Kemal ÖZTÜRK
Geleneklerine bağlı bir toplum olmamıza rağmen, kurumsallaşma konusunda yaşadığımız sorunu bir türlü aşamıyoruz. Sadece devletin değil, özel sektörün, şirketlerin, eğitim kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının da ciddi anlamda kurumsallaşma ve uzun soluklu sistem inşa etme sorunları var. Sebebi ne olabilir acaba?
EN BÜYÜK KURUMSALLAŞMA TANZİMAT’TI
Denilebilir ki Osmanlı döneminde devletin en büyük kurumsallaşma hamlesi Tanzimat’la olmuştur. Batılılaşma, modernleşme ve geleneklerimizden kopma tartışmalarının gölgesine kalan bu hamle, kendisinden sonra gelen tüm süreçleri derinden etkilemiş, devletin köklü kurumları ilk defa o zaman inşa edilmiştir.
Osmanlı’da devlet aygıtını yönetmek için en iyi kadrolar o zaman yetiştirilmiş, son derece donanımlı ve vizyoner bir ekip devleti şekillendirmeye çalışmıştır.
Lakin toplumda ve devleti yönetmede daha önce güç sahibi olan çevrelerde yarattığı rahatsızlık nedeniyle, Tanzimat yapılanması tam anlamıyla başarıya ulaşamadan akamete uğramıştır.
Devletin bugünlerde yeniden yapılandırdığı bu günlerde, son derece önemli tarihsel benzerlikle taşıyan bu konuyu daha sonra yeniden ele alacağım.
GÖÇEBE, PRAGMATİST, PRATİK BİR TOPLUM
Daha geniş anlamda, toplumumuzun neden kurumsallaşma ve sistem inşa etme konusunda sorunlar yaşadığına kafa yormamız gerekir. Yani devletin yaşadığı kurumsallaşma sorununun aynısı, hemen hemen toplumun tüm katmanlarında görünüyor.
Sanırım bunda göçebe toplum genlerimizden gelen bir problem var. Bir de değerli hikayecimiz Mustafa Kutlu, “Türkler pragmatist ve pratiktir. Bu yüzden bizden filozof az çıkar” demişti bir keresinde bana.
Belki buradan yola çıkarsak göçebe, pragmatik ve pratik bir toplumun kurumsallaşma sorununun nedenlerini de bulunabiliriz.
Bizim sürekli hareket halinde olan (göçebe) sosyal yaşamımıza paralel olarak, sürekli hareket halinde olan bir zihin yapımız da var sanki. Bu sabırsız ve değişken zihin, uzun süreli, bir gelenek oluşturacak kadar uzun vadeli planlama, kurumsallaşma ve sistem inşa edemiyor.
Bir yoğurdun bile maya tutma süresi vardır. Dolayısı ile bir sistemin oturması, kurumsallaşması ve geleneğinin oluşması için bir süreye ihtiyaç vardır. Ancak sabırsızlığımız yüzünden sürekli yoğurda parmak batırıp, onun mayalanmasını önlüyoruz.
KURUMSAL AKIL HATA YAPILMASINI ÖNLER
Kurumsal akıl, kurumsal gelenek ve kurumsal karar verme süreçleri doğruyu bulma ve başarıya ulaşmada çok büyük katkı sağlar. Hata oranlarını düşürür, yanlış yola sapılmasına engel olur ve bir istikrar sağlar.
Kurumsallaşma kişiye bağımlı bir hayat sürmemize engel olur. Göçebe toplumların lidersiz yol alamadığı bir gelenekte, bizde de kişilerin performansına göre bir ilerleme ve büyüme sağlanabiliyor ancak. O başarılı yönetici/lider görevden ayrıldığında kurumda gerileme başlamış oluyor.
Kurumsallaşma, yüksek yeteneği olmayan bir yöneticiyle de kendi kendine sistemin çalışmasını ve ilerlemeyi sağlayabilir. Yeter ki gelen kişi yenilik yapıyorum diye sistemi bozmasın.
LİYAKAT VE EHLİYET KURUMSALLAŞMANIN MİMARI
Burada ortaya çıkan ve bugün Türkiye’nin en önemli sorunu olarak dillendirilen liyakat ve ehliyet meselesini dikkate almamız gerek. Zira bir devletin ya da yapının, kurumsallaşmasındaki en büyük güç, liyakat ve ehliyet sahibi insanlardır.
Tanzimat reformcuları, liyakat sahibi insan yetiştirmek için mülkiye, maliye, harbiye ve hariciye alanlarında okullar kurmuş, buradaki öğrencileri yurt dışına gönderip özel olarak yetiştirmiştir.
Bugün Türkiye’nin yetişmiş insan kadroları, Tanzimat döneminden daha güçlüdür. İnsanlar nitelikli kadrolarımızın olmadığını söyler ama yanlıyorlar. Bizim liyakat ve ehliyet sahibi insanları istihdam etmemek gibi bir sorunumuz var sadece.
Bu kadroları doğru yerde, doğru zamanda ve hak ettiği şekilde istihdam edelim.
Bakın o zaman nasıl kurumsallaşma hızlanır ve ülke güçlenir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021