Markar ESAYAN

Bu şans boşa harcanmaz…
8.02.2017
1062

 Arap Baharları ve ardından yaşanan gelişmeler aslında SSCB’nin yıkılışıyla şekillenen süreçte verili dünya düzeninin bittiğini bize gösteriyordu.

Tabii seyrettiğimiz bir dizi film olmadığı için herkesin anında algılayacağı bir sezon finali değildi bu. Ancak analistler, bir dönemin kapandığını görüyorlardı ve yeninin ne olabileceği ile ilgili tahmin yürütmeye çalışıyorlardı.

Bugün İkinci Dünya Savaşı’nda Nazizm gibi bir felaketle yüzleştikten sonra elde edilen tarihi fırsat boşa harcanmış gözüküyor.

Çünkü tüm soykırımlar, iç savaşlar gibi, Nazizm de sömürge zihniyetinin gayrimeşru çocuklarından biriydi. Yetmiş milyon insanın öldüğü, etnik temizliğin meşru yöntem olarak uygulandığı, Avrupa’nın utanca batarak çöktüğü bir savaşın sonunda ortaya çıkan yeni düzen, ABD hegemonyası ile Stalin vahşeti arasında paylaştırılmış çift kutuplu bir dünya oldu.

Yani yaşananlardan gerçek ders alınmamıştı. Ödenen büyük bedeller boşa gitmişti.

Soğuk Savaş dönemini dünya nükleer ve yıldız savaşları tehditleri arasında bir sarkaç gibi sallanarak geçirdi. Doğu Avrupa veya Ortadoğu’da insanların neler yaşadığı kimsenin umurunda olmadı. SSCB piyasa ekonomisini yaratamadığı ve Afganistan’da ABD’nin El Kaide’nin ataları üzerinden kendisine kurduğu tuzağı göremediği için çöktü.

Şimdi Almanya’da G20 zirvesi var. Dünya nüfusunun 2/3’nü ve küresel ekonominin yüzde seksenini temsil eden zirvenin konuları son yıllardaki zirvelerin aynısı.

Ancak Beril Dedeoğlu’nun yazdığı gibi, dünya terör örgütleri üzerinden verilen vekalet savaşlarından doğrudan savaşa doğru hızla ilerliyor. Suriye, Irak, Filistin sorunları yanında Ukrayna krizi, NATO’nun Romanya, Polonya, Baltık ülkeleri ve İskandinavya’daki hareketleri ve tabii ki Güney Çin Denizi ve Kuzey Kore’deki risk alanları kırmızı alarm veriyor.

Ama ne G20 Zirvesi ne de başka bir platformda konunun ciddiyetini ele alacak bir inisiyatif ortaya çıkıyor. AP Türkiye ile uğraşmakla meşgul. Almanya müttefik bir ülkenin Cumhurbaşkanı’na suikast çağrılarının yapıldığı bir yer haline geldi. Gerçeklerden kopuk, aşırı faydacılıktan zihni yanmış bir kısır düşüncenin etkisi altında ülkeler.

60 milyon kişiye ulaşmış ve orta büyüklükte bir ülke konumunda olan mülteciler gerçeği ortada hayalet gibi fark edilmeyi bekliyor.

Ve ülkenin ana muhalefet partisi MİT TIR’ları kumpası ve arkasında olduğu ispatlanmış FETÖ’cüleri savunmak üzere adalet kavramını iğfal eden bir gaflet yürüyüşü yaparak Batı’nın bu savruluşuna göbekten bağlanıyor.

Hem de 250 vatandaşımızın şehit edildiği 15 Temmuz darbe/işgal girişiminin yıldönümünde, nazire edercesine…

23 günlük yürüyüşün neticesinde vuslat gerçekleşiyor ve CHP, HDP ile buluşuyor.

Ümit Kocasakal gibi Atatürkçü CHP’liler nihayet ses veriyorlar.

Konudan konuya atlamadım; bu anlattıklarımın hepsi birbiriyle ilintili. Suriyeliler üzerinden yapılmaya çalışılan provokasyon gibi…

Genç bir Suriyeli kadın yükseltilen bu tansiyon sonrasında çocuğuyla birlikte vahşice katledildi. CHP/HDP yürüyüşüne saldırı hazırlığında olan bir DEAŞ hücresi de son anda güvenlik güçlerimizce yakalandı. Saldırı hazırlığındaki arabada AK Parti flamaları ele geçirildi. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun şahsında emeği geçen herkesi bu ağır provokasyona mani oldukları için tebrik ediyorum.

Ve tabii ki Madımak ve Başbağları’ da hatırlamadan edemiyorum.

Türkiye bu karanlık tabloda en şanslı ülkelerden. 15 Temmuz’a izin vermedi, toplumsal dayanışmasını artırdı. Bu birlik duygusu CHP’nin yürüyüşüyle bozulmayacak kadar sağlam.

Türkiye pek çok Batılı devletin henüz yüzleşmediği sorunlarıyla yüzleşti, mukavemet kazandı.

Türk’ü, Kürt’ü, Sünni’si, Alevi’si, Atatürkçü’sü, muhafazakarıyla el ele verdikten sonra, Türkiye en zor dönemi bile güçlenerek atlatacaktır.

Yeter ki Batı gibi bu şansı boşa harcamayalım. Bir olalım, iri olalım, diri olalım...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar