Murat Sevinç
Mülkiye’de öğretim üyesi meslektaşımız Vedat Ulvi Aslan’ın anısına…
1 Ekim’de açılan TBMM’de çekilen fotoğraflar bir süre gündemde kalacak belli ki. CHP’lilerin ve TİP-EMEP temsilcilerinin yer almadığı birkaç fotoğraf. Aynı akşam İstanbul’da çekilen diğer bir fotoğraf CHP’nin Küçükçekmece’de yaptığı mitingdeki on binlerce yurttaşın coşkusunu gösteriyordu.
Cumhuriyetin ‘cumhuru’, demokrasinin ‘demosu’ TBMM’deki fotoğrafta mı yoksa mitingdeki fotoğrafta mı yer alıyor? Mesele bu.
CHP açılışı boykot etti. Derli toplu, tutarlı bir açıklama yapıldı ve eleştiriler göğüslendi. Kimi sağcı siyasetçiler bir sağcı nasıl davranırsa öyle davrandı, CHP’yi eleştiren oldu. Burada sağ parti mensubu yerine ‘sağcı’ sözcüğünü özellikle kullanıyorum. Sağcılığın yalnızca sağ parti sempatizanlığıyla ilişkili bir nitelik değil, aynı zamanda bir tutum, hayat tarzı, hatta ‘kişilik’ özelliği olduğunu düşünüyorum. Sol partiye oy veren biri de sağcı kişilikte olabilir, ya da tersi. Bu insanların her koşulda aynı kalan, insanda tarihsizlik ve zamansızlık hissi uyandıran refleksleri, kavramları, tekrarları mevcut. ‘Milli iradenin tecelli ettiği meclis’ söylemiyle kurdukları ilişki de söz konusu donukluğun bir sonucu.
İradenin temsil edildiği (ki temsil konusu zaten tarihsel bir kurgudan ibarettir) meclis hangi meclis? Neredeyse tümü Mustafa Kemal Paşa yanlılarından oluşmasına karşın onun talep ettiği fesih ve veto yetkilerini kendisine vermeyi reddeden 1924 meclisi mi? Darbelerden sonra oluşturulan ve darbeciler tarafından belirlenen kurucu meclisler mi? Hadi bunlara ara rejim meclisleri diyelim ve görmezden gelelim. Cumhurbaşkanlığını iyice sembolik makama dönüştürüp klasik parlamenter sistem kuran 1961 Anayasası’nın meclisi mi? Hükümeti zorbalıkla istifa ettirdikten sonra işlemeye devam eden 12 Mart sonrası meclis mi? Sayısız günahına karşın parlamenter sistemden, bir başka söyleyişle ‘meclis üstünlüğü’ ilkesinden vazgeçmeyen 1982 Anayasası’nın meclisi mi? Yoksa 2017’de kabul edilen ve herhangi bir demokraside eşi benzeri olmayan yeni sistemin meclisi mi? Sayıca azınlıkta kalan muhalefet vekillerinin “2 ile 2’yi toplayınca 4 eder” konulu önergelerinin iktidar çoğunluğunca reddedildiği meclis.
Hem Fransız Devrimini hem de dokunulmazlığı kaldırılırken mecliste nefis bir konuşma yapan Çetin Altan’ı analım; muhalefetin şu anda oradaki konumu ‘marangoz hatası’ sözünü hatırlatıyor bana. Hal böyleyken, ‘milli iradenin tecellisi’ iyi güzel bir söz de, hangi milli irade meclisin neresinde tecelli ediyor? İşte bunlar ‘sağcı’nın pek sevmediği, zahmet etmediği türden sorgulamalar. Her koşulda aynı ezberleri yinelemekten hoşnutlar. Şimdi onlara, DP’yi DP yapan eyleminin 1947’nin ocak ayında CHP’ye çektiği rest olduğu, Hürriyet Misakı yayınlayarak “Ey CHP, şunları şunları yapacaksın, yoksa meclisten çekiliyor ve sine-i millete dönüyorum” diyerek iktidarı yola getirdiği hatırlatılsa yararı olur mu? Sanmam “O başka bu başka” diyerek geçer, AKP seçmeninden alacağı yüzde bir-ikinin hayaliyle yaşamayı sürdürürler.
Pek çok belediye başkanı ve cumhurbaşkanı adayı tutuklu CHP’nin haklı boykotu nasıl ki bir parti kararıysa, diğerlerinin katılması da onların kararı kuşkusuz. Her parti belediye başkanlarının ve cumhurbaşkanı adayının tutuklanmasına aynı duyarlılığı ve tepkiyi göstermeyebilir, yoğurt yiyişi farklı olabilir.
Birkaç fotoğraftan irice siyasi sonuçlara varmaktan yana değilim. Rahmetli Sırrı Bey’in Burhan Kuzu ile kahkahalı bir fotoğrafını hatırlıyorum, sürekli dolaşıma sokulurdu. Dün çekilen o fotoğrafların CHP’nin yokluğunu fırsat bilen bir iletişim çalışması olduğu açık. Fotoğraftaki siyasetçiler hakkında yorum yapmaya gerek yok. Herhalde içlerinde çok mutlu olanlar ve olmayanlar vardır, öyle görünüyor.
Eleştiriler daha ziyade DEM Partililere yöneldi. Şu anda ‘siyaset yapan’ bir DEM Parti var mı, emin değilim. Son aylardan söz ediyorum, ‘yukarı tükürsek bıyık aşağı tükürsek sakal’ ayları. Dünkü fotoğrafların ardından eleştirilmeleri sürpriz değil. Olağan zamanlar yaşamıyoruz. Cumhuriyet tarihinin en zorlu deneyimlerinden birine tanık oluyoruz. Dolayısıyla her siyasetçinin her eylemi ve sözü yakından takip ediliyor, duyarlı yurttaş kesimlerinde -mantıklı ya da değil-, endişeye yol açıyor.
Tekrarın zararı yok: Kürt siyasal hareketine saldırmak kolay (bedeli yok), eleştirmek çok güçtür. Güç, çünkü bunca eziyet gören insanlar hakkında yazmak bıçak sırtı bir tercih, çok özenli olmak, kırıp dökmemek gerekiyor. Güç, çünkü bir kesim sempatizan işi fanatizme dökebiliyor ve eleştireni eleştirdiğine pişman ediyor. Eleştiri yöneltenlere, öfkelenenlere, hesap soranlara (haklı ya da haksız) hep aynı cümlelerle, örneğin ‘çok çile çekildiği’ hatırlatılarak karşı çıkılması yersiz ve yararsız bir tutum. Ayrıca, bu harekete mensup-milletvekili olan herkesin aynı mağduriyetleri yaşamadığı bir gerçek.
Böyle fotoğraflar siyasette olur ve böyle fotoğraflar muhalif kesimlerin tepkisini çeker, ikisi de anlaşılabilir. Siyasetçilerin öfkelenenleri anlamaya çalışması gerekir. Cem Yılmaz bir gösterisinde tababetle ilgili anılarını anlatırken, “Tıpta utanma yok diyorlar, iyi de bizde var” demişti; kabul, siyasette olur böyle şeyler ama biz ölümlüler siyasetçi olmadığımız gibi, ahalinin canı hakikaten burnunda. Örneğin benim, Kürt ya da Türk milletvekillerinin sahip olduğu refah ve konforu hayal dahi edemeyecek çok sayıda öğrencim var ve bir kısmı kahvelerde, marketlerde vs. haftanın altı günü-günde 10-12 saat çalışmak zorunda olduğu için derslere gelemiyor. Diyeceğim, tek derdimiz komisyon vs. değil. Muhterem milletvekili arkadaşlar.
İki fotoğraf… Birbirine kırdırmak zorunda değiliz. Buna mukabil, Mart sonrası CHP’sinin miting fotoğrafında demos var, cumhur var. Beni heyecanlandıran ve umut veren o meydan ve bir araya gelmiş binlerce yurttaşın heyecanı, ülkenin geleceği. Diğer fotoğrafı pek önemsemiyorum. Orada, birkaç kişi istisna, son 30 yılda hiç toplu taşıma kullanmamış, hiç fatura ödememiş, hiç kimseden borç istememiş, ayın sonunu nasıl getireceği kaygısı yaşamamış, market pazar sırası beklememiş, bulunduğu konumdan ziyadesiyle memnun, kamu gücü kullanan, burnundan kıl aldırmayan ‘erkekler’ var. O koltuklarda birkaç yıla başkaları oturur, gülümser ya da somurtur, kendileri bilir.
Haksız yere içeride tutulan insanları, hukukçuları, öğrencileri, siyasetçileri, milletvekillerini, cumhurbaşkanı adaylarını hatırlayarak bitsin yazı. Milletvekili Can Atalay meclis açılışında yoktu. Demirtaş ve Yüksekdağ, kaç yıl oldu? İmamoğlu, altı ayı geçti. Diğerleri…
Yeri gelmedi ama bir de dileğimi paylaşayım: Umuyorum Demirtaş bir gün bir parti kurar.
Öneri: Cansu Çamlıbel’in T24’te eski MİT müsteşarı Sönmez Köksal ile söyleşisi.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAdaya da gidildi; peki bundan sonraki hamle ne? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSıra Mansur Yavaş’ta mı? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeepfake mi? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCHP’siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciZindan yetmedi bir de ‘Açlık Cezası…’ 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYDünya gündemi ve Türkiye'de barış sureci 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBravo CHP’ye!!! 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşuİmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMeclis komisyonu İmralı’ya gidecek ama nasıl… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanCHP’nin kendi geleceği ile büyük Kürt imtihanı 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal eti kimler paylaşıyor? halktv.com.tr şirket şirket ortaya çıkardı 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDünya değişirken İBB İddianamesi! 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli’nin dediği olursa 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpEnflasyon raporu: Bozulan diyet ve kredibilite sorunu 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselDezenflasyon havlu mu attı? 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALAnton Çehov’un silahı gibi… 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan, DEM Parti, dağda kart kurttan Kürde 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTCMB'den gelen itiraf 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
4.09.2025