Kurtuluş TAYİZ
PKK, Silvan saldırısıyla birlikte yeni bir savaş dönemini de başlattı. Örgüt, her ne kadar Silvan’da “Biz saldırmadık, kendimizi savunduk” dese de Silvan, PKK’nın devreye koyduğu yeni askerî stratejisinin bir parçasıydı. Sonraki bir dizi kanlı baskın ile birlikte önceki gece Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde sekiz koldan aynı anda yapılan ve 24 askerin hayatını kaybettiği PKK saldırısı da bunu doğruluyor.
Kürt meselesinde demokratik çözüm ve barış ihtimalini zora sokacak olan bu saldırıların arkasında dar bir “siyasi proje” bulunuyor.
Yıllarca Kürt meselesinde askerî seçeneğin bir çözüm olmadığı yazılıp çizildi. Asker, AKP hükümeti ve hatta binlerce oğlunu bu kanlı savaşa kurban veren Türk toplumu barışa ikna oldu. Kürt isyanını başlatan örgütün lideriyle görüşmeler başlatıldı; buna paralel olarak örgüt ile de masaya oturuldu. Bugüne kadar Kürt meselesi, devletin, bu sorunu asayiş ve güvenlik sorunu olarak algılamasından, çözüm için de “askerî” tedbirlere yönelmesinden kaynaklanıyordu. Devlet aklı, 40 bin insanın hayatına mal olan bir acı tecrübeyle demokratik çözüm seçeneğine evrilirken, bu kez de karşımıza, PKK engeli çıktı; eski devletin bir kopyası gibi, PKK da Kürt meselesini şiddetle çözmeye yöneldi.
Türk toplumu, demokratik kamuoyu devleti zar-zor askerî seçeneğin Kürt meselesinde bir çözüm yöntemi olamayacağına ikna etti.
Ama bu kez de Türkler ve Kürtler, PKK’yı barışa ikna etme gibi bir sorunla karşı karşıya. Hem de öyle sanılacağı gibi kolay bir iş de değil bu, neredeyse devleti ve AKP hükümetini ikna etmekten bile daha zor. Devletin askerî tedbirlerle, üstelik uluslararası desteği de arkasına alarak üstesinden gelemediği-çözemediği bu sorunu, PKK, tersinden, askerî saldırılarla çözeceğine inandı, bunun için de habire saldırıp duruyor.
Kuşkusuz bu saldırıların arkasında siyasi bir akıl var. Hatta ince elenmiş, sık dokunmuş hesaplar söz konusu. PKK’nın yeni stratejisi, yakın tarihin siyasi-askerî tecrübelerine de dayanıyor.
“Büyük savaş” olmadan, “zafer” elde edemeyeceklerine inandıklarından orduya, dolayısıyla mevcut hükümete “nihai” bir yenilgi yaşatmak istiyorlar. Bu, tartışma götürmeyecek kadar “nihai” bir zafer olmalı. Askerî olarak örgütün “Srilanka modeli”yle ezilmeyeceğini kabul ettirmeli, siyasi olarak ise PKK’ya özerk bölgenin yollarını açmalı...
Bu hayali gerçekleştirebilecekleri tek yer Kuzey Irak dağları; “Büyük karşılaşma” için buradan gayrı bir yer, zemin yok. Askeri, polisi ve özellikle de Türk kamuoyunu bu kadar tahrik etmelerinin tek nedeni, işte bu, yani kara operasyonu.
Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın büyük hevesle girip, Zap’ta büyük bir yenilgiyle gerisin geri kaçtığı o ünlü kara harekâtı, örgütün egosunu öyle bir okşadı ki, bugünkü “büyük savaş” ve “büyük zafer” hayalini tamamen buna borçluyuz.
Kandil, kış ortasında Kuzey Irak’a sürülen askerlerin onlarcasını kolayca öldürünce kaybettiği güvenini yeniden kazandı. “Zap zaferi”nden sonradır ki Kandil hem örgüt tabanı üzerinde hem de Türkiye’deki Kürt siyasi alanı üzerinde tekel oluşturabildi; hatta bu sayede Öcalan’dan bile bağımsız davranma yeteneği kazandı.
Bu tecrübeye duyduğu güvenle PKK, askeri Kuzey Irak’a çekmeye çalışıyor; “büyük savaş” için. Fakat; örgütün siyasi arkaplanı çok zayıf; çünkü tüm Kürtlerin özgürlüğü ve hakları için savaşmıyor; bütün bu kıyamet sadece örgütün dar siyasi amaçları için.
Şayet devlet ile PKK görüşmelerinde Güneydoğu altın tepsi içinde örgüte terk edilseydi bugün ne çatışma ve ne de savaş kalırdı. Ama bunun akıl alır bir yanı yok. Olsaydı, devleti temsil edenler “verelim kurtulalım” da diyebilirdi. Kürt meselesinde barış sorunu, Doğu ve Güneydoğu’yu PKK’ya, onun siyasi ve silahlı otoritesine teslim edilerek çözülmez. Ama PKK “barış”tan bölgenin tam, eksiksiz, meşru siyasi ve silahlı gücü olmayı anlıyor. Tüm Kürtlerin desteğine sahip olmadığı için de bunu devletin kendisine bir “antlaşma” ile vermesini bekliyor.
MİT-PKK arasındaki görüşme ve diyaloglarda ne anadilin, ne özerklik ve Öcalan’ın koşullarının, ne de PKK’ya siyaset hakkı tanınmasının devlet için engel olmadığı anlaşılıyor; aslında barış önündeki engel PKK’nın barıştan, temsil ettiğinden daha çok şey beklemesi ve dayatmasından kaynaklanıyor.
PKK’nın savaşı, işte bu temsil ettiğinden daha fazla şeyi zorla elde etmek için. Türkler ve Kürtler devleti, AKP’yi askerî seçeneğin çözüm olmadığına ikna edebildi, şimdi sıra PKK’yı buna ikna etmekte.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019