Mehmet TEZKAN
Erdoğan-İmamoğlu polemiği/atışması/çekilmesi günün mutat haberi oldu.
Erdoğan konuşuyor, İmamoğlu anında yanıt veriyor.
İmamoğlu konuşuyor, Erdoğan yanıtsız bırakmıyor. Kısaca iki siyasetçi de meydanı diğerini bırakmıyor.
Bu söz düellosunun nasıl değerlendirmeliyiz?
Kişisel çekişme mi?
Proje bazlı tartışma mı?
2023 seçimlerine yatırım mı?
İstanbul’u kaptırmama mücadelesi mi?
Galiba hepsi. Çünkü mesele kanal İstanbul projesinin ötesine geçti. Erdoğan süt dağıtımından otobüslerdeki indirime kadar İmamoğlu’nun birçok vaadini de gündeme getirdi, hesap sordu.
Meseleye Erdoğan-İmamoğlu diye bakınca, iki siyasetçinin atışması olarak görünce mesele yok. Ama iki siyasetçinin taşıdıkları unvanları, oturdukları koltukları dikkate alırsak mesele var.
Neden mi?
Tartışan taraflardan biri devlet başkanı diğeri Türkiye’nin en büyük kentinin belediye başkanı.
Yaşanmış bir durum değil.
Alışılmış bir durum değil.
Peki devlet başkanıyla (Cumhurbaşkanı ) belediye başkanını karşı karşıya getiren ne? Siyasi krizin ayak sesleri neden çıkıyor?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen rejimin armağanı bu.
Ucube rejimin sonucu bu.
Cumhurbaşkanı bugün İstanbul Belediye Başkanı’yla sert polemiğe giriyorsa yarın Adana Belediye Başkanı’yla da, öbür gün Ankara Belediye Başkanı’yla da girebilir.
Rejim bunu öngörüyor.
Rejim bunu teşvik ediyor.
Rejim bunu gerekli kılıyor.
Siyasi krizi rejim üretiyor.
Çünkü; Erdoğan, devlet başkanı, başkomutan. Ama aynı zamanda yürütmenin yegane temsilcisi, aynı zamanda AKP’nin genel bakanı, aynı zamanda Meclis’te çoğunluğu elinde grubun (Cumhur ittifakı) lideri, aynı zamanda Varlık Fonu’nun yönetim kurulu başkanı, bu şapkası nedeniyle kamu bankalarının yönetim kurulu başkanlarının da başkanı.
Ve en önemlisi. İstanbul, Ankara, İzmir gibi üç büyük kentte muhalefet partisi genel başkanı.
Bu yapı, bir kişinin birden çok görev üslenmesi, birden çok şapkasının olması siyasi krize çanak tutuyor.
Devlet başkanıyla belediye başkanını polemiğe/atışmaya/çekişmeye/tartışmaya sokuyor.
Küçük bir örnek. Diyelim ki Antalya belediyesi bir proje için kamu bankasından kredi almak istedi. Onayı kim verecek?
O kamu bankasının yöneticisi mi, yönetim kurulu mu?
O kamu bankası nereye bağlı?
Varlık Fonu’na.
Varlık Fonu’nun Yönetim Kurulu Başkanı kim?
Cumhurbaşkanı, yani devlet başkanı.
Ama o devlet başkanı aynı zamanda yürütmenin de başı. Ama o devlet başkanı aynı zamanda o ilde muhalefetteki partinin de genel başkanı.
Çok karmaşık bi durum değil mi?
Diyelim ki; cumhurbaşkanı o ilde belediye başkanının yapacağı projeye karşı. O kredi çıkar mı?
Veya o ilde muhalefet partisinin genel başkanı konumunda olan devlet başkanı (bu tanım bile bi acayip oldu) projeye karşıysa emrindeki valiyi devreye sokarak engelletebilir. Zorluk çıkartabilir.
Demem şu; televizyonlarda izliyor, internet sitelerinde takip ediyor, gazetelerde okuyorsunuz, Cumhurbaşkanı-İstanbul Belediye Başkanı polemiği bitmiyor, her geçen gün dozajı da artıyor.
Belli, yakıda yenileri de eklenecek.
Belli yakında başka iller de katılacak.
Yabancı bir siyaset bilimciye, hatta Türkiye ile ilgisi olmayan, Türkiye’yi takip etmeyen uzak bir ülkedeki siyaset bilimciye bu yapıyı sorsak nasıl tanımlar acaba?
Ne der, nasıl tahlil eder, ne isim verir?
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.07.2025
13.01.2025
6.01.2025
27.02.2023
14.06.2022
23.05.2022
7.03.2022
7.02.2022
30.08.2021
19.08.2021