Murat AKSOY
Kürt sorununda neler olacak, çözüm sürecinde miyiz yoksa PKK içindeki şahin kanat şiddeti daha fazla mı tırmandıracak mı?
Bugün Türkiye'de ve dünyanın pek çok yerinde, pek çok kişi ve kurum bu soruların cevabını arıyor. Ankara'da, Diyarbakır'da, İstanbul'da, Mardin'de, Erbil'de, Washington'da, Kandil'de, Brüksel'de ve daha pek çok yerde. AK Parti'den CHP'ye, ABD Kongresi'nden Barzani'ye, Leyla Zana'dan Talabani'ye herkes çözüm için temas ve işbirliği halinde. Çözüm için pek çok yerde yüz yüze, telefonla görüşmeler yapılıyor.
Bu çaba içinde olanlardan biri de Kürt aydınlardan oluşan Denge Demokrat sözcüsü Turan Sarıtemur.
Birkaç gün önce başlattıkları imza kampanyası için bir elinde telefon sürekli görüşmeler yapıyor. Muhtemelen bugün gazetelerde okuyacağınız gibi pek çok isim (gibi ben de) bu kampanyaya imza verdi.
İmza kampanyası çok kısa ve mesajı çok net.
"Hiç bir savaş sonsuza kadar sürmez. Bu topraklara barış mutlaka gelecek. O gün gelsin artık. Leyla Zana'nın siyasi çözüm ve barış çabalarını destekliyoruz."
Yeni Şafak okuyucuları Sarıtemur'u daha önceden tanıyorlar. Onunla 18 Nisan 2011'de yaptığımız söyleşide Leyla Zana'ya benzer şeyler söylemişti. "Başbakan Erdoğan'ın çözüm için en büyük şans olduğunu" o zaman söylemiş ve o günlerde PKK tarafından AK Parti'li olmakla suçlanmaktan kurtulamamıştı. Aradan bir yılı aşkın bir süre geçtikten sonra Zana da, Karayılan da aynı noktaya geldi.
Denge Demokrat'ın bu çağrısını öncekilerden ayıran önemli bir özelliği var. Metin imza için herkese açık olsa da, özellikle imzacıların Kürt olmasına özel önem veriliyor. Sarıtemur, bu durumu şöyle açıklıyor; "Türklerin büyük bir kısmı çözüm istiyor. Bu önermeden sanki Kürtler çözüm istemiyor gibi bir algı çıkıyor. Oysa en az Türkler kadar Kürtler de çözüm istiyor. Şu anda konjonktür çözüm için çok uygun. Leyla Zana'nın bu süreçte yaptığı çıkış çok ama çok önemli. Zana tüm çözüm isteyen Kürtler adına çıkıştır. Zana, BDP'nin yapamadığını yaptı. Bu süreçte çözüm isteyen tüm Kürtlere düşen Zana'nın söylediklerine destek vermek, onun yalnız olmadığını hissettirmek, siyaseten elini kuvvetlendirmek ve çözüm isteğimizi ilan etmektir. Yaptığımız budur".
Bu sözler çok önemli. Çünkü benzer şeyleri daha önce yazdım.
Bugünlerde Kürt siyasetine, PKK'ya kimliklerinden, duruşlarından dolayı göreli olarak daha yakın duran kişi ve kurumların içinde olduğumuz bu süreçte çözüm sürecinin parçası olmaları çok önemli. Hep şuna inandım. Değişimi, değişime direnen merkezin içindeki aktörler başlatabilir. Leyla Zana'nın yaptığı bu. Denge Demokrat'ın başlattığı imza kampanyası bu. O yüzden hem Zana'nın çıkışı destek görüyor hem de Denge Demokrat'ın imza kampanyası.
GÜZEL ŞEYLER OLACAK
Leyla Zana Başbakan Erdoğan'ın görüşmesinden sonra geçtiğimiz günlerde yeniden Kuzey Irak'ta bazı görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerden sonra Almanya'ya gitti, orada bazı görüşmeler yapacak. Bütün bu görüşmeleri Oslo sürecinin devamı olarak okumak yanlış olmaz.
Diğer taraftan Öcalan'ın da bu sürecin içinde olduğu artık pek çok yerde konuşulan bir gerçek. Bugünlerde kendisinden önemli açıklamalar gelirse şaşırtıcı olmaz.
Bütün bu trafikte ilk hedef Ramazan'da eylemsizlik ilan etmek sonra silahlı mücadeleye son vermek.
Artık şu gerçeği herkesin görmesi gerekiyor. i)Türkiye'de AK Parti de, CHP de sorunun çözülmesini istiyor. ii)Çözüm süreci ancak şehit cenazelerinin olmadığı bir ortamda sağlıklı işleyebilir. iii)Hükümet böyle bir ortamda istese de PKK'yı oyalayamaz, çünkü toplum ve uluslar arası sistem buna izin vermez. iv)Bu şartlarda legal Kürt siyasetine düşen siyaseten daha cesur davranmak ve PKK'ya açık mesafe almaktır. Zana'yı, Denge Demokrat'ı ve Sarıtemur'u özel kılan budur.
Demokrat Kürtlere ve Türklere de düşen bu sese güç vermektir.
ALEVİLİK DİN DEĞİLDİR
CHP Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Meclis'e cemevi talebinin Meclis Başkanı tarafından DİB'ten alınan "fetva" ile geri çevrilmesi ne kadar sorunluysa; Aygün'ün sonradan "söylediğim tam o değil" diyerek geri adım attığı "Alevilik bir dindir" açıklaması da o kadar sorunludur.
Bu gelişmeden sonra konu TV kanallarında tartışılmaya başlandı. Tartışmalar, "Aleviliğin ne olduğu, İslam içinde mi, dışında mı olduğu" ekseninden yürütüldü.
Her seferinde aynı hatayı yapıyoruz.
Şu açık ki, Alevilerin ekseri çoğunluğu için Alevilik İslam'ın içinde farklı bir yorumudur. Ritüelleri ve pratikleri farklı olsa da İslam'dır.
Son tartışma örneğinde olduğu gibi sorun Aleviliğin ne olduğunda ya da İslam içi mi, dışı mı olduğunda değildir. Sorun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Alevilerin taleplerinin "laik devlet" tarafından yerine getirilip getirilmemesidir. Yani sorun teolojik değil, siyasidir.
Bu yüzden Aleviliğin gündeme geldiği günlerde, TV kanallarında, medyada salt Aleviliği bilenlerin boy göstermeleri bir anlam ifade etmiyor. Anlamlı olacak olan Alevilerin sorunlarını siyaseten temsil edenlerin konuşmasında.
Tabii varsalar.
twitter: @murataksoy
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 43 günün kısa hikâyesi
8.02.2019 - Siz bu satırları okurken ben…
23.11.2018 - Hangi devlet sivilleri sever?
20.11.2018 - Yerel seçim sadece yerel seçim değil
16.11.2018 - Sosyal medya politik bir mezarlık mı?
13.11.2018 - Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
10.11.2018 - Şimdi değilse ne zaman?
6.01.2018 - Dini dinbazlardan* kim kurtaracak?
3.01.2018 - Kılıçdaroğlu: 'Dünyanın tüm demokratları birleşmeli'
30.10.2018 - Laik Türk’ten Sünni Türk’e üst kimlik
26.10.2018
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Keske bu hapis cezasi ustunden biraz hukumeti cilalasaydiniz, yetmez ama evet deseydiniz. Hukumet fonlarindan yararlanmak icin iyi bir firsatti. Gerci gecikmis degilsiniz, yarin doseniverin hemen bir yazi.