Mehmet Ali ALÇINKAYA
9 Ekim 1998 tarihi, yalnızca bir dönüm noktası değil, halkların özgürlük yürüyüşünde tarihin seyrini belirleyen bir andır.
Sayın Abdullah Öcalan’a karşı geliştirilen uluslararası komplo, bir bireyi hedef almanın ötesinde; Kürt halkının özgürlük ideolojisini, kadınların direniş iradesini ve demokratik toplumun inşa bilincini hedefleyen çok yönlü bir saldırıdır.
Bu saldırı, kapitalist modernitenin kendi krizini aşmak için halkların demokratik ve özgürlükçü potansiyelini bastırma girişimidir.
Ancak tarih bir kez daha göstermiştir ki, hakikat, adalet ve özgür irade, hiçbir komplo gücü karşısında yenilmez.
Bugün, aradan geçen 26 yılın ardından, halkların bilincinde Önderlik paradigması daha da kökleşmiş; komplonun tüm hedefleri boşa çıkarılmıştır.
Çünkü bu tarihsel süreç, “Özgür Önderlikten, Özgür Topluma” uzanan ideolojik, politik ve ahlâkî bir yürüyüşün hikâyesidir.
Komplo; Halkların Demokratik Geleceğine Yönelik Küresel Müdahale
9 Ekim komplosu, Ortadoğu’da halkların özgürlük dinamiklerini hedef alan uluslararası bir mühendislik operasyonudur.
Kapitalist modernite, Öcalan’ın geliştirdiği Demokratik Modernite Paradigması karşısında çaresiz kalmıştır.
Çünkü bu paradigma, devletçi, erkek egemen, hiyerarşik ve sömürü temelli uygarlığın en derin çelişkilerini açığa çıkarmış; halkların öz iradesine, kadın özgürlüğüne ve doğayla uyumlu yaşam anlayışına dayanan yeni bir toplumsal modeli ortaya koymuştur.
Bu yönüyle 9 Ekim komplosu, sadece bir kişiye değil; halkların hakikat arayışına ve demokratik çözüm iradesine karşı yöneltilmiş ideolojik bir saldırıdır.
Ancak komplonun hedef aldığı fikir, halkların bilincinde bir “özgür yaşam felsefesi”ne dönüşerek bütün sınırları aşmıştır.
Özgür Önderlik; Hakikatin, Direnişin ve Dönüşümün Merkezi
İmralı’da uygulanan ağır tecrit koşullarına rağmen Sayın Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği düşünce sistemi, yalnızca bir direniş biçimi değil; ahlâkî ve politik toplumun yeniden doğuşunun temeli olmuştur.
Önderlik, insanlığın tarihsel krizine üç temel eksen üzerinden yanıt üretmiştir:
1. Kadın Özgürlüğü: Kadın, yaşamın kaynağıdır. Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez.
2. Ekoloji: Doğayla uyumlu yaşam, özgürlüğün özüdür. Kapitalist modernite bu bağı tahrip etmiştir.
3. Demokratik Toplum: Devletin yerine halkın öz iradesini koyan, çoğulcu, özgürlükçü bir yaşam modelidir.
Bu üçlü eksen, yalnızca Kürt halkı için değil; insanlığın tamamı için yeni bir demokratik uygarlık seçeneği sunmaktadır.
Bu nedenle Öcalan’ın özgürlüğü, yalnızca bir halkın değil, tüm insanlığın özgür geleceği anlamına gelir.
Komploya Karşı Direniş; Örgütlenmek Özgürleşmektir
Kapitalist sistemin amacı, halkları dağınık, örgütsüz ve edilgen kılmaktır.
Fakat Kürt halkı, kadınlar, gençler ve dost halklar, bu komplonun amacını tersine çevirmiştir.
Çünkü örgütlü halk, yenilmezdir.
Bugün mücadelemizin en temel görevi; her alanda örgütlenmek, örgütleyerek büyümek olmalıdır.
Mahallelerde, komünlerde, meclislerde, kadın örgütlerinde, gençlik alanlarında örgütlü bir toplumun temelleri atılmalıdır.
Örgütlenmek, yalnızca bir siyasal araç değil; özgür yaşamın biçimidir.
“Örgütlenelim, Örgütleyelim!” çağrısı, özgür topluma giden yolun ideolojik ve pratik ifadesidir.
Tecride Karşı Özgürlük, Savaşa Karşı Barış
İmralı tecridi, halkın umuduna, bilincine ve geleceğine vurulmuş zincirdir.
Ancak bu zincirler, hakikat arayışının karanlıkta bile büyümesini engelleyememiştir.
Barış, tecridin son bulduğu, özgür düşüncenin toplumsallaştığı, demokratik diyaloğun yeniden başladığı anla mümkündür.
Gerçek barış; kadın özgürlüğü, ekolojik denge ve halkların öz iradesi üzerine kurulabilir.
Bu nedenle, barış mücadelesi Önderlik’in özgürlüğüyle başlar, demokratik toplumun inşasıyla tamamlanır.
Demokratik Toplum; Özgür Önderliğin Halkta Vücut Bulması
Demokratik toplum; devletin değil, halkın ahlâkî ve politik örgütlenme biçimidir.
Bu toplumda, her kimlik, her inanç, her kültür eşitçe ve özgürce var olur.
Kadın öncülüğünde, gençliğin dinamizmiyle, halkların dayanışmasıyla yeni bir yaşam modeli örülmektedir.
Bu süreç, düşünceden eyleme geçmiş, hakikatin toplumsal örgütlenmesine dönüşmüş bir özgürlük hareketidir.
Özgür Önderlik’ten Özgür Topluma yürüyüş, artık bir inançtan çok daha fazlasıdır; bir halkın kaderini yeniden yazma iradesidir.
Komploya Karşı Halkların Özgürlük Manifestosu
9 Ekim komplosu, halkların özgürlük yürüyüşünü durdurmak için planlanmıştı.
Ama tarih, bu komplonun tersine çevrildiği, halkların kendi kaderini eline aldığı bir süreci yaratmıştır.
Bugün görevimiz nettir:
Komploya karşı örgütlenelim!
Tecride karşı özgürlüğü savunalım!
Barışı, demokratik toplumla birlikte inşa edelim!
Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, halkların özgürlüğüdür.
Özgür Önderlik, özgür toplumun temeli; halkların yeniden doğuşudur.
Özgür Önderlikten Özgür Topluma yürüyüş; direnişin, örgütlenmenin ve halkların ortak iradesinin adıdır.
Yaşasın Özgür Önderlik!
Yaşasın Özgür Toplum!
Örgütlenelim, Örgütleyelim! Barışı Halkların İradesiyle Kuralım!
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.10.2025
6.10.2025
3.10.2025
1.10.2025
29.09.2025
25.09.2025
22.09.2025
17.09.2025
14.09.2025
10.09.2025