Mehmet TEZKAN
Geçen haftanın kulis haberiydi. Ya malum sebep nedeniyle (Saray'ı kızdırmamak) ya da FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmasıyla, İdlib'e asker yığınağı yapılmasının gündemi kaplaması nedeniyle üzerinde durulmadı.
İkisinden biri.
Ama konu mühimdi; gerçi konuşulmuyor, tartışılmıyor, masaya yatırılmıyor ama mühim!
Mesele, yüzbinlerce gencin haybeye üniversite mezunu olma durumu!
İktidar her ile üniversite, her ilçeye fakülte, neredeyse her beldeye yüksek okul açtı. Güzel güzel binalar yaptı. Ama içine koyacak öğretim üyesi bulamadı. Eğitimi binalardan ibaret zannetti. Binaların içine eğitimi koymayı unuttu.
Tıpkı; adalet sarayları yapıp içine adalet koymayı unuttuğu gibi.
Dün Cumhuriyet gazetesinde okudum. Bahçeşehir Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı'yla röportaj yapmışlar. Enver Yücel dersliklerle, inşaatlarla fiziksel yapılarla uğraşıldığını içeriğe bir türlü gelinemediğinden yakınmış.
Özetle; gelecekte olmayacak mesleklere eleman yetiştirdiğimize dikkat çekmiş.
İktidar, Ardahan'a, Hakkari'ye, Kırşehir'e, Bitlis'e, Artvin'e, Tekirdağ kısaca 81 ile üniversite kurmakla milyonlarca genci üniversiteli yapmakla övünüyor. Ama sıra onlara iş imkanları açma konusuna gelince susuyor. Kendi sorunu değilmiş gibi davranıyor.
Türkiye'nin konuşulmayan ama kanayan yaralarından biri de bu. Bazı fakülteleri bitirenleri ayırırsak neredeyse üniversite mezunlarının yüzde 95'i işsiz.
İşsizlik rakamları bunu doğruluyor.
Milli Eğitim Bakanı bu meseleyi Bakanlar Kurulu toplantısında dile getirmiş. (Bakanlar kurulu toplantısı tabiri yanlış. Böyle bir kurul yok. Böyle bir kurul kararı da yok. Zaten geçerliliği de yok. Hükümet tek kişiden oluşuyor, yürütmenin yegane temsilcisi var.)
Bakan "Sanayici bizden nitelikli ara iş gücü istiyor. Herkes üniversiteli olmak zorunda değil. 'Sen ağa ben ağa, bu inekleri kim sağa' durumu var yani" demiş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da orada. Hak vermişmiş midir acaba. Haklısın demiş midir?
Hemen yorum yapmayın. Durun daha haberin devamı var.
Eğitim Bakanı'nın bu sözleri gülüşmelere neden olmuş. Demek ki; Eğitim Bakanı'nı dinleyen öteki bakanlar, mesela Sağlık Bakanı, mesela İçişleri Bakanı mesela Dışişleri Bakanı mesela Ticaret Bakanı gülmüş.
Maliye ve Hazine Bakanı da gülmüş müdür?
Bakan devam etmiş: "Asıl projemiz meslek liselerini güçlendirerek üniversitedeki yığılmayı azaltmak istiyoruz.".
Tayyip Erdoğan, meslek lisesi denilince imam hatipleri anlıyordu. Onları yaygınlaştırdı. Normal liselerin yerine koydu. Hedef bir milyon öğrencinin imam hatipte okumasıydı. Hedefe ulaşıldı.
(Bir parantez açıp yeri gelmişken küçük bir bilgi vereyim. Son rakamlar şöyle:
Anadolu imam hatip liselerinde 525 bin 52.
İmam hatip ortaokullarında 713 bin 561.
Açık öğretim imam hatip liselerinde 120 bin 248.
Yatılı imam hatip okullarında 90 bin öğrenci eğitim görüyor.)
Tabii iktidar bu okulları meslek okulu olarak görmüyor. Oradan mezun olanları da imam veya hatip ihtiyacını karşılamak amacıyla yetiştirmiyor.
İktidarın hedefi şu; her çocuk önce imam hatipte okusun sonra ne olacaksa olsun. Hakim, doktor, mühendis vs.
* * *
Biz bakanların buluşmasına dönelim. Eğitim Bakanı'nın sözleri bununla da kalmamış. Demiş ki: "Üniversite öğrencisi sayısı çoksa o ülkede sorun vardır. Az öğrenci sayısı varsa başarılıdır."
Baltayı taşa vurmuş.
Neden mi?
Cumhurbaşkanı akademik yılın açılışında yaptığı konuşmada üniversite öğrencisi sayısıyla övünmüş, Almanya'yı da küçümsemişti.
Cumhurbaşkanı üniversite sayısını 76'dan 207'ye öğrenci sayısını 1.6 milyondan 8 milyona çıkardıklarını gururla anlattıktan sonra şu sözleri sarf etmişti: "Nüfusumuz hemen hemen aynı, Almanya'da üç milyon üniversite öğrencisi var, bizde sekiz milyon."
Almanya'da üç milyon.
Bizde sekiz milyon.
Almanları bu alanda neredeyse üçe katlamışız.
Eğitim bakanı baltayı taşa vurdu demem bundan. Bakan, üniversite öğrencisi sayısı çoksa o ülkede sorun vardır diyor, Cumhurbaşkanı üniversiteli sayısının çok olmasıyla övünüyor.
Zirvedeki tezatta bakın.
Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerini duyunca YÖK Başkanı'na şu soruyu sormuştum. (19 Eylül tarihli yazım)
Almanya mı doğru yapıyor, Türkiye mi?
YÖK Başkanı yanıt vermemişti. Eğitim Bakanı "Üniversiteli öğrenci sayısı çoksa sorun vardır, azsa başarılıdır" diyerek meseleye açıklık getirdi.
Ama, Cumhurbaşkanı'nın gözünün içine baka baka baltayı taşa vurmuş oldu.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMeğerse cennetteymişiz 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAdli yıl ne vaat ediyor? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Kayıp İmam”ın izinde: Musa Sadr’ın 50 yıllık gizemi Libya’da çözülebilir mi? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİkinci varlık vergisi faciasına doğru 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBeslenmenin farklı yollarından kaçış yok 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.08.2025
3.08.2025
7.07.2025
13.01.2025
6.01.2025
27.02.2023
14.06.2022
23.05.2022
7.03.2022
7.02.2022