M.Şükrü HANİOĞLU
Geçen hafta "çözüm süreci" olarak adlandırılan girişimi "muhatap"ın temel yaklaşımları çerçevesinde ve tarihî örnekler yardımıyla ele almaya gayret etmiştik. Söz konusu sürecin önemli unsurlarından birisi de onu sürdüren taraflara ait tasavvurların kapsam ve sınırlarıdır.
Konu tarihî örnekler yardımıyla değerlendirildiğinde tasavvurların kapsamlarında görülen farklılıkların süreçlerin başarısında belirgin rol oynadığı kolaylıkla görülebilmektedir. Böylesi farklılıklar değişik "biz" temellerinde geliştirilen tasavvurların uzlaşmasını imkânsız kılabildiği gibi çatışmacı eğilimleri de güçlendirebilmektedir.
Türkiyelilik ve kapsama alanı
Resmî ideoloji tarafından uzun süre uygulanan tektipleştirme siyasetleri "coğrafya"yı etnik grup/ırk temelinde kutsallaştırmıştır. Erken Cumhuriyet döneminin "ideolog"larından Âfet İnan'ın "Millî Irk Toprağı Türkiye" kavramsallaştırması coğrafyayı vatandaşlık ve toplum tasavvurunun temeli olarak ele almıyordu. Bu şekilde yaklaşıldığında yaratılan tasavvur, son tahlilde, "Türkiye" değil "Türk" merkezli oluyor; "Türkiye," "Türklerin" olmasıyla anlam kazanıyordu.
"Türkiye" tasavvuru ile "Türk"lük arasındaki bu belirleyici ilişki onun farklı alt kimlik grupları tarafından benimsenmesini önlüyordu. Bunun Kürt sorununun Cumhuriyet dönemindeki gelişimi üzerinde fazlasıyla etkili olduğu ortadadır.
Ancak yaratılan karşıt tasavvurun da etnik temelli olduğu ve "Türkiye"yi "Türklere ait" görmekle beraber kendi alanını bunun dışında mütalâa ettiği unutulmamalıdır. Bu tasavvur Birinci Dünya Savaşı sonrasında oluşturulan yapay sınırların böldüğü bir alanı kutsuyor ve onun Türkiye'de kalan kısmının gerçekte "Türkiye"nin değil bu idealin parçası olduğunu varsayıyordu.
Bu çatışan tasavvurların "Türkiyelilik"i dışladığı, onu "yapay" ve "anlamsız" olmanın da ötesinde "tahayyül edilen millet"e ihanet olarak kavramsallaştırma noktasında birleşmeleri ilginçtir. Her iki tarafta da milliyetçilikten derin biçimde etkilenen yaklaşımlar "Türkiyelilik"i "Türklük"ün inkârı ya da "Kürt kimliğinin reddi amacıyla yaratılmış suni bir aidiyet" olarak mahkûm etmişlerdir. Toplumun geneli de bu yaklaşımların etkisiyle "Türkiyelilik"e mesafeli yaklaşmıştır. Burada önemli olan "Türkiyelilik"e hem merkez hem de ona direnen çevrenin karşı çıkmasıdır.
Tarihî örnekler ışığında
Bu, şüphesiz, toplumun Osmanlılık gibi etnik aidiyetler üstü bir kimlik etrafında birleştirilmeye gayret edildiği Tanzimat sonrası dönem ile önemli bir farklılık oluşturur. Ancak merkez, bu yaklaşımına karşılık o dönemde de, yarattıkları tasavvurların kapsamı sınırlar ötesine uzanan yapılarla çatışmalar yaşamıştır.
Osmanlı sınırları dışında alanları da içeren ve çevre ülkelerdeki toplumlarla birleşerek "tarihî yanlışlıkları düzeltmeyi" amaçlayan hareketler "Osmanlılık" yaklaşımını, günümüzdekine benzer şekilde bir "Türkleştirme" siyaseti olarak mahkûm etmişlerdir.
Örneğin "Makedonya" ideali için savaşan Slavlar arasında sadece gözlerini Bulgaristan'a çeviren Vırhovistler değil VMORO'nun sağ kanadını oluşturan liderler de böylesi bir yaklaşımı benimsiyordu. 1908 Köstendil Kongresi'nde de dile getirildiği gibi bu yaklaşım Osmanlılığı dışlayan bir tasavvura dayanıyordu: "Biz Makedonya'nın ayrı bir bölge olmasını istiyoruz. . . Halkımızın arzularını bir tür anayasa ile idare olunan Türkiye benzeri yabancı bir rüyaya kurban edersek büyük bir suç işlemiş oluruz. Türk devletinin geleceği bizi ilgilendirmiyor."
Burada önemli olan "Osmanlılık" ile örtüşmeyen ve sınırların öte tarafına geçen bir "Makedonya" tasavvurunun yaratılmış ve içselleştirilmiş olmasıydı. Bu ise üzerinde çalışılan "çözüm süreci"nin önündeki en belirgin engeli oluşturuyordu. "Ermeni Sorunu"nun çözüme kavuşturulması için ortaya konan gayretlerde de benzer bir olumsuzlukla karşılaşılıyordu. Osmanlı sınırları dışına taşan bir "Ermenistan" tasavvurunu sahiplenen Daşnaktsutyun bu nedenle "Osmanlılık" temelindeki çözümleri reddediyordu.
Daşnaktsutyun'un "gelecek tasavvuru"nda "Doğu Ermenistan," Osmanlı coğrafyasının "Batı Ermenistan" dışındaki alanlarının önüne geçiyordu. Dolayısıyla Ermeni liderler "Osmanlılık" ile sınırlanan bir "çözüm" sürecini ideallerine gem vurulması olarak görüyorlardı. Sosyalist-milliyetçi örgütlenmelerin bu tasavvurları ve "Osmanlılık"ı kendi ideallerine getirilen bir "sınırlama" olarak yorumlamaları yürütülen "çözüm süreçleri"nin başarısızlığındaki temel yapısal nedendi.
Günümüzdeki süreç ve Türkiyelilik
Günümüzde bir kez daha kesintiye uğrayan "çözüm süreci" önünde de benzer bir yapısal engel bulunmaktadır. Toplum sözcüsü durumuna gelen sosyalist- milliyetçi bir örgütlenme merkezin, "sadece Türklere ait olmadığını kabûl ederek" önemli bir taviz verdiğini düşündüğü "Türkiye" temelli bir "çözüm"ü tasavvuruna yapılan bir saldırı olarak görmektedir.
Ortadoğu sınırlarının yeniden belirlendiği bir dönemde "Türkiyelilik"i bir "ideal sınırlaması" ve "dayatma" olarak gören yaklaşımların güç kazanması şaşırtıcı değildir. Bu ise bir "Türkiye projesi" olmak zorunda olan "çözüm süreci"nin iflâsı anlamına gelir.
Çözüm süreci, son tahlilde, "Türkiyelilik" temeline dayanmak zorundadır. "Türkiyelilik" ise genellikle varsayılanın tersine Kürtler dışındaki etnik grupları da barındıran parti örgütlenmesine indirgenemez (burada söylenilmeye çalışılan farklı toplumsal gruplara açılmanın, kimlik siyasetinin yoğunluğunu azaltmanın anlamsız olduğu değildir). "Türkiyelilik" vatandaşlık temelli, geleceğini Türkiye'de gören ve bu çerçevede yaratılacak bir "biz"i diğer aidiyetlerin önüne yerleştirebilen bir yaklaşım olmak zorundadır.
Bu gerçekleşmedikçe "çözüm süreci" örtüşmeyen ve çatışan tasavvurlar arasında sürdürülen bir "pazarlık" olmanın ötesine geçemez. Bu vurgulanırken "Türkiyelilik"in çok uluslu bir imparatorluğun parçalanması ve bilhassa Birinci Dünya Savaşı sonrasında dayatılan karakuşî sınırlarla ayrılan toplumların üyelerinin birbirleriyle ilişkilerini kesmesi anlamına gelmediğinin de altı çizilmelidir.
Türkiye'deki Kürt nüfusun Irak ve Suriye'deki Kürtlerin sorunlarına ilgi göstermesi, onlara yönelik endişeler taşıması doğaldır. Ancak bu nüfusun söz konusu alanları da kapsayan bir tasavvurun arkasına geçmesi "çözüm süreci"nin neticeye ulaşmasını imkânsız kılar. Bu söz konusu olduğunda ise geçmişteki örneklerde yaşandığı gibi çatışma kaçınılmaz olur.
Bu açıdan değerlendirildiğinde "çözüm süreci"nin ancak vatandaşlık temeline dayanan bir Türkiyelilik zemininde yürüyebileceği kolaylıkla görülür.
Bunun ise merkezin "Türkiye Türklerindir" yaklaşımından vazgeçmesi kadar kendisini farklı görenlerin de tasavvurlarını "Türkiyelilik" ile sınırlamalarına bağlı olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018