Markar ESAYAN
CHP’yi tebrik etmek lazım. Cumhuriyet tarihinin kendi kendini kapatan ilk partisi olma yolunda hızla ilerliyorlar. BDP’nin ilkesel olarak haklı ama stratejik olarak yanlış bulduğum Meclis’i boykot etme kararının ardına takılıp buradan bir kaos biçmeye çalışma uyanıklığı sert duvara çarptı. Hâlbuki biz, kaset skandalıyla dahi olsa, CHP’nin Kılıçdaroğlu ile bir değişim sürecine girebileceği ihtimalini sevmiştik. Bu demokrasi dışı müdahalelerin tıpkı 28 Şubat, AYM’nin 367 kararı, 27 Nisan muhtırası gibi, amaçlananın tam tersi bir sonuç doğurabileceğini iyi biliyorduk. Buna şiddetle ihtiyaç da vardı. Ne de güzel olurdu aslında.
Ama şimdi bakıyorum da, kaset komplosunu yapanları küçümsediğini görüyorum bu analizin. Çünkü onların CHP’yi formatlama amacı temiz bir siyaset ve hakkaniyetli rekabet sonucu AK Parti’den iktidarı devralmak değil. Siyaset, Kılıçdaroğlu’nun kozmetik liderliği, bunların hepsi birer araç gibi görülüyor. Siyasetin içinde bir mayın gemisi gibi kıra döke ilerleyen bir “yeni” CHP sahnede.
Kolay değil, yıllarca vesayetin yedeğinde ilerleyip, sonra birden bire “siyasete” dönmenin çeşitli riskleri var; eline yüzüne bulaştırmak gibi. Bu da Erdoğan’a altın tepsi içinde bir Win-Win oyunu sundu. Erdoğan’ın CHP’liler için “Tükürdüklerini yalayacaklar, Meclis’e gelecekler” kışkırtması, kaba olması bir yana, amaçladığı gibi CHP’yi, içinde bulunduğu kuyuya iyice yuvarladı. Hâlbuki hepimiz biliyoruz ki, CHP bu işten en az zararla sıyrılıp Meclis’e dönme hesabı içinde. Şu anda tek ümitleri, “Uzlaşmaları Ayarlama Enstitüsü Fahri Başkanı” Cemil Çiçek’in kendilerin bir fırsat vermesi.
Erdoğan’ın tükürük ve ara seçim manevrası işe yaradı ve geçen pazartesi CHP kapalı grup toplantısında Kılıçdaroğlu 16 maddelik bir “niçin yemin etmeyeceğiz manifestosu” sundu. Trajikomik bir metindi doğrusu. Yapılanın –BDP’nin aksine– bir mantığı olmadığından, genel geçer sözler ve aslında Erdoğan’ın okuması durumunda bir anlamı olabilecek kendini hiçleyen tekrarlarla doluydu.
Mesela “CHP ülkemize çok partili rejimi ve demokrasiyi getiren parti olarak, demokrasinin, hukuk devletinin, güçler ayrılığının ve milli iradenin ayaklar altına alınmasına karşı çıkıyor” diyordu Kılıçdaroğlu.
Adama sormazlar mı, güçler ayrılığı dediğin şey tam da yargının bağımsızlığı değil mi? Hükümet, bilakis, yargıyı manipüle ederse güçler ayrılığını ayaklar altına almış olmayacak mı?
“CHP her vatandaşın verdiği oya saygılı olduğu ve her yurttaşın oyuna sonuna kadar sahip çıktığı için yemin etmiyor” diyordu manifesto.
Peki, sormazlar mı yine, eğer yargı sisteminde bir sorun olduğuna inanıyorsan, yeni anayasanın yapılacağı taze Meclis’i niye boykot ediyorsun? Madem vatandaşın oyuna saygılısın, neden 11 milyon oyunu Ergenekon davasını baltalamak için çöpe atıyorsun? Bundan daha vahim bir akıl tutulması olabilir mi?
CHP’li vekiller 15 temmuza kadar beş oturuma daha katılmazlarsa vekilliklerini kaybedecekler. Onları Meclis’te Oktay Ekşi, Silivri’de mazeretli Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay temsil edecek.
Belki “yeni” CHP’nin özü de budur.
***
BDP “siyasetinde” vicdan tutulması
Bunun adı kalleşlik. Kim yaparsa yapsın. İster JİTEM, ister devlet, isterse PKK. Hakkâri Yüksekova’da evlerinden çıkıp işe giden uzman çavuşlar Murat Kozanoğlu ve Yahya Karakaya’nın sırtlarından vurulup öldürülmelerinden bahsediyorum. Aynı şekilde yine Hakkâri’de sabah ezanını okuduktan sonra evine giderken imam Aziz Tan’ın öldürülmesi, Cizre’de öğrenci yurdunda kalan 50 öğrencinin yakılmak istenmesi, çocuklardan birinin de ağır yaralanması da öyle...
Bu cinayetlerin Kürt vatandaşların haklı davalarına hiçbir katkısı yok, olamaz da. Savaş devam ederken dönemin Kürt siyasi temsilcilerinin burnuna mikrofon dayayıp PKK eylemlerini kınayın denmesine tepki duyardım. Bir yandan Kürtler beyaz Toroslara bindirilip dere kenarında infaz edilir, JİTEM PKK’lıların kafa derilerini soyar, gözlerini çıkarır, asitle yakar, kulaklarından tespih yaparken, bu, ahlaki bir savrulma gelirdi bana.
Sebahat Tuncel gibi Kürt siyaseti açısından temsiliyeti yüksek birisinin, sekiz askeri havaya uçurmuş bir kadın gerilla için sarf ettiği “Zilan yoldaş sadece sisteme karşı kendi bedeninde bomba patlatmamış, aynı zamanda erkek egemen sisteme karşı kadın mücadelesine önemli bir çıkış yapmıştır. 18 bin gerilla bu 30 yıllık mücadele yaşamını yitirmiştir. Bunların arasında binlerce kadın arkadaşımız var. Bizim bugün rahat siyaset yapmamızı, bu kadar rahat konuşmamızı bu mücadeleye ve bu arkadaşlarımıza borçluyuz” sözleri beni daha da hayal kırıklığına uğrattı.
Sayın Tuncel, iki uzman çavuşu öldürenler için de aynı ululamayı yapar mı acaba? “Sistem”e karşı savaşmak, başka şansları olmadığı için askere giden gariban erleri, kırk yaşında emekli edilmeden sözleşmesi feshedilip kenara fırlatılan uzman çavuşları öldürmekse, “tutarlılık” adına, aynı övgüleri kendisinden bekliyoruz.
Yok, iki uzman çavuş öldürüldü ya, konuşmak ve rahat siyaset yapmak için kendinizi daha özgür hissediyor olmalısınız, ısrarım ondan.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019