Markar ESAYAN
Mimari açıdan güzel kentlerde yaşadığımızı söyleyemeyiz. Mimariye topluca baktığınızda, bir tür vakanüvis gibi, size o toplumun hikâyesini, mazisini, başına gelenleri, ıstıraplarını, yengilerini anlattığını görebilirsiniz. Bizler de imparatorluktan sert bir biçime sıyrılır, ona karşı bir tür aşk/nefret hisleri beslerken, izleri de silme konusunda bir süreç yaşamışız.
Bu noktada, şehirlerimize baktığımızda gördüğümüz bu medeniyetin üç, beş, altı yüz, bin yıllık hikâyesi değildir. Hayretler içinde, sanki bu topraklarda koca bir tarih yaşanmamış, cihanşümul bir uygarlık neredeyse hiç var olmamış zannedebilirsiniz. Payitaht İstanbul, Edirne ve Bursa gibi illerimizde Sinan’ın muhteşem eserleri yerinde durmaktadır çok şükür. Kastedilen, yaşadığımız şehirlerin sokaklarına, meydanlarına bu mimari güzelliğin aksedilmiş halinin, bugüne ulaşamamış olmasıdır. Bunda büyük İstanbul yangının tesiri vardır belki ama bu sadece bir teferruat olabilir.
Mimari toplam kültürün bir dışavurumu ise, 19. yüzyılı iyi değerlendirmek gerekiyor. Osmanlı bir Batılılaşma süreci içindedir ve bu, o dönem yapımına hız verilen özellikle İstanbul’daki saray ve camilere damga vurmuştur. Burada tabii ki Osmanlı mimarisinden etkilenen ama daha çok Barok, Rokoko, Art Nouveau’ya öykünen bir yabancılaşma içindedir mimari. Balyan Ailesi’nin damga vurduğu bu dönemin tayin ediciliği onların Ermeni olmalarından değil, talep edilenin bu olmasından kaynaklanıyordu şüphesiz.
Özgünün yitimi ve gelişememesi, taklitçilik evrensel olmak demek değildir. Cumhuriyet döneminde de Batı düşüncesinin mimari dışavurumları özellikle resmi binalarda kendisini göstermişti. Ama kentlerin geri kalanı, kendi kaderine terk edilmiş, 1950’lerde büyük kentlere başlayan göçler neticesinde de gecekondulaşma diğer hattı oluşturmuştu. Anadolu kentlerindeki o güzelim konaklar, köy evleri ise kaderine terk ediliyor, yok oluyordu.
Özgün mimari, öyle şıp diye ortaya çıkan bir şey değil. Batı mimarisinin altında, o coğrafyalarda geliştirilen fikri akımların olduğunu biliyoruz. Esasında, felsefe, sanat ve bilimdeki ilerlemelerin doğrudan kendisini gösterdiği ilk yerlerden birisi mimaridir. Altı bu anlamda doludur, bağımsız neşet etmez. “Güzel bir ev yapalım” diyerek özgün bir esere ulaşılmaz. Altında ciddi bir fikri buluşun/hikâyenin olması gerekir.
Hasılı, bugün bir karmakarışıklık yaşıyor isek, önce maruz kaldığımız Batı medeniyetini taklit etmekle başlayan, sonra kültürel ve ekonomik fakirliğin başıboşluğunda başımızı sokacak bir dam aramanın aciliyeti ile bugünlere ulaştığımızı kabul etmek gerekir. Mimariye yansıyan bu sıkıntılı durum, acılı geçmişimizin de özetidir aslında.
Ülkemizi bundan sonra güzelleştireceksek, ne bunu doğrudan taklitle, ne de taklitten kaçalım derken iyiniyetli ihya çabalarıyla yapabiliriz. Medeniyetimizin fikren, düşünsel, bilimsel ve kültürel olarak ayağa kalkması, bu dip dalgasının mimariye yansımasıyla olacaktır. “Gerekir diye” de bir şey kendiliğinden olmaz. Tepeden de indirilemez.
Ben bunun niteliksel altyapısını attığımızı düşünüyorum. Hiç de karamsar değilim. 15 Temmuz’da taçlanan ayağa kalkış çok güçlü bir hikâyedir ve fikri bir altyapısı vardır. Bu hikâyeyi ve fikriyatı, gerekli olan düşünsel derinliğe yeni kavramlarıyla birlikte kavuşturduğumuzda, kentlerimizin de özgün bir şekilde güzelleştiğine tanık olacağız.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019