve Hindistan’da yaşandı.
Uygarlık bir yönüyle güzeldi, iyi idi, insan yaşamını iyileştiriyor, onun doğaya uyum sağlamasına olanak veriyordu. Öte yandan bu gelişmenin her yönüyle iyi yönde olduğu söylenemezdi.
Örneğin insanlar demiri bulunca demir uçlu mızrak ve kazma, balta gibi aletler yaptılar. Mızrak avlanmak için, kazma toprağı işlemek için, balta odun kırmak için pekâlâ olumlu bir işlev görüyordu. Ama onlar demirden kama ve kılıç da yaptılar ve mızrağı, kama ve kılıcı aynı zamanda başka insanları öldürmek için de kullandılar. Bu tür aletleri, bunun yanı sıra, atı ve at arabasını kullanarak komşu coğrafyalardaki insan topluluklarına savaş açtılar, onların topraklarını ve mallarını ele geçirmek için. Kadın ve erkeklerini ya öldürdüler, ya da esir edip köleleştirdiler.
Örneğin Asurlular heykel ve kabartma sanatında bugüne kalan, müzeleri süsleyen hayranlık verici pek çok eser bıraktılar. Ama aynı Asurlular savaş seferleri ve şiddetleriyle de çevre halklara dehşet salmışlardı. Bir Asur kralı, komşu Mitanniler üzerine yaptığı böyle bir seferinden söz ederken orada 14.400 kişinin birer gözünü kör ettiğini övünerek anlatır.
Mısır firavunlarının inşa ettikleri piramitler de muhteşemdir ve bugün de insanların hayranlıkla gezip gördükleri yapılardır. Öte yandan, firavunların kendilerini ebedi kılmak, şan ve şöhret için yaptıkları bu eserlerin her birinde on binlerce köle acımasızca çalıştırılarak hayatını yitirdi.
Köleci toplum ilk sınıflı toplumdu. Komünde ayrışma olmuş, özel mülkiyet, zengin-yoksul ayrımı ortaya çıkmıştı. Güçlü olanlar toprakları, hayvanları kendi özel mülkleri yapmışlardı; hatta esirlerden başlayarak diğer bir bölüm insanı köle olarak mülke çevirmişlerdi.
Kadınların erkekler karşısında eşitsiz duruma düşmeleri de bu dönemde başladı. Komünal dönemde kadın saygın bir konumdaydı, ailede matriarkal (maderşahi), yani erkin anada olduğu sistem geçerliydi. Köleci sisteme geçişle birlikte, ailede patriarkal (pederşahi) istem oluştu, yani erk babaya geçti.
Sınıflı toplumla birlikte, düzeni işletme ve baskı aracı olarak devlet, yasalar, askerler, yargıçlar ve zindanlar ortaya çıktı. Düzene karşı çıkanlar, itiraz edenler cezalandırıldılar; ya öldürüldüler, ya zindanlara kondular… Yasalar ve yargı başından beri mülk sahiplerinin, yani özel mülkiyetin emrinde oldu.
Günümüzde bile adliyelerde, yargıçların arkasındaki duvarda yazılı “Adalet mülkün temelidir,” özdeyişi aslında işte bunu anlatır; diğer bir deyişle, adalet mülkü, daha doğrusu mülk sahiplerini korur. Mülk ise herkesin değildir, kimi Karun kadar zenginken, saraylarda yaşarken, kimi ise meteliksizdir, başını sokacak yeri yoktur. Ve bugünün sözde “modern” kapitalist toplumunda birinci grup küçük bir azınlık iken, ikinci grup çoğunluktur.
İnsan toplumunda kötülük, diğer bir deyişle eşitsizlik ve baskı böyle başladı. Zamanla yeni biçimler kazanarak günümüze kadar geldi.
Köleci toplum insanlık tarihinde bin yıllar sürdü. Hem kölelerin direnişleri sonucu, hem de, asıl olarak sistemin kendi iç gelişimiyle sona erdi ve yerini feodal topluma bıraktı. Feodal toplum iki temel sınıftan oluşuyordu. Büyük toprak sahipleri ile onların topraklarını işleyen topraksız köylüler, yani serfler… Serfler karın tokluğuna çalışanlardı. Onların yarattığı ürüne ise büyük toprak sahipleri el koymakta idi..
Feodal toplumu kapitalist toplum izledi. Bu, buharlı geminin icadı, sömürgecilik ve sanayileşme dönemine denk geldi. Bu kez iki temel sınıf burjuvazi ve işçi sınıf idi. Burjuvazi büyük üretim araçlarının -fabrikalar, kapitalist çiftlikler ve ticarethaneler- sahipleri idi. İşçiler ise onların işyerlerinde emek karşılığı ücret alan mülksüzler… İşçilerin yarattıkları, ücretlerini aşan artı değer tümüyle burjuvaların, yani kapitalistlerindi.
Kapitalist toplumda bu iki temel sınıfa ek olarak bir de küçük burjuvazi denen sınıf var: Feodal sistemden miras kalan esnaf ve zanaatkârlar ile küçük toprak sahibi köylüler ve serbest meslek sahipleri..
.
Kapitalist dönemde gelişkin sanayi ülkeleri dünyamızın diğer bölgelerini sömürgeleştirdiler ve kapitalizm emperyalist bir aşamaya ulaştı. Emperyalist ülkeler dünyayı yeniden bölüşmek için kendi aralarında savaşa tutuştular ve gelişen silahlarla birlikte uluslararası düzeyde çok daha büyük ve kanlı savaşlar yaşandı. 1. ve 2. Dünya Savaşlarında dünyamız bir uçtan diğer uca yanıp yıkıldı ve on milyonlarca insan hayatını yitirdi.
Devam edecek…
12 Mayıs 2020
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.02.2022
28.08.2021
16.05.2020
12.05.2020
8.05.2020
4.05.2020
29.01.2020
18.10.2019
10.10.2019
24.03.2020