Murat AKSOY
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan hükümeti kurma görevi alan Başbakan Ahmet Davutoğlu, 62. Hükümeti açıkladı.
62. Hükümetin ana iskeletine bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gücünü ve etkisini görmek mümkün. Özellikle icracı bakanların yerlerini korumaları, hükümetin önceliğinin 2015 seçimlerine kadar AK Parti’nin oyunu düşürmemek olduğu açıktır.
Hükümet listesinin ikinci önemli unsuru ise, Erdoğan’ın kabineye iki “sigorta” sokarak hükümette denetimi tam olarak sağlama gayretidir.
Babacan ve Şimşek’in gölgesi: Kurtulmuş
Bu sigortalardan birisi kuşkusuz Numan Kurtulmuş’tur. Numan Kurtulmuş özellikle son dönemde ekonomi alanının iki bakanı Ali Babacan ve Mehmet Şimşek ile ters düşmüştür. Babacan ve Şimşek’in ekonomi politikalarına özellikle de Merkez Bankası özelinde özerk ekonomi kurumlarına bakışları taban tabana zıttır.
Numan Kurtulmuş bu konularda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı yerde durmakta hatta Merkez Bankası’nı “vesayet kurumu” olarak tanımlamaktadır.
Buna rağmen Davutoğlu’nun (ve Erdoğan’ın da) Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i kabinede tutması, uluslararası piyasalara güven verme amacını taşımaktadır. Bu ekonomideki kırılganlığında farkında olunduğunun işaretidir.
Ancak Babacan ve Şimşek’in varlıklarına rağmen dışardan Yiğit Bulut içerden Numan Kurtulmuş kendi politik doğrularında ısrar edeceklerdir.
Arınç’ın bakanlığı: Sembolik gönül alma
Kabinenin sürpriz isimlerinden birisi kuşkusuz Bülent Arınç’tır. AK Parti’nin dört ana kurucusundan biri olan Arınç, siyasete Başbakan Yardımcısı olarak veda etmesi hazindir. Abdüllatif Şener dışında diğer iki kurucunun (Erdoğan ve Gül) Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmasına rağmen Arınç’ın bu görevle vedası kuşkusuz acıdır.
Arınç’ın bu kabinede yer alması bir anlamda bir gönül alma, parti büyüğüne son görev olarak okunabilir. Arınç, Gül-Erdoğan-Arınç-Şener önderliğinde kurulan AK Parti’den Erdoğan AK Parti’sine geçişte son halkadır.
Akdoğan tercihi süreci nasıl etkiler?
Kuşkusuz kabinedeki en önemli değişiklik çözüm sürecinin koordinatör bakanı olan Beşir Atalay’ın yerini Yalçın Akdoğan’a bırakmasıdır. Akdoğan, başından bu yana hükümetinin sürdürdüğü sürecin önemli aktörü olması hasebiyle; süreçte önemli bir değişiklik olmayacağı ifade edilebilir ki, muhtemelen öyle olacak. Ancak Akdoğan’ın siyasetçi kimliğine ek olarak sürdürdüğü yazarlık şapkası süreci zorlayabilir.
Çünkü yazar Akdoğan’ın yazdığı bazı yazıların, başta Kürt siyasi hareketinin üyeleri olmak üzere PKK’yı da rahatsız ettiği biliniyor. İkincisi, her şeye rağmen Akdoğan, Atalay’a nispeten, PKK’ya karşı daha sert durduğu da bilinen bir gerçek.
Elbette isimlerden daha önemli olan Türkiye’deki siyasal iklimin çözüm sürecini ne kadar mümkün kıldığıdır. Şu bir gerçek ki, hem içerde hem de dışarda Türkiye’nin içinde bulunduğu durum; bir hak ve özgürlük, eşit vatandaşlık sorunu olan Kürt sorununda beklenen adımları atmanın zor olduğunu gösteriyor. Bu açıdan Erdoğan’ın kabinedeki ikinci sigortası bizatihi Akdoğan’ın kendisidir.
Yazıcıoğlu’nu suçu: ‘Paralel’e yakın olmak
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan iken yaptığı ‘paralel yapı ile mücadelemizde yanımızda olmayanlar var’ mealindeki ifadesinin ne anlam geldiğini Erdoğan’ın avukatlığını da yapmış Hayati Yazıcı’nın kabine dışında kalmasıyla gördük.
İcracı bakanlıklar içinde görevden alınan tek bakan olan Yazıcı’nın, 17-25 Aralık soruşturmaları sonrasında yapılan hükümet tasarrufları konusunda yaptığı eleştirel açıklamalar, görevden alınmasında etkili olmuş görünüyor. Yazıcı; 22 Ocak 2014 yılında paralel yapı konusunda; “Bu topraklarda tek devletin yanında hiçbir zaman paralel diye bir yapı söz konusu değil ama devletin yönetim şeması içerisinde bazı kişilerin paralel uygulamalar içerisine girdiklerini söyleyenler var. Bunlar söylenebilir. Bunların da bir paralel devlet şeklinde değerlendirilmesinin çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Böyle bir şey olamaz çünkü tek devlet var.” ifadesi onu, paralel devlete yeterince tavır almadı olarak okunmuş olabilir.
Davutoğlu aynı zamanda Dışişleri Bakanı
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanı olmaması da sürprizlerden biridir kuşkusuz. AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanı olması, Davutoğlu’nun bu bakanlıkta da etkili olacağı anlamına geliyor. Türk dış politikasının bu kadar derin krizler yaşadığı dönemde Çavuşoğlu gibi düşük profilli birinin Dışişleri Bakanı olması ancak böyle açıklanabilir.
Değişen ne olur?
Şimdi esas soru, hükümetteki bu değişikliğin Türkiye’nin politik tercihlerinde bir değişiklik yaratıp yaratmayacağıdır.
62. Hükümet, 61. Hükümetin siyaseten devamıdır. İkincisi Erdoğan-Davutoğlu ideolojik çizgisinin dışında, hükümette Erdoğan’ın iki güçlü sigortası vardır.
Özetle bu hükümetin esas işlevi, 2015’de yapılacak seçimlere kadar AK Parti oylarında düşüş olmamasını sağlamaktır. Sonuç olarak Türkiye’de artık de facto “partili cumhurbaşkanı” sistemine geçmiştir.
Yeni hükümetin açıklanmasından sonra AK Parti MKYK’sından Beşir Atalay’ın Hüseyin Çelik’in yerine Tanıtım Başkanı ve Parti Sözcüsü olması, Abdullah Gül’e yakın isimlerden olan Salih Kapusuz’un Halkla İlişkiler Başkanı görevinden alınması partide Gül’ün izinin tamamen silinmesi yolunda bir adım daha demek.
@murataksoy
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018