Kurtuluş TAYİZ
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik alerjinin, ordunun darbe geleneğinden beslendiği açık. Türk siyasetinin bir dönem ‘askerî vesayet’ altında olduğu da doğru. Yakın tarih, ordunun siyasete açık müdahaleleriyle dolu, maalesef.
Ancak hakim “askeri vesayet’ söylemi, TSK’nın “hukuk sınırları” içinde kalmasıyla ilgili bir beklentiyi yansıtmıyor; esasen bu kavram, bundan daha fazla ve farklı bir işleve sahip.
Yakın geçmişte TSK’ya uzanan büyük soruşturmaların adaletin sağlanmasından daha çok, ordu içindeki güç yapısının değiştirilmesini hedeflediği bütün açıklığıyla ortaya çıktı.
Peki TSK’yı işlevsizleştirmeyi ve gayrimeşru bir gücün arka bahçesi haline getirmeyi amaçlayan operasyonlar meşruiyetini nerden aldı?
Elbette ki “askeri vesayet” söyleminden, aldı. Şöyle ki, “askerî vesayet” söylemiyle ordu üzerinde “paralel vesayet” kurulmak istendi.
Bu gerçeğe bugün itiraz edebilecek kimse var mı?
Askerin hukuk devleti sınırları içine çekilmesini isteyen eleştiri sahipleri, paralel üzerinden Türk ordusunun vesayet altına sokulmak istenmesine neden gözlerini kapadı?
Gazetecilerin, siyaset adamlarının kullanmayı çok sevdiği “askerî vesayet” söylemi tarihsel gerçeklerden beslenen, ordunun kimi kabahatlerini kullanan; fakat sonunda ordunun ve dolasıyla ülkenin dağılmasını hedefleyen kullanışlı bir söylem oldu.
Bugün “...ama darbe yok muydu?” itirazını yükseltenler hâlâ mantıklı bir cümleyle akla ve mantığa sığmayan operasyonların nasıl geliştirilebildiğini; TSK vesayetini eleştirirken paralel üzerinden dış güçlerin ordu üzerinde vesayet kurma girişimini açıklamaktan aciz kişilerdir.
Terörle mücadelede büyük bedeller ödeyen TSK’ya yönelik yıllarca “Ordu, Kürt vatandaşlarımızı katletti” propagandası yapıldı. Bu kara propaganda sayesinde 90’lar boyunca PKK’nın yaptığı terör ve katliamların, hak ihlallerinin faturası tümden orduya çıkarıldı. JİTEM'in kirli faaliyetleri üzerinden ordu zan altına alındı. Bir kısım gerçek hadiseler üzerinden bütün bir TSK, terör örgütünden beter bir terör örgütü gibi gösterildi.
90’ların Türkiyesi ile ilgili tarih tümden saptırılmış, PKK lehine yazılmış ve bu tarih çarpıtıcılığıyla ordunun baskı ve denetim altına alınması öngörülmüştü.
28 Şubat mizanseniyle ordu milletin dinine, kitabına saldıran bir kurum olarak lanse edildi.
“Askeri vesayet” söylemiyle başlatılan operasyonlarla Paralel Yapı üzerinden TSK’yı ele geçirme, bu mümkün olmazsa içeriden bölüp ordu üzerinde etkinlik kurma amaçlandı.
Siyaset kurumu ipin ucunun kaçtığını anladığında paralel yapı az yol almamıştı; fakat dönemin başbakanı Erdoğan’ın müdahalesiyle paralel yapı sonuç almayı başaramadı.
Uzun süredir terk edilen, kullanılmayan “askeri vesayet” söylemlerinin yeniden ısıtılarak piyasaya sürülmesinin altında TSK’nın PKK’yla mücadelede görevini başarıyla icra etmesi bulunuyor.
TSK’yı “Saray’ın ordusu” olmakla suçlayanların PKK’nın emrinde olmaları veya PKK’nın emrine koşulmaları tesadüf değil.
Ordunun varlığına, etkinliğine, eylemlerine “demokratik” söylemlerle itiraz etmek kimilerine “mantıklı” gelebilir; belirli çevrelerde demokrasi yandaşı hoş ve güzel sözler olarak değerlendirilebilir. Ama gerçek şu ki; Türkiye büyük kuşatma altında ve bu ülkenin en büyük teminatı milli iradenin emrindeki bir ordudur, güvenlik güçleridir.
“Askeri vesayet” söylemi demokratik bir içeriğe sahip değildir, bu söylemin yeniden dolaşıma sokulmasının gerçek amacı, milletin emrindeki ordunun kararlı duruşunu yıpratmak, dağıtmak ve bölmektir. Çünkü Batı’nın emrinde bir ordu istiyorlar, milletin değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019