Murat AKSOY
31 Mart’ta yerel yöneticileri seçmek için bir kez daha sandık başına gideceğiz.
Adı üzerinde, bu bir yerel seçim. Yani muhtardan başlayarak ilçe, il, büyükşehir belediye başkanlarını seçeceğiz. Seçtiğimiz insanlar, bizlerin yerelde yaşadığı sorunları çözecek. Yereldeki kültürel, sosyal ve siyasi talepleri yerine getirmeye çalışacaklar. Özetle seçimi, merkezi sorunları çözmek için değil yereldeki sorunların çözülmesi için yapıyoruz.
Ne yazık ki, seçime giderken medyadan izlediğimiz tablo, bunu yansıtmıyor.
İKTİDAR İÇİN SEÇİM
Özellikle Cumhur İttifakı'nı oluşturan iki parti AK Parti ve MHP, bu seçimleri yerel seçim olarak görmüyor.
Bu iki parti için 31 Mart seçimi, 16 Nisan Referandumu’nda kabul edilen ve 24 Haziran seçimleriyle hukuki olarak hayata geçen yeni yönetim sistemi için yeni bir referandum olarak algılanıyor. Başarı kriteri özellikle yüzde 52 olarak ifade ediliyor.
Kabul edelim ki bu yaklaşım, içinde ciddi bir güvensizliği barındırıyor. Bu yaklaşım, yerel seçimin “yerel” olma özelliğini ortadan kaldırmayı ve seçimin “genel” seçim olarak algılanmasını amaçlıyor.
Elbette 31 Mart’taki seçimler, tek başına yerel seçim değil. Muhalefetin toplamda alacağı oy, kazanacağı seçim çevresinin çokluğu, yani belediye sayısı ile iktidar blokunun bundan sonraki siyasi tasarruflarının dengeli olup olmayacağını doğrudan belirleyecektir. Bu açıdan Ankara, İstanbul ile birlikte Bursa, Balıkesir, Mersin, Manisa gibi büyükşehirlerin muhalefet tarafından kazanılması önemlidir.
Muhalefetin bu olası başarısı, 31 Mart sonrası siyasi dengenin olabildiği ölçüde sürdürülmesi açısından önemlidir.
YEREL SEÇİME GİDİYORUZ, NOKTA
Bu seçimin sonuçları ne olursa olsun, 24 Haziran seçimleri ile hukuki olarak hayata geçen yeni sistemle doğrudan ilgili değildir. Çıkacak sonuçlar da böyle bir potansiyel taşımamaktadır.
Bu yaklaşım ve söylem, MHP ve AK Parti’nin seçim stratejisinin bir parçasıdır ve siyasi hamleden çok seçim stratejisidir.
Cumhur İttifakı bu söylemle, esas olanın yerel seçim değil, ülke bekası olduğunu yüksek sesle dillendirerek, ülkenin karşı karşıya olduğu temel sorunları, yerel sorunları, katılımcılığı ve demokratik yönetim tartışmalarını önlemek istiyor. Burada beka esas olarak ülke bekasından çok siyasi iktidar ve ortaklık bekasıdır.
Nitekim, makro düzeyde bakıldığında ülkenin pek çok sorunu vardır ama bunların içinde beka sorunu yoktur.
Evet özellikle dış politikada ve içeride başta ekonomi olmak üzere ülke ciddi sorunlar yaşamaktadır. Ancak yaşanan bu sorunların temel nedeni, iktidarın siyasal tercihleridir. Sorunlar birer sonuçtur. Ve bu temel siyasal yaklaşım ve tercihler konusunda bir değişim olmadıkça da, bu sorunların çözülmesi kolay gözükmemektedir.
Diğer yandan iktidarın yerel yönetime bakışının da, yerellikten ziyade, yereli merkezi iktidarın ideolojik uzantısı olarak kabul etmektedir. İktidar için yerel seçimlerdeki başarı, merkezi idaredeki yönetimin yukarıdan aşağıya sistematik olarak aktarılması anlamını taşımaktadır.
YERELİ KONUŞMAYA VAR MISINIZ?
Bu açıdan muhalefetin, siyasi iktidarın ve ortağının çekmek istediği tartışmalardan uzak durması önem arz etmektedir.
Muhalefetin, tam tersine yerel seçimin, yerellik, yerinden yönetim, demokratik katılım gibi demokratik unsurlarıyla birlikte ülkenin asıl ve gerçek sorunlarını gündeme getirmesi gerekmektedir.
Ülke gündeminin bugün temel sorunu beka değil ekonomi, hayat pahalılığı yani geçim derdidir. Yerel sorunlar olarak ise trafik, çevre, yerel kalkınma, kentsel dönüşüm, yerel ekonominin güçlenmesi, yaşam kalitesi gibi hemşehrilerin hayatlarına dokunan, onları etkileyen sorunlar gündemleştirilmelidir.
Aksi her tercih, yani yerelin merkezi siyasetin tartışmasına kurban edilmesi, muhalefetin kaybetmesini kolaylaştırır.
ADAYLARI HIZLA AÇIKLAYIN!
Seçimlere kalan zaman dikkate alındığında, muhalefet açısından önemli bir nokta, açıklanmayan adayların en kısa sürede açıklanmasıdır.
Özellikle CHP özelinde adayların açıklanmasının gecikmesi partinin stratejik bir tercihi olsa da, parti içi dinamikleri göz önüne aldığımızda, gecikilen her günün partiye katkı değil zarar verme olasılığı gerçekliğidir.
Bunun temel nedeni, parti güç dengelerine bağlı olarak her “grubun” kendi adaylarını adaylaştırma çabalarıdır. Yani seçim kazanmak için harcanması gereken enerjinin, içeride iç tartışmalarla tüketilmesi ve parti içi küskünlüklerin ortaya çıkma olasılığıdır.
Kimin adayı olup olmadığına bakılmadan parti için tek kriter, “seçimi kazanacak şekilde en yüksek oyu alacak adayın” aday yapılmasıdır.
CHP’de kimsenin 1 Nisan sendromunu düşünmeden seçime odaklanmasının yolu bu karardan yani adayların bir an önce açıklanmasından geçiyor gibi.
Yoksa, yarın geç olur…
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018