Lale KEMAL

Gül, Füle’ye ne dedi?
21.06.2014
1665

 Cumhurbaşkanı Gül’ün, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında iktidarın, kuvvetler ayrılığı ilkesini çiğneyerek yargıyı yürütmeye bağlayan, sosyal paylaşım sitelerini kapatan ve MİT’i, mevcut tartışmalı halinden de geriye götüren yasalarını onaylamış olması gerek uluslararası, gerekse ulusal düzeyde büyük hayal kırıklığı yaratmıştı.

Gül’ün, demokratik duruşunu gölgeleyen bu tasarruflarının arkasında kulislerde dolaşan çeşitli söylentiler var ancak kanıtlanmadıkça bu söylentilere itibar etmemek lazım.

    Peki Gül, eli kulağında yakınlarda Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklarsa, kurucusu olduğu AK Parti’ye genel başkan olarak dönebilecek mi? Ya da kendisi Köşk’e talip olacak mı? Seneye yapılacak genel seçimler sonrasında yeniden milletvekili olup başbakanlığa oynayacak mı? Gül’ün, şayet cumhurbaşkanlığına adaylığını koyarsa kendisinden sonra AK Parti genel başkanlığına getirilmesi Erdoğan’ın elinde. Erdoğan, ola ki adaylığını koyduğu cumhurbaşkanlığına seçilemezse başbakanlık görevini kaldığı yerden devam ettirebilecek. Bu durumda Gül’e, geri dönmeyi düşündüğü AK Parti genel başkanlığını neden bıraksın?

    Bu soruların bazı yanıtlarına yakınlarda ulaşacağız.

    Belli ki kısmen parti içindeki konumunun netleştirilmemiş olması, kısmen anti demokratik diye tanımladığı Putin-Medyedev tarzı emanetçi parti liderliği kurguları yapıldığı iddiaları, Avrupa Birliği’nin Brüksel merkezinden Ankara’ya gelen raporlarda da, Gül’ün siyasi kariyerini bitirdiği gibi iddialı yorumlara yol açıyor.          

    İktidarın, yolsuzluk soruşturmalarını kapatma gayretleri algısının yüksek olduğu bir arka planla anti demokratik tasarruflara girişmesine karşı gerekli demokratik duruşu sergilememekle suçlanan Gül, perde gerisinde Avrupalı konuklarına ne tür mesajlar veriyor?

    Gül, geçen hafta, Ankara’ya gelen AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ile bir araya geldiğinde şu mealde, örneğin,  Erdoğan’ı dolaylı yollardan hedef tahtasına oturtan sözler sarf etmiş:

    “Türkiye’de meydana gelen son olaylar Türk demokrasisine gölge düşürüyor. Demokratik reformlara cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra olmazsa, 2015 seçimleri sonrasında döneceğimizi düşünüyorum.”

      Gül, Anayasa Mahkemesi’nin, son aylarda aldığı kararlarla -ki yargıyı yürütmeye bağlayan yasayı kısmen iptal etti, Twitter yasağını kaldırdı- sergilediği tutumunun, iktidarı frenleme mekanizması olarak önemini Füle ile görüşmesinde tekrarlamış.

       Füle, Türkiye’de yetkililerle yaptığı görüşmelerde,  Ankara’nın son aylarda demokratik kazanımlarının çoğunu tersine çevirdiği düşüncesini yinelemiş. Füle, AB’nin görevlendirdiği bağımsız akademisyenlerin hazırladığı ve Türkiye’nin, temel hak ve özgürlükler alanında atması gereken adımları içeren yol haritasını da görüştüğü yetkililere vermiş.  

     Brüksel, muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı eski İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, Türkiye’de artan mutsuzların oylarını toplayacağını düşündüğü iyi bir seçim olarak da görüyor.  

     Batılı bir diplomata göre, kimi CHP’li seçmen de, cumhurbaşkanlığına aday olması halinde kendilerince en kötüsü olarak gördükleri Erdoğan karşısında kötü, isabetsiz buldukları İhsanoğlu’na oy verecektir.  

    Nihayetinde Brüksel’de genel kanı, Erdoğan aday olup da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otursa da oturmasa da Türkiye’de yeni bir dinamik, siyasi hareketlenme olacak. Belki de Erdoğan’sız AK Parti kendisini reforme edebilecek.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar