Mehmet Ali ALÇINKAYA
AŞAĞIDAKİ YAZIMIN ÖZETLEMİŞ HALİ CİMER ARACILIĞIYLA , CUMHURBAŞKANI SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN'A AÇIK MEKTUP OLARAK GÖNDERİLMİŞTİR.
Türkiye’de Kalıcı Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Açık Mektup...
T.C. Cumhurbaşkanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a,
Sayın Cumhurbaşkanı,
Size yazdığım bu mektup, tarafınıza ilettiğim ikinci mektubumdur.
İlk mektubumu, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümüne katkı sunmak amacıyla, 10 Haziran 2024 tarihinde, siyasi tutuklu olarak bulunduğum Kandıra 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kaleme almıştım. O mektupta da ifade ettiğim üzere, bu topraklarda kalıcı barışın, özgürlüğün ve toplumsal huzurun temeli, demokratik bir zihniyet dönüşümünden geçmektedir.
1987–1990 yılları arasında Türkiye’de düşünce, ifade ve inanç özgürlüğü üzerindeki sınırlamaların kaldırılması, 141., 142. ve 163. maddelerin yürürlükten kaldırılması yönündeki çabalarda farklı siyasi çevrelerden insanlar olarak ortak bir demokratik mücadele yürüttük. Siz o dönemde Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, ben ise Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) Kocaeli Sözcüsü ve İl Başkanı olarak bu çabaların içinde yer aldım.
O yıllarda bizi buluşturan ortak payda, farklı düşünce, inanç ve kimliklerin bir arada, özgür ve demokratik biçimde yaşayabildiği bir Türkiye idealine duyulan inançtı.
Bugün, o dönemin demokratik mücadele ruhunu yeniden hatırlamak ve onu günümüz koşullarında yeniden yorumlamak, hem tarihsel hem de siyasal bir sorumluluk olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye, bir kez daha köklü bir demokratik dönüşümün eşiğindedir. Halkların, inançların, kimliklerin ve tüm siyasal eğilimlerin özgürce var olabildiği çoğulcu bir düzen, hem iç barışın hem de bölgesel istikrarın en güçlü teminatıdır.
Bu bağlamda, yeni ve demokratik bir anayasa süreci, Türkiye toplumunun eşitlikçi, özgürlükçü ve çoğulcu yapısını güvence altına almalı; geçmişin yasakçı ve tekçi anlayışlarından kalan tüm izleri geride bırakmalıdır. Zira barış, yalnızca çatışmaların sona ermesi değil; adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün toplumsal yaşamın temeline yerleşmesidir.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik çözümü, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin en önemli sınavlarından biridir.
Bu bağlamda, Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna yansıyan Barış ve Demokratik Toplum çağrısı, yalnızca Kürt halkına değil, tüm Türkiye halklarına ve Ortadoğu coğrafyasına yönelik kapsamlı bir diyalog ve çözüm çağrısıdır.
Bu çağrının özü, halkların eşitlik, özgürlük ve onurlu yaşam temelinde yeni bir toplumsal sözleşmede buluşma iradesini temsil etmektedir.
Bu çerçevede, Sayın Öcalan ve tüm siyasi tutuklular için “umut hakkı”nın hayata geçirilmesi, hem insani hem de siyasal bir gereklilik olarak görülmelidir. Böylesi bir adım, yalnızca bireylerin değil, aynı zamanda toplumun vicdanının da özgürleşmesini sağlayacaktır.
Ortadoğu’da son yıllarda gelişen yerel demokrasi, toplumsal dayanışma ve ortak yaşam deneyimleri, halkların katılımı ve kadınların öncülüğüyle şekillenmiş önemli toplumsal süreçlerdir. Bu deneyimler, bölgesel düzeyde barış, diyalog ve demokratik yeniden yapılanma için umut verici örnekler sunmaktadır. Türkiye’nin bu süreçleri bir tehdit olarak değil, bölgesel barışa katkı sunabilecek demokratik dinamikler olarak değerlendirmesi, ortak geleceğimiz açısından büyük önem taşımaktadır.
Türkiye bugün tarihsel bir dönemeç noktasındadır. Ya kutuplaşma, çatışma ve otoriterleşme sarmalında kalacak ya da halkların özgürlüğü, eşitliği ve kardeşliği temelinde yeni, demokratik bir geleceğe yönelerek barışın öncüsü olacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Bu ülkenin tarihi, farklı düşüncelerin demokratik zeminlerde buluştuğunda nasıl dönüştürücü bir güç yarattığını defalarca göstermiştir.
Tarih, bugün de diyalog, müzakere ve demokratik dönüşüm yönünde cesur adımlar atanları hatırlayacaktır.
Demokratik bir Türkiye’nin inşası, aynı zamanda demokratik bir Ortadoğu’nun da kapısını aralayacaktır.
Barışın dili, halkların vicdanında yankı bulduğunda, hiçbir güç bu yürüyüşü durduramayacaktır.
Saygılarımla,
Mehmet Alçınkaya
Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum Mücadelesi Adına
Yazarlar
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolReform olmadan ancak bu kadar 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni çete üretimi 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (1) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTürkiye’de ekonomik planlama neden başarısız oldu? 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMuhalefetin gerçeklikle bağı koparsa… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir Urfa ziyareti, bir dostluk hikayesi 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMerkez faiz indiremez… Neden? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünUyumlu mu, uyumsuz mu? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’de Kalıcı Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Açık Mektup... 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNeşe’nin kapsayıcılık sorunu… 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a “umut hakkı” neden tanınmalı? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAraştırmalar ne diyor; toplum güçlü bir lider mi arıyor, yoksa adil bir kahraman mı? 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAdalet yoksa devlette çürüme kaçınılmazdır 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze’nin Z raporu: Daha yazılmadı! 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHapiste yedi ay sonra İmamoğlu… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.10.2025
15.10.2025
12.10.2025
9.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
3.10.2025
1.10.2025
29.09.2025
25.09.2025