Darbe ne kadar meşru değilse idam da o kadar hukuki değildir. Darbeye karşı çıkmak gibi Mursi’nin idam kararına da karşı çıkmak insani, siyasi ve ilkesel bir gerekliliktir.
 

Darbe gibi idam kararı da ‘Arap Baharı’nın ‘Arap Aydınlanması’na dönüşmesinin sonudur. Tunus’ta başlayan Arap Baharı, Arap Aydınlanmasına doğru yavaş yavaş ilerlerken, Mısır’da yüzde 52 ile seçilen Mursi ‘Bahar’ın ‘Aydınlanmaya’ dönüşünü siyasi tasarrufları ile engelledi. 
 

MURSİ'NİN YANLIŞLARI
 

Bir yıllık cumhurbaşkanlığı sürecinde Mursi yaptığı siyasi tasarruflarla, ülkeyi demokrasinin kurumsallaşması, çoğulculuğun anayasal güvence alınmasını değil tersini tercih etti.
 

Arap Baharı’nın ruhuna uygun bir anayasa yerine tüm yetkiyi kendisine toplayan bir anayasa yaptı.
 

Toplumsal farklıklara ve yaşam tarzlarına müdahale başladı. Kıyafet ve içki başta olmak üzere sembolik alanlarda sorunlar çıkardı.
 

Azınlıklar mahalle baskısı ile karşı karşıya bırakıldı.
 

Devlette kadrolaştı.
 

Sıkıştıkça din silahına sarıldı. Ülkeyi dini söylem üzerinden daha çok siyasallaştırdı ve kutuplaştırdı.
 

Mısır’ı demokrasi yolunda yürütmek yerine dini meşruiyetinin tek aracı halini getirip Mübarek’in yoluna girdi.
 

Darbe olduğunda ülkenin bir kısmı Adaviyye Meydanı’nda Mursi’yi savunurken, büyük bir kısmı Tahrir Meydanı’nda onun gidişini kutladı. 
 

İDAMIN SORUMLULARI
 

Mursi’nin bir yıllık iktidarında yaptıklarının tanıdık geldiğinin farkındayım.
 

Böyle düşünenler haksız sayılmaz. Çünkü, Mursi’nin bu siyasi tasarruflarının arkasında olan akıl, yabancı değil.
 

Arap Baharı’ndan sonra sahip olduğu ‘model’lik şansını Sünnilik yani ‘din kardeşliği’ üzerinden ‘liderliğe’ tercih eden ve Mursi’yi de buna alet edenler darbenin de idam kararının da asıl sorumlusudur.
 

Meydanlarda Rabia’yı suistimal edenler Mursi’nin sonunu hazırladılar. Mısır’ı da, Rabia’yı da, Mursi’yi de siyasetlerine alet ettiler, etmeye devam ediyorlar.
 

Batı nasıl çıkarları için darbeye ‘darbe’ demediyse, Mursi’ye siyasi akıl verenler de, onu darbe ile deviren Sisi ile buluşmaktan çekinmedi.
 

Acı olan ise bugün hala meydanlarda Mursi’yi siyasetlerine alet etmeleri. Mursi’nin idam kararı üzerinden muhalefete, medyaya meydan okuyacak kadar ilkesiz olmaları.
 

Sonuç olarak, Mursi’nin siyaseten yaptığı hatalar, ne onu darbe ile devrilmesini ne de idam edilmesini meşrulaştırmaz. Onun için darbe gibi idam kararı da insanlık suçudur.
 

Bu suçun ortakları da, çok uzağımızda değiller.