Markar ESAYAN

Canımız çok acısa da...
4.02.2017
1029

 Geçen günlerde üst üste yapılan hain suikastlarda önce AK Parti Lice İlçe Başkan Yardımcısı Orhan Mercan, sonrasında da Van Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Ahi yaşamını yitirdi. PKK geçen sene yine Özalp Başkan Yardımcısı Aydın Muştu’yu çocuklarının gözü önünde katletmişti.

Tüm milletimizin ve AK Parti teşkilatının başı sağ olsun. Şehitlerimizin mekanı cennet olsun.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu cenaze töreninde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Terör örgütü can çekişmektedir. Çoğu gitti azı kaldı. Canımızı en acı şekilde acıtmaya çalışsalar da bu yoldan dönmeyeceğiz.”

Hendek ve çukur stratejisi ile emperyal amaçların tetikçiliğine soyunan örgüte Kürt vatandaşların hiçbir surette yüz vermemesi, dağa gidişlerin tüm tehditlere rağmen ayda 3-5 kişiye düşmesi, etkin istihbarat ve operasyonlar ile köşeye sıkışan örgütün bu türden suikastlara yönelmesine yol açmış görünüyor.

Tabii bu saldırıların siyasi boyutu da var. Bölgede siyaseti bir çözüm ve beklenti kanalı olarak gözden düşürmek amacıyla siyasiler hedef alınıyor. Amaç 81 ilde siyasi faaliyet ve varlık gösteren AK Parti’yi bölgede sindirmek ve mümkünse yok etmek. Böylelikle şiddetin tek yol olduğu kanısını güçlendirmek; insanların devletleri ve Türk komşularıyla duygusal bağını koparmak.

Bu suikastlar Bakan Soylu’nun ifade ettiği üzere örgütün başarısızlığının da bir işareti. Zaten PKK öncelikle HDP’yi yok ederek işe başladı. PKK HDP’leşeceğine, HDP PKK’lılaştı. Sağduyulu isimler kenara çekildi, militan isimlere yol verildi. Demirtaş/Yüksekdağ 6-7 Ekim çağrısını yaptıklarında zaten HDP’nin ipini çekmiş oldular.

Tüm hesaplar emperyallerle yapılan anlaşmanın sonucu olarak, FETÖ ve tüm terör örgütleriyle birlikte Türkiye’yi çökertmek üzere yapılmıştı. Bu karanlık planın başarılı olacağından emindiler ki, son derece açık, kibirli ve küstahça boy gösterdiler. Gezi olmazsa 17/25 Aralık, 6-7 Ekim olmazsa 15 Temmuz başarılı olurdu nasıl olsa.

Emperyallerin Türkiye içine tarih boyunca ektikleri tüm mayınlar aynı anda harekete geçirilmişti.

Erdoğan ve AK Parti’nin bu mayınları temizlemek adına geliştirdiği tüm inisiyatiflere karşı meydana çıkan hoşnutsuzluğu başta anlamakta zorluk çekiyorduk. Müzakere ve sivil siyasetle, eşit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı temelinde demokratik ve müreffeh bir ülke için atılan tüm adımların nefretle karşılanmasının nedeni şimdi anlaşılıyor. Çünkü amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek, çözüm değil sorunlar üzerinden Türkiye’yi vakti geldiğinde çözmekti.

Bu sorunların sözüm ona temsilcilerinin ise derdi ne Kürtler ne Aleviler ne de bir başkasıydı. Yerli değillerdi, kontrol merkezleri dışarıdaydı. Bagajları farklıydı. O yüzden de geçmişte halkın sevdiği ve sorunu çözmek için samimi gayretleri olan isimleri öldürmüşlerdi.

Bir maskeli balonun sonuna geliyoruz. Herkesin açık oynaması ve ambalaja dahi gerek duymaması bunun bir işareti. Bu aleniyet rahatsız edici olsa da bize değişimi müjdeliyor.

CHP bu akıma kapılarak artık tamamen dış dinamiklere dönük bir beklentiyle hareket ediyor. Bu yüzden Türkiye engelleri aştıkça CHP ufalanmaya devam edecek. Yatırımını kendi halkına değil, uzaklara yaptı.

Yaşanan ölümlerle canımız çok acıyor. Ancak Türkiye direniyor, muazzam şekilde direniyor. Uyduruk adalet gezilerinde değil, halk vatanı için şehadet meydanlarında boy gösteriyor. Aklı karışık olanlar da zamanla bu sürecin gerçek boyutlarını kavrayacaklar. Ne kritik ve değerli bir dönemden geçtiğimiz ortaya çıkacak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar