Nuray MERT
Takvimdeki sayıların değişmesi ile, dertlerin geride kalacağı “iyi bir yıl” ummanın bir anlamı olmadığını hepimiz biliyoruz. Yine de bir temenni mahiyetinde bu türden laflar ediyoruz. Bu yılbaşı, temenni olarak bile iyi yıllar dilemek mümkün değil, ülkemiz başımıza yıkılıyor!
Bir bölgesinde savaş koşulları yaşanan bir ülkede, üstelik barış umutları tüm taraflarca alabildiğine baltalanırken, iyi bir yıl ummak mümkün değil. Burası artık rahat uyunamayan bir ülke ve durum giderek daha vahim bir hal alıyor. “Yeni yıl”arifesinde canınızı sıkacak şeyler yazmaktan kaçınamıyorum, çünkü “ne olursa olsun paşa canımız üzülmesin” anlayışından hazzetmiyorum. Zaman canımızı sıkmak, kara kara düşünmek, bir çıkış yolu bulmak için kendimizi paralamak zamanı.
Ne savaş varken yokmuş gibi davranabiliriz, ne “başkanlık sistemi” adı altında otoriter bir liderlik sistemi inşası adımlarını hafife alabiliriz. Ana muhalefet partisinin yapıcı, uzlaşmacı siyaset adına yeni anayasa sürecine olumlu katkı sunmaya çalışmasını anlayabiliriz, ama gerisi hikâye! Yeni anayasa sürecinin hayra yorulacak hiçbir yanı yok. 12 Eylül Anayasasından kurtulmak hepimizin hayaliydi, ama mevcut koşullarda Yeni Anayasa tartışmasının temelinde, daha fazla demokrasiden ziyade“Türk tipi başkanlık” kurgusu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği bilmezden gelme teklifi gerçekleri göz ardı etme davetinden başka bir şey değil. “Başkanlıkkonusunu Erdoğan’ın Başkanlık isteğinden bağımsız tartışalım” önerisi tam bir saçmalık, zira hepimiz biliyoruz ki, parlamenter sistemin değişmesi düşüncesi, mevcut Cumhurbaşkanı’nın daha denetimsiz, daha keyfi bir siyasal yapı isteğinin dışında hiçbir anlamlı gerekçeye sahip değil.
“Önyargısız davranmak” mı? Zaten, konu önyargı değil ki, her şey gözlerimizin önünde yaşanıyor, niyetin de, hedefin de ne olduğunu kavramak için yeterince çok şey yaşadık, dahası zaten “fiili başkanlık” sistemi içinde yaşıyoruz ve nasıl bir şey olduğu hakkında yeterince fikir sahibi olduk, gerisi laf kalabalığı. Ortada daha demokratik bir siyasetin parlamenter mi, yoksa başkanlık sistemi ile mi gerçekleşeceği tartışması veya meselesi yok. Zaten başkanlık sistemini savunanlar da açıkça bunu liderleri tek söz sahibi yapmak için istediklerini çoğunlukla açık bir şekilde ifade ediyor. İktidarın ilahiyatçısı, şimdiden Başkanlığın “İslami sisteme”benzediğini ilan ederek dini meşrulaştırmasını yaptı. İktidar partisi ve onu destekleyenler tek adam rejimini sorunlu görmüyor, tam tersine ‘ulu lider’in her konuda tek söz sahibi olmasını olumlu bir gelişme olarak görüyor, örfe, âdete, kültürümüze, dinimize daha uygun olduğunu düşünüyor. Onların düşünce dünyası bu, bu da bir sorun tabii ama asıl sorun, konuyu asıl resimden bağımsız göstermeye çalışarak göz bağlayıcılığına soyunanlar, herkesi aptal yerine koyarak efendilerine hizmet yarışına giren kurnazlar.
Önümüzdeki yıl, belli ki savaş durumu bir yandan, başkanlık ısrarı bir yandan, toplumsal ve siyasal gerilimler daha da tırmanacak. İktidarın istekleri ve hedefleri doğrultusunda hareket etmekte en ufak bir tereddüt gösterenler daha acımasızca sindirilecek, dış politikada yaşanan sorunlar, bu meseleye bağlanacak, “vatanhainliği”, “düşmanla işbirlikçilik” suçlamaları daha fazla dolaşıma girecek. Dahası, bu sarmal içinde kazanan iktidarda olanlar da olmayacak, sorunlara battıkça, zulmü arttırmanın onlara faydası olmayacak, iktidarda olanların hırs ve körlüğünün en büyük bedelini öncelikle ona itiraz edenler ödeyecek ama sonuçta tüm ülke kaybedecek. Nerden baksanız acı bir tecelli. AK Parti “muhafazakâr demokrat”iddiası ile siyasete girdiğinde, her şeye rağmen demokratik bir dinamik oluşturabilirdi, bu imkân vardı ama onlar başta olmak üzere bu ülkede hiçbir kesimde yeterince demokrasi ve özgürlük talebi, fikri yoktu. Kısacası, gerçekten de böyle olmayabilirdi, yazık oldu ülkemize...
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023