Mustafa Karaalioğlu
“Farkında mısınız, ne çok kutuplaştık? Nasıl da birbirimize çatık kaşlarla bakar olduk? Yüzler gergin, sesler boğuk, eller soğuk, gönüller donuk! Diyor ya Yusuf Has Hacib: “Yaşam zorlaştı, endişe çoğaldı; hırs ve tamah arttı, sevinç azaldı.” Tam da böyle
değil mi?”
Bu sözler
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ait.
Öyle olduğu için, yani sözlerin sahibi Bahçeli olduğu için de tabiatı gereği koruma altında sayılır. Çünkü, söyleyenin kimliğine, kişiliğine ve siyasi görüşüne bağlı olarak kutuplaşmadan şikayet etmek her zaman emniyetli bir pozisyon sayılmıyor.
***
Kutuplaşma, toplumsal gerilim, empati eksikliği ve benzeri bir dizi ciddi problemimiz olduğu aşikardır. Bununla birlikte, aynı fikirde olmanın heyecanıyla hemen bu tespitin üzerine atlayacak da değilim. Zira, Türkiye şu veya bu gerekçelerle baştan problemli kurulan ve esasen sadece kuruluş dönemi hataları değil, imparatorluktan tevarüs eden problemleri de sırtında taşıyarak zaten çeşitli toplum katmanları arasındaki gerilimlerle yola çıkan bir ülke oldu. Farklı etnik yapılar, farklı bölgesel dinamikler, farklı mezhepler, çok farklı ekonomik sınıflar ve en nihayet hem farklı ve hem de güçlü siyasal kamplar Türkiye sosyolojisinin sabit verileridir. Dolayısıyla, her zaman bir gerilim, hoşnutsuzluk, memnuniyetsizlik olması ve bazı kaşların daima çatık kalması mukadder değilse bile normaldir.
Kaba bir tasnif yapacak olursak, Kemalist güçlerin egemenliği dönemlerinde dindar/muhafazakar kesimler pastadan pay almak konusunda dezavantajlıydı, son dönemde bu tablo tersine dönmeye başladı. Bu kaba tasnifin içinde sadece dindar kimlikler değil; dindar olan/olmayan Kürtler, laikler, Aleviler, şehirliler, köylüler vs bulunmaktadır. Ki, bu grupların da yer yer ve zaman zaman avantaj kaybedip kazandıkları hatta sonradan yeniden kaybedip kazandıkları malumdur.
Meselenin derininde bu gerçek vardır ama mesele bu değildir. Türkiye bir farklılıklar ülkesi ve toplumun bütün kesimleri aynı zamanda tahammül eksikliğini kolaylıkla su yüzüne çıkarmaya müsaittir. Böyle olduğu için de hain-vatanperver yaftalarının gündelik kullanımı gayet sıradan bir hal alabilmektedir. Sadece siyasette değil, medyada değil, futbol müsabakalarında veya sokakta bile… Yaftalamak ve yüceltmek kolaylaşmıştır.
Evet, kutuplaşma normal ama mukadder değildir. Demokrasi bunun için vardır.
Farklı fikir sahiplerinin kaygı taşımadan kendilerini serbestçe ifade edebilmeleri, tehdit olarak görülmemeleri, ifadenin tartışılmaz hak olarak benimsenmesi, kutuplaşmanın ve gerilimin panzehiridir. Fikir özgürlüğü, hoşgörü ve empati için vazgeçilmez bir sermayedir; bir arada yaşamanın gerektirdiği oksijeni temin eder. İnsanların bir sözden, bir cümleden dolayı hain olarak damgalanmadıkları veya vatanperver olarak payelendirilmedikleri bir ortak anlayış, Bahçeli dahil kutuplaşmadan şikayetçi olan herkesin işini görmeye yeter. Özgür düşünce ve ifade ortamı meselemizin büyük kısmını çözmeye kadirdir…
***
Konuşan, tartışan, fikir mücadelesi yapabilen bir toplum esasında beka dahil bütün hayati meselelerinin de üstesinden gelmenin yolunu bulmuş demektir. Özellikle, Türkiye gibi temel sorunlarıyla yaşamak zorunda olan bir ülkede farklı seslere ve bu seslerin daha çok saygı görmesine ihtiyaç vardır. Birden fazla elin, ağır taşların altına girmesi sadece bu yolla mümkündür.
Meseleye bir de böyle bakalım; bakalım da belki çatık kaşları tebessüm ettirebiliriz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025