Markar ESAYAN
Çözüm Süreci'nde yaşadığımız pek çok zorluk yaşandı, doğru. 30 yıllık çatışmalı dönem, 50 bine yakın insan kaybı, 90'lı yılların devletinin JİTEM, Beyaz Toros'lu infazları, köy yakmalar, kitlesel göçler, büyük şehirlerim varoşlarına yığılan Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı büyük ekonomik, kimliksel trajediler…
PKK'nın ve eski devletin faili meçhullerinin ortasında kalan bir halk… Kimliği, dili ve kültürü yasaklı…
Memleketin batısında ise, yoksul Türklerin evlerine gelen şehit cenazeleri, Hürriyet gibi gazetelerin PKK terörünü Kürt kimliğine yapıştıran yayınları ile farklı bir önyargı oluşturmuştu. Kürtlerin devlete, Türklerin ise PKK'ya dönük öfkesi, milletimizin feraseti sayesinde ırkçılığa varmamıştı. Ama birlikte yaşama konusunda yeteri kadar hasar yaratmıştı.
O nedenle, bu sorunu kökten halletmek için yola çıkan aktörün, önüne birçok engel çıkacaktı, bu kesindi.
Her şeyden evvel, biliyorduk ki, “birileri” PKK sorununun çözülmesini istemiyordu. Çünkü PKK terörü maymuncuk gibi her kapıyı açıyor, askeri/sivil vesayeti güçlü, sivil siyaseti de zayıf tutuyordu.
O nedenle Öcalan yakalandıktan sonra şartsız koşulsuz PKK'lı teröristleri sınırdışına çıkarma kararı aldığında, kendisini ziyaret eden “askeri devlet görevlileri” “Silahı bırakırsan devlet sizi ciddiye almaz, hiç olmazsa 500 silahlı PKK'lıyı ülkede tut” diyerek efelenmişti.
O nedenle, AK Parti hükümeti, öncellikle sürece toplumsal destek sağlamayı çok önemsedi.
Onca acıya, ödenen bedele rağmen, millet, Türküyle, Kürdüyle, sürece yüksek destek verdi. Çünkü evlatlarını artık kurban vermek istemiyorlardı. Sayın Erdoğan'a güvenmişlerdi. İşin ne kadar zor olduğunu, bu yolda Özal, Erbakan gibi liderlerin engellendiğini, bu işin arkaplanının Hürriyet'in vs. anlattığı gibi olmadığını anlamışlardı.
Leyla Zana, “Bu işi çözerse en güçlü olan çözer. Ben Başbakan Erdoğan'ın bu sorunu çözeceğine inanıyorum” demesi boşuna değildi. Çünkü tarihte ilk defa birçok faktör yan yana gelmiş, güçlü bir liderlik, cesaret ve bu liderliğin arkasına güçlü bir kamuoyu desteği vardı.
Bu güç yoğunlaşması şarttı; çünkü engeller büyük olacaktı. Yeteri kararlılık, millet desteği ve liderlik vizyonu olmadan, bu iş imkansıza yakın hale getirilmişti.
Ancak, asıl büyük engel, devlet veya millet katında değil, PKK yönünden karşımıza çıktı.
İrlanda, İspanya ve Güney Afrika örnekleri bu açıdan bizim sürecimizde yol gösterici olmaktan uzaktı. PKK, ne IRA, ne ETA, ne de ANC'ye benzemektedir.
PKK kadar yalan söyleyen, Kürtlerin menfaatinden bağımsızlaşmış, neredeyse dünyanın tüm istihbarat örgütlerine taşeronluk yapmak üzere Kürt gençlerinin ve sivillerin hayatını araçsallaştıran, gayrıahlaki bir örgüt dünya tarihinde az görülmüştür.
Kıymetli dostumuz Tahir Elçi'nin katlinde, hem PKK hem de onun uzantısı HDP'nin sergilenen ahlaksız tutum, bunun son ve en hazin örneği oldu.
Sürekli yalan söyleyen, örgütü kan kusan bir aygıt olarak FETÖ dahil, ideolojik uyum veya herhangi bir ilkeden bağımsız olarak her müşteriye sunmaya hazır bir örgütten bahsediyoruz.
O nedenle, Çözüm Süreci'nin en büyük kazanımı, bu özneyi tüm yönleriyle tanımış ve muhatabın ancak halk olacağını anlamış olmaktır.
22 Temmuz'dan sonra devletin teröre verdiği cevapla PKK'nın içsavaş modeli çökerken, 1 Kasım'da da HDP'nin ülkede yönetim boşluğu yaratma planı çöktü. Böyle olunca da, Öcalan ve Çözüm Süreci yeniden hatırlandı. Barış için mi? Hayır, soluklanmak, toparlanmak ve kötücül plana geri dönmek için.
Birden bire hatırlanan Öcalan'ın, aslında örgüt üzerinde bir etkisi olmadığını daha yeni Cemil Bayık itiraf etti. Ama bir yandan da Çözüm Süreci'ne geri dönülsün, Öcalan'la görüşülsün denmekte. Nasıl olsa tutarlılık, dürüstlük ve iyiniyet gibi bir endişeleri bulunmuyor.
Ama olmuş olan olmamış sayılamaz. PKK deşifre olmuştur. Yeni süreç başka bir modalitede ve bu tecrübe üzerinden oluşacaktır.
Burada PKK'ya düşen silahlarıyla ülkeyi terk etmektir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019