Markar ESAYAN
Türkiye 16 Nisan halkoylamasına o kadar kolay gelmedi.
Bu tarihi fırsatı elde etmek için ödenen bedel, sadece AK Parti’nin son 15 yıllık iktidarında yaşananlarla kısıtlı değil.
Gelin şöyle kısa bir tarih turuna çıkalım.
Daha önce de yazmıştım. Bizim 1876’dan beri deneyimlediğimiz kesintisiz bir parlamenter rejim tecrübemiz yok.
1924 Anayasası’na göre yürütmenin başı Cumhurbaşkanıydı ve Başbakan’ı atıyordu. Bu bir Meclis hükümetiydi ve kuvvetler ayrılığı söz konusu değildi. Zaten 1950 yılına kadar da Tek Parti dönemi söz konusu. Hatta CHP’nin bir parti olduğu söylenemez. CHP erken dönem Cumhuriyet politikalarının sonucu oluşturulan kurumlardan birisidir aslında.
Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesi ile çok partili hayata geçmek gerekti. CHP, 7 Ocak 1946’da Celal Bayar tarafından kurulan Demokrat Parti’nin önünü kesmek için seçim kanununda değişiklik yaparak 21 Temmuz 1946 erken seçimlerine gitti. (Bunlar erken dönem 367 pratikleridir, hiçbir farkı yoktur.)
Bu değişikliğe göre seçim sonuçları valiliklerde toplanacak, açık oy gizli tasnif yapılacaktı. DP şaibeli seçimlerde ancak 61 milletvekili kazanabildi. CHP seçim kanununu 16 Şubat 1950’de yine değiştirdi. Çift turlu seçim terk edildi. Bir seçim bölgesinde en çok oyu alan milletvekillerini toplayacaktı. CHP böylelikle Meclis çoğunluğunu ele geçireceğini düşünüyordu.
Ama tıpkı 367 garabetinde olduğu gibi, işler tersine çalıştı ve DP yüzde 55.2 oy ile 487 koltuklu Meclis’in 416 koltuğuna sahip oldu. CHP o günden sonra bir daha tek başına iktidar yüzü göremeyecekti.
Ama durum şeklen böyleydi. Nitekim bunun acısını 1960 darbesinden sonra Menderes ve iki bakanını asarak çıkarttılar. Seçime karşı darbeler dönemi açılıyordu. Artık ne zaman halkın seçtiği hükümetler muktedir olmaya başlarlarsa, onları bekleyen şey darbe olacaktı. Darbeden sonra yapılan anayasalarda ise seçilmişlerin üzerinde bazı kurumlar ihdas edildi. Anayasa Mahkemesi insan haklarını korusa yararlı olurdu ama daha çok vesayetçilere içtihat üretti. Cumhurbakanlığı gibi değerli bir kurum vesayetin kalesi olarak kurgulandı. Bu nedenle de seçilmişlerin eline geçmemesi için darbe dahil her türlü rezillik sergilendi.
1924 Anayasası’na göre Başbakan ve Bakanlar Kurulu’nu Cumhurbaşkanı tayin ediyordu dedik. Buna rağmen çift başlılık hemen kendisini göstermişti. Cumhurbaşkanı Atatürk ve Başbakan İnönü, silah arkadaşı olmalarına rağmen birçok konuda karşı karşıya gelmişlerdi. Özellikle Hatay meselesi çok önemlidir. İnönü, Hatay meselesinin üzerine gidilmesinden yana değildi. Atatürk ise Hatay’ın mutlaka anavatana katılmasını arzu ediyordu. Çok sert tartışıyorlardı. Eğer Atatürk gibi güçlü bir lider olmasa, bu çift başlılık yüzünden bugün Hatay Suriye’nin bir ili olacaktı.
Bu sistem meselesinin şaka kaldırır bir tarafı yok. CHP ise her zaman vesayetten yana olmuştur. 1946’da bu böyleydi, 2007’de de böyleydi, bugün de görüldüğü üzere böyledir.
CHP millet iradesinin sistemleşmesinden her zaman korkmuştur. Bu yeni bir şey değildir. CHP, Anayasa Mahkemesi ve muhtıracı askerlerin bir ortak yapımı olan 367 kararı ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasına 2007’de engel olmaya çalıştılar.
Bu olayın tetiklediği gelişmeler ile AK Parti Cumhurbaşkanı’nı milletin seçmesine dönük anayasa değişikliği paketini halkın önüne getirdi ve yasalaştı.
16 Nisan’da yapılan da 2007’de yarım kalan işin tamamlanmasıdır.
Kaybedilen Başbakanlar, bakanlar, teröre verilen canlar, kaçırılan tarihi fırsatlar, koalisyonlar, krizler ve yoksulluk…
Hangisine yanalım? Bunun bedelini bir avuç elit değil, millet ödedi… O yüzden millet bu hikayeyi çok iyi biliyor.
Eğer bu milleti biraz olsun tanıdıysam, 16 Nisan’da bu prangaları söküp atacaktır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019