Nejat ERDİM
Kürtlerin en büyük hastalığıdır birbirileri ile kavga etmeleri.
Kardeş kavgasıdır Kürtleri bugün devletsiz bırakan, dört farklı ülkenin sınırları içinde birbirine uzak kılan ve ayrıştıran.
Bu lüzumsuz ve anlamsız kavgaların tarihçesi çok eskilere dayanır, Ortadoğu’nun en kadim ve en eski halklarından olan Kürtlerin bu kavgaları binlerce yıllık bir geçmişten günümüze değin sürüp gelmiştir.
Birbirileri ile kavga eden, birbirilerini boğazlayan Kürtler ne hikmetse başka halklar için hizmet etmekten geri durmamış, anlaşılmaz bir can-fedalıkla tarihe not düşmüşleridir.
Bu çarpıcı ve anlaşılmaz fedakârlığa tarihin tozlu yapraklarından onlarca örnek vermek mümkün, ama buradan sadece iki tanesini vermekle yetinelim.
1071’de Anadolu’nun kapısına dayanan Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın, Bizans ordularının gücü ve kudreti karşısında muzaffer olma ihtimali oldukça düşüktü, Selçuklunun imdadına Kürt beyleri ve mirleri yetişti.
Anadolu’nun o dönem en iyi savaşçıları sayılan Kürtler, “İslam” kardeşliğini düstur bilip Bizans ordularının adeta kalbine bir hançer gibi saplandılar.
Alparslan ve ordusu din kardeşleri Kürtlerin kahramanlıkları sayesinde 1071’de Anadolu’ya ilk defa ayak basarken, kuşku yok ki Kürt beyleri ve Mirleri daha sonra torunlarının esas sahibi oldukları bu coğrafya’da ötekileştirilebileceğine, Kürtlerin dillerinin ve kültürlerinin bu misafirlerin(!) torunları tarafından yasaklanabileceğine hiç mi hiç ihtimal vermemiştiler.
Tıpkı 450 yıl sonra Ortadoğu’da güç ve iktidar savaşına giren Osmanlı ve Safevi hanedanlığının 1514 yılında Çaldıran’da karşı karşıya gelmesinin öncesi ve sonrası yaşanacak gelişmeler gibi.
Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim ile İran Safevi devleti hükümdarı şah I.İsmail’i karşı karşıya getiren bu savaşta tüm tarihçilerin hemfikir olduğu bir gerçek vardır, o da şudur ki Osmanlı ordularının Kürdistan’ın yalçın dağlarını aşıp Safevilerin acımasız savaşçılarını yenebilmeleri çok olası görünmüyordu. Y.Sultan Selim çok iyi bir taktik uygulayarak o günün koşulları içinde dönemin en iyi strateji uzmanı, diplomat edip ve bilgini Kürt İdris-i Bitlisi’den yardım ister.
Selim, İdris’in Kürdistan coğrafyasında hüküm süren ağa ve beylerin yanında ne denli sözü dinlenen ve hatırı sayılır biri olduğunu çok iyi bildiğinden bu yola başvurur.
İdris’i Amasya’daki karargâhına davet eder. İdris beraberindeki 20’ye yakın Kürt beyi ile Selim’in huzuruna çıkar, Kürtler ve Osmanlılar arasında birtakım protokoller imzalanır ve ne gariptir ki Kürtlerden “yardım” isteyen Osmanlı ilk defa Amasya antlaşması ile Kürtleri vergiye bağlar.
Kürdistan’da yirmiye yakın ağa ve bey Osmanlıya biat ederken bir o kadarı da İran Safevi devleti tarafına geçer.
Bölgenin en dinamik askeri gücü konumundaki Kürtler bu sefer Çaldıran’da bölünme yaşar ve bağımlı duruma düşerler.
Osmanlı, Kürtlerin üstün savaş gücü sayesinde Safevi ordularını bozguna uğratır ve çok geçmeden Kürlere verilen sözler bir bir unutulur, Kürt mirlikleri dağıtılır.
Kürtler kendi aralarında bölünmüşlüğün cezasını bir daha yaşarlar ve tarih sahnesinde hep ezilen ve hep zulme uğramış sahipsiz bir halk olarak yer alırlar.
Kürtler, bugün Rojava’da tam 500 yıl önce yaşanan bu trajik hadisenin ne acıdır ki tekrarını yaşıyorlar.
Arap baharının hallaç pamuğu gibi savurduğu Arap diktatörlükleri içinde adeta birer özgürlük ve demokrasi meşalesi gibi yanan Irak Kürdistan bölgesel hükümeti ve Suriye’de aynı şekilde Kürtler adına “umut” vadeden
Rojava kantonları ne acıdır ki daha henüz doğum aşamasında iken adeta katillerine ferman çıkartılmak istenmektedir.
Olayın acı olan boyutu ise, bunu dış güçlerden çok Kürtlerin birbirilerine karşı yapmaya kalkışmalarıdır kabuk edilemeyen de budur.
Rojava’da Kürtlerin bölgeyi terörize etmeye kalkışan radikal İslamcı gruplar ile girmiş olduğu “var olma” savaşında desteğe ihtiyacı varken Kürdistan bölgesel yönetiminin adeta bu oluşumu boğma çabası olarak kabul edilen “hendek kazma” girişiminin izahı bu olsa gerek.
Tarihin Kürtler adına kötü bir tekerrürünü daha yaşıyoruz ne yazık ki. Bunun başka bir ifadesi, Kürtlerin intiharı olarak izah etmek mümkün.
http://hurbakis.net/content/kurtlerin-intihari#sthash.vjsjyF3P.dpuf
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.06.2015
4.02.2015
19.05.2015
14.05.2015
9.02.2015
8.02.2015
4.04.2015
28.03.2015
24.03.2015
23.03.2015