Markar ESAYAN

15. yılı 15 Temmuz’la kutlamak…
15.08.2016
1446

 Her partiye nasip olmaz... Ama AK Parti sıradan bir parti değil; arkasına 200 yıllık halkçı mücadeleyi takıp getiren bir halk hareketi olduğu için bu onur ona nasip oldu. 14 Ağustos 2001’de Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kurulan AK Parti, bu kadim hareketin siyasi aktörü olmakla, bir parti işlevinin ötesine geçti, kurucu özellik kazandı.

Girdiği her seçimi kazandı ve sayısız darbe, engelleme teşebüsünden güçlenerek çıktı. 15 Temmuz’da ise, müsebbiplerinin asla tahmin edemedikleri şekilde, milli iradenin aktörleşmesi, sahaya inmesi, tekleyen devlet kurumlarının fonksiyonunu üstlenmesi ile vahşi, gözü dönmüş bir işgal girişimi mağlup edildi.

Böylelikle, Gezi’den beri, merkezinde FETÖ, PKK, DAİŞ’in şiddet üreten unsurlar, CHP, HDP ve seçkinlerin ise tüm kurumlarıyla sivil aktör olarak yer aldıkları “Erdoğan’ı hal etme” ittifakı, milli irade karşısında daha fazla dayanamayarak dağıldı.

15 Temmuz’a kadar bir şekilde her hamlede kol kola mücadele eden bu ittifak 15 Temmuz gecesi neden çöktü?

1-Lider, Erdoğan yok edilemedi veya ülkeden kaçırılamadı ya da ailesiyle ellerine kelepçe takılarak sembolik ölümü gerçekleştirilemedi.

2-Halk, ki bunlar daha çok muhafazakar çevrelerden oluşuyordu; muazzam bir demokratik tavır gösterdi. Son 15 yılın reformları ile siyasetin güçlenmesinin milli iradeyi nasıl merkezi güç haline getirdiği çok iyi deneyimlenediğinden, Menderes’in hatırası gibi geçmiş vesayet pratikleri de hatırda olduğundan, millet, iradesine, onuruna ölümüne sahip çıktı. Çünkü, o gece bedel almayı göze almaması durumunda, asıl bedelin vatanı kaybetmek olduğunu biliyordu. Bir de makus tarihten intikamını alacağı anın geldiğini fark etmişti.

3-Gezi, 17/25 Aralık, 6-7 Ekim, 22 Temmuz gibi öncü darbe girişimlerinin sonucunun sadece Erdoğan’dan kurtulmayı getireceğini düşünen eski ittifakın bazı parçaları, 15 Temmuz’un kendilerini de yok edecek bir işgal teşebbüsü olduğunu gördüler. Sayılan öncü darbe girişimlerinin bir çevre, bir yolsuzluk, bir DAİŞ meselesi olmadığını pekala biliyorlardı. Ancak Erdoğan gönderilirse 2 Kasım 2002 şartlarına dönebilecekleri hayaline kapılmışlardı. Oysa bu darbe girişimlerinden hangisi başarılı olsaydı dahi, Türkiye’nin güneyinde ve Güneydoğu’sunda bir PKK devleti kurulacak, ülke yok oluş sürecine girecek, Beyaz Türklere de bir şey kalmayacaktı. Bu gerçeklerle, 15 Temmuz gecesinin dehşetinde yüzleştiler. 15 Temmuz’un ateşinde algı mühendislikleri eridi, geriye gerçekler kaldı.

15 Temmuz gecesi sosyolojik ve siyasal kesimler nasıl hizalandı?

Darbeci kesimler: FETÖ, PKK, DAİŞ... FETÖ’nün ordu başta olmak üzere sızdığı tüm devlet ve sivil kurumlarındaki örgüt üyeleri. Bu üçünü yöneten üst akıl. Üst aklın kontrolündeki dış medya, sözde sivil toplum ve psikolojik harp işlevi gören düşünce/strateji kuruluşları vd.

Darbesavar kesimler: AK Parti, MHP, CHP… AK Parti ve MHP kitlesinin tamamı, AK Partili ve (sokağa çıkanları DAİŞ’çi olmakla suçlayan) HDP’den bağımsız davranan Kürt vatandaşların tamamına yakını. CHP kitlesinin daha az bir kısmı. Devlette görev alan yerli ve milli davranan tüm askeri/sivil unsurlar.

Bu tablo Türkiye’nin geleceği için önemli bir şans. “Milli ve Yerli” zemine doğru bir yönelim ve yönelimde melezleşme gözleniyor. CHP parti olarak doğru zeminde kaldıkça hem siyaseten güçlenecek, hem de 15 yıldır algı operasyonları ile depresyona sokulan CHP kitlesi hızla bu cenahtaki yerini alacaktır.

Böylelikle, uzlaşma ve çoğulculuğa dayalı inşa süreci yeni toplumsal sözleşmemizin ve Yeni Türkiye’nin mayası olacak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar