Markar ESAYAN
Hrant Dink’i aramızdan koparmalarının üzerinden altı yıl geçmiş. “Daha dün gibi” diyeceğim ama, bunun nedeni Hrant Dink’in benim için ifade ettiği derin anlam kadar, adaletin yerine gelmemiş olması ile ilgili. Adalet yerine gelmediğinde, zaman duruyor. Türkiye’de her kesimin geçmişte yaşamasının bir nedeni de bu. Geçmişte canlarına kast edilmiş binlerce, yüzbinlerce huzursuz ruhla birlikte yaşıyoruz. Herkes kendi acısını biliyor. Biraz biraz, şu on yıldır karanlık geçmişe dair bilgimiz artınca, diğerlerinin de acısına vâkıf olduk. Baktık ki, aynı karanlık eller tarafından öldürülmüş, buna seyirci kalmış, korkup sinmiş, çoğu zaman “evden gönderilen kardeşin malına ortak edilerek” suç ortağı olmuşuz. Kimyamızla oynanmış, ahlakımız bozulmuş. Gerçekten kötücül ama çok kurnaz bir “akıl” suçu eğip bükerek, milli, dinî bir hadise hâline getirerek, ama bir yandan da ekonomisini paylaşarak herkeste bir suskunluk yaratmış.
Şimdi Kürd’ün, Alevi’nin, Müslüman’ın, Ermeni’nin hâlinden biraz daha iyi anlıyoruz. İçine tıkıldığımız cemaatler kompartımanında, safları ve acıları sıklaştırarak karanlıkta oturur ve sadece bize yansıtılan gerçeğin simülasyonunu izlerken, kapıların birden aralanmasıyla içeriye ışık sızdı. İçimizdeki meraklılar, Shamalayan’ın Village filminde olduğu gibi, yasak çizgiyi geçerek o kapıdan başını uzattı, sağına soluna baktı, diğer kompartımanlardan başını uzatmış olanları gördü. Sonra arada muhabbet başladı. Herkes kendi derdini anlattı, kendi haklılığını kutsadı önce. Ermeni’yi Türk öldürmüştü, Alevi’yi ise Sünni... Şeriatçılar laikliği yıkmak istiyordu, ordu ise bin yıl yerine on yıl kaybetmeyi göze alıp kanlı darbeler yapıyordu. Başörtülü onbinlerce kızın üniversiteye gidememesi kötüydü ama, İran olmaya da yeğdi. Hayat kurban isterdi. Bedelsiz bir şey yoktu. Ermeniler de zaten rahat durmadıkları için 1915’te sürülmüşlerdi, çünkü Türkleri arkadan vurmuşlardı.
O dönem de geçti. Muhabbetler daha da ilerledi. Birbirimizin arasına karıştık. İnsanlar kendi dertlerini anlatmakta biraz tatmin oldular, bu sefer diğerlerinin acılarını dinlemeye başladılar. Kitaplar yazıldı bir sürü. Onları okuduk. Ermeni anneanneleri, babaanneleri, Dersim’in sürgün kızlarını, faili meçhullerin hikâyelerini, bir sağdan bir soldan asılanları, bunların nasıl bir zihniyetle yapıldığını gördük.
Ben bu döneme hep olumlu baktım. Olumlu bakmamın nedeni bir temenni veya bir saflıktan kaynaklanmıyor. Ben bu ülkede doğdum, bu ülkeyi, insanını, ama en çok da devlet aklını çok iyi bilirim. Bu benim bir kabiliyetim değil, dışarıda bırakılmış ve ganimete ortak edilmemiş, yağmalanmış bir kesimden geldiğim için objektif olmaya mahkûm edilmişim. Bu ülkede son on yıldır gördüklerimi ekseriyetle iyi buldum. Kendimce katkıda bulunmaya çalıştım. Her duraksamada, her menfi olayda masayı öfkeyle devirmek yerine, olumsuzlukları deşifre etmenin, bir konuya odaklanmanın rasyonel olduğunu düşündüm. Bir günde, bir olayla dünyalarım yıkılmadı, bir günde de “tamam bu iş halloldu” demedim. Yüz yıllık sorunların üç yılda çözülemeyeceğinin farkındaydım, sizin gibi.
Dink davasına da bakışım budur. Fethiye Çetin tanığımdır, davanın ilk günlerinde ona, “Bu davadan normalde hiçbir şey çıkmaz. Ama en sonunda çıkacak” demiştim. “Kurumlar birbirine düşecekler. Bilgiler saçılacak oraya buraya. Çünkü önümüzde durdurulamayacak bir şeffaflaşma süreci var.”
Devleti koruma refleksi bir yana, herkes çok iyi biliyor ki, Ermeni ırkçılığı ile, ihmal ve kasıt boyutu ile, cinayeti planlayanların devletin en tepesine uzanması ile, Hrant Dink’i devlet öldürmüştür. Ergenekon dediğiniz de dünkü devletin kendisidir. Dink cinayeti bir ortak yapımdır. Sorun bu sözü hazmetmekte değil. Bu, öfkeyle söylenmiş bir söz de değil. Bu bir reailte. Sorun, bugün, Hrant Dink’i öldüren devlet biçimine ne kadar mesafelendiğimiz, o devleti ne kadar tasfiye ettiğimiz, tasfiyesine ne kadar daha izin vereceğimizdir.
İşte, skandalla biten Dink cinayet davasının bundan sonraki seyri tam da bu sorunun cevabını verecek. AİHM’in, DDK’nın, mahkeme savcısının, Yargıtay Başsavcılığı’nın ve cinayetin devlet boyutunu soruşturan savcının bulduğu örgüt, eksiksiz, ucu nereye giderse gitsin yargı önüne çıkarılacak mı? Buna tahammül edilecek mi? En nihayetinde, bu devletten geçip, demokratik bir devlet kurulacak mı?
Düne kadar (2010) mahkemeye “elimizde Dink cinayeti ile ilgili bir bilgi yok” diyen MİT, Darbeleri Araştırma Komisyonu’na istihbari bir rapor gönderiyor ve o raporda Dink cinayetinin bir Özel Harp Dairesi işi olduğu iddia ediliyor. Arka arkaya gelen “örgüt var” açıklamaları da sanki bir şeylerin harekete geçtiği izlenimi yaratıyor. Sonuç ne olacak bilemiyorum. Yalnız şunu biliyorum: Bu noktadan sonra bilgi, belge saklayan, devleti koruma adına suçu ve suçluyu gizleyenler çıplak kalmaya ve bunu adalet önünde açıklamaya mahkûm olacaktır. Askerin, dünün normal bir faaliyeti olan darbe suçundan mahkûm olurken yaşadığı şaşkınlığının aynısını, bu davalar üzerinden yaşayanlar olacak. O günler çok uzak değil.
Buradan bakınca, Dink cinayeti de, eninde sonunda aydınlığa kavuşacaktır.
Dink davası, kaybettiğimiz ahlakımızı, birlikte yaşama kültürümüzü ve özgüvenimizi bulmanın en önemli fırsatıdır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019