Markar ESAYAN
Türkiye’nin son 15 yılına damga vuran özelliğin ne olduğu konusunda demokratların üzerinde ittifak ettiği olgu, ülkenin üzerindeki ölü toprağını silkelemeye başladığı, toplumun hasar görmüş özgüveninin yerine geldiği, bu şekilde de potansiyellerini harekete geçirmeye başladığı olmuştur.
Çocukluğumda en çok dikkatimi çeken şey, toplumdaki ümitsizlik ve karamsarlık olmuştu. “Bizden hiçbir şey olmaz” cümlesini her sohbette duymak mümkündü. Batı’ya karşı gerçeküstü düzeyde bir hayranlık, teslimiyet, aşk/nefret ilişkisi vardı. Sanki Balkan, 1. Dünya Savaşı henüz bitmişti. Tabii bu duygu taşınamaz boyutta olduğu için, terazinin diğer kefesine hamaset yerleşiyordu. Bizler ya son derece değersiz insanlardık, ya da tekimiz dünyaya bedeldik.
Her ikisi de aynı duygunun, yani gerçek olamayacak bir kabulün tezahürüydü.
Oysa, bildiğimiz gibi, Batılılar uzaydan dünyaya düşmediği gibi, insanlar da eşit yaratılmışlardır. Ontolojik olarak iyi, kötü, asil, aşağılık, çalışkan, tembel insanlar yoktur. İçine doğduğumuz çevre ve şartlar, bir torna gibi bizi şekillendirir ve genellikle ona karşı direncimiz zayıftır. Bir kişinin tek başına çevre şartlarına galebe çalması genellikle mümkün olmaz. Bu nedenle, bir ülkenin nasıl yönetildiği, insanlarına nasıl bir çevre sunduğu da hayatiyet kazanır.
Tabii uzun süreler olumsuz şartlar altında yaşayan insanlar, öğrenilmiş çaresizliğin pençesine düşerler. Ölü toprağı dediğimiz şey de böyle üzerimize dökülür. Bu rastgele olan bir şey değildir. Birinci fail kendimiz, sonraki fail, üzerimizde kültürel ve politik üstünlük kuran muarızlardır. 17. Yüzyıl’da devletin zayıflamasıyla başlayan, Mondoros Mütarekesi’nde tamamlanan çöküş içerisinde ölü toprağı üzerimize dökülmüştür.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı”nda yaptığı konuşmayı dinlerken, bu acılı tarih ve son 15 yılda başarılanları düşündüm. Cumhurbaşkanı çok sarih bir şekilde nedenleri ve sonuçları, bu kapandan çıkmanın formülleri ile birlikte ifade ediyordu. Sözleri önemseniyordu, çünkü karamsarlık veya hamaset terazisi dışında, son derece gerçekçi ve somuttu. Son 15 yılın başarısında zaten bu dengenin kendisi ve doğru liderlik etkili olmuştu.
Çaresizlik duygusu dile, başarılı olma hırsı ise ele vurur. Kolay olan hamaset üretmek, zor olan ise çalışmak, üretmek, akletmektir.
En zor olan ise, ölü toprağını silkelemektir. Bu kolay olmaz. Onlarca veya yüzlerce yıl üzerimizde etkili olan olumsuz duygulardan kurtulmanın yolu, çalışmak ve başarmaktan geçiyor.
Öte yandan, başaramayacağımıza, başımızı daha da belaya sokarak, önceki durumdan daha kötü bir hale düşeceğimize dair korku sanılandan daha dirençlidir. Ölü toprağının hammaddesi de budur. Alışmadığımız bir menzilde ilk kez ilerliyor olmanın baskısını herkes kaldıramayacağı gibi, eski düzenin konformizmi de etkilidir.
Esasen bugünün Türkiye’sinde birbiri ile çarpışan iki görüş/duygu temelde bunlardır. Türkiye bundan beş, on, yirmi, elli yıl sonra tahmin bile edemeyeceğimiz bir noktada olacaktır. Ölü toprağını silkeledikten sonra, bilincimizde yeni bir satıh yaratıyoruz. 15 Temmuz bu sayede mümkün oldu. 15/16 Temmuz’a Doğu’nun 1789’u dememin nedeni de budur. Hatta ondan en önemli farkı, 15 Temmuz’un bir elit değil, bir millet hareketi olmasıdır. Bunun getirisi, başarılan şeyin sadece kendisini değil, tüm dünyayı önemsemesi olacaktır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019