Melih ALTINOK
Türkiye İşçi Partisi, eksiklerine, hatalarına rağmen Türkiye sosyalist hareketinin en saygıdeğer deneyimidir.
TİP’in Kürt sorununu dönemine göre en akılcı noktadan ele alması ve sistemin de bu yaklaşımı tehdit olarak algılaması partinin kapatılmasında etkili oldu. Ancak açıkken de bugün Kürt sorununu “politik karşı şiddet” noktasında tutmaya çalışan “solcularca” az zorlanmadı. Üstelik de milliyetçi ve ulusalcı, sekter bir noktadan.
Hülasa, bugün Kürt gençlerinin canını savaşa pazarlayan bu “solcu” zevat o günlerde de, ordunun “ilerici” unsurlarıyla “darbe ittifakı” yapıp, Mihri Belli’nin sosyalizm’in ön koşulu saydığı milliyetçikle TİP’in Kürt aydınlarını sıkıştırıyordu.
Doğu mitingleri ve program tartışmalarıyla Kürt sorunu konusunda enternasyonalist bir tavır takınan TİP’in binalarını, kongrelerini basıyorlardı. Bazen bu şiddet, memleketin sol mirasına katkı yapmış o değerli, yaşlı başlı insanların tokatlanmasına kadar varıyordu.
Bu arkadaşların, o günlerde Kürt sorununun partinin öncelikleri arsında yer almasını talep eden TİP’li Kürt aydınlara verdikleri yanıt sanırım mevzuu özetler:
“Biz Türkler henüz uluslaşmamızı tamamlayamadık, Kürtlere ne oluyor?”
Aslında bugün de farklı bir noktada değiller. Bir yandan utangaç ulusalcılıklarını Nuh-u nebiden kalma antiemperyalizm teorileriyle maskeleyip Esed faşizmine direnen devrimcileri tel’in ediyorlar. Öte yandan da PKK’yi, emperyalizmin yerli işbirlikçisi saydıkları AK Parti’yi devirmek için kışkırtıyorlar.
Sağdan da baksan bu soldan da...
Elbette bu ağabeyleri, ablaları eleştirmek için ta 70’lere gitmeye gerek yok. Ne var ki Kürtlerin temsilcisiyiz diyenlerin bu zat-ı muhteremlerle ve onların perspektifiyle “muhabbetleri” ister istemez tarihi de hatırlatıyor insana.
Son vesile ise, yazarlarına hakaretler döşediği, hatta partice boykot uyguladıkları Kürt halkının gerçek dostu Taraf’a yine tam sayfa “açık mektup” gönderen Aysel Tuğluk oldu.
Yazısındaki “hükümetin entegre devlet stratejisi” gibi tanımlamalarının ne demek olduğunu, hangi literatüre atıfta bulunduğunu sorgulamayacağım elbette.
“Size yazmışken cemaat meselesine değinmemek olmaz” şeklindeki cümlesinin sonuna koyduğu “anlayana” tadındaki ünlemlerinin basitliği, okuyanı bile yazan adına utandırıyorken, akıldan, vicdan da bahsetmeyeceğim.
Zaten Yıldıray Oğur, filmlerinin jeneriğine “Godard’ın anısına” yazarak senaryoyu kotaracaklarını sanan amatörler misali, Spinoza zorlamalı bu yazıya fazla gelen bir cevap da verdi.
Ne var ki tarihin bu garip cilvesi gözüne batıyor insanın. Çünkü “açık mektup” göndermelerinin altında 40 yıl sonra yeniden cilalanan “solculuk oyunu” sırıtıyor yine.
Evet, açık mektup jargonunun Mahir Çayan’ın meşhur “aydınlık sosyalist dergiye açık mektup” tınısını, yazının içeriğinin yanı sıra yinelemelerinden açıkça “çaxtığımız” Aysel Hanım ve partisi nicedir bu yoldalar. 70’lerin fokoculuğunu bugün egemen Kürt siyasal hareketi için tepe tepe kullanıyorlar.
İşe de yarıyor hani. Sosyal medyada o “açık mektupların” ucunu daha düne kadar bize “pekeke” dedik diye “mesafeli” duran, “Ay terörist midir nedir” diye söylenen kentli, okumuş, beyaz Türkler yakıyor; görüyoruz. Ama bereket, Kürtler bu “70’s MDD’cliği” nostaljisini yemiyor.
Çünkü, sekiz polis PKK saldırısında henüz yaşamını yitirmişken “savaşçı” Başbakan Erdoğan’ın çıkıp “PKK silah bırakırsa operasyon yapmayız” dediğini de duyuyorlar, “barışçı” Aysel Hanım’ın muhtelif “Kürtler kararını verdi, çok kötü şeyler olacak” kışkırtmalarını da.
O sıkça atıfta bulunulan 29 Kürt isyanının, Osmanlı dönemindekiler hariç, tamamın Mustafa Kemal sağken çıktığı da hepimizin malumu.
Dolayısıyla, bugün BDP’nin bitişik nizam yürüdüğü CHP’nin ve kazıyınca altından Kemalizm çıkan Türk solunun dostları olmadığını çok iyi biliyor Kürt halkı ve demokratlar.
Kaldı ki Tuğluk ve BDP bizlerin de Kürtlerin de hafızasını fazlasıyla küçümsüyor.
Zira o Kürtler bizlerin Cumhuriyet mitingleri zamanı “farkındayız tehlikelisiniz” başlıkları yazılarımızdaki “TİT’çisinden MİT’çisine, Kerinçeğinden Perinçsizine tüm Kuvvacılar, omuz omuza verip sanal bir tehlikeye karşı kurşun dökecek Ankara sokaklarında”cümlelerini de hatırlıyorlar. (12 Nisan 2007 / BirGün) Aynı günlerde Barzani yönetiminden “Kuzey Irak’taki oluşum” diye bahsedecek kadar “Kürdi” Tuğluk’un, Radikal’de yazdığı şu satırlarını da:
“Türk halkı tekrar Sevr tehlikesine benzer bir durumla karşı karşıyadır.”
Evet, Aysel Hanım’ın, Cumhuriyet mitingleri zamanı Misak-ı Milli sınırlarını, AK Parti’ye karşı kurulacak ittifak için Türk ve Kürt halklarının “ulusalkucaklaşmazone”u ilan ettiği yazıların mürekkebi henüz kurumadı. “Kemalist aydınlara düşen görevleri” sıralamayı ihmal etmemesi de hafızlarımız da dip diri.
Yo yo yaptıkları Kürt milliyetçiliği değil, açık mektup yalınlığında konuşalım. Bu düpedüz, arkaik Türk solculuğuna ricat.
Kabul ediyorum, Kürt partisi olmadığınız konusunda haklısınız, hatta “BDP Türkiye partisidir” derken de. Üstüne bir de ben koyayım, en az CHP kadar Türkiyelisiniz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019