Nuray MERT
Yazmayayım diyorum, dayanamıyorum, doğrusu bu. Cumhurbaşkanı etrafında dizili muhalefet fotoğrafı bardağı taşıran son damla oldu. Yanlış anlaşılmasın, muhalefetten kimse Cumhurbaşkanı ile görüşmesin, konuşmasın, el sıkışmasın demiyorum. Siyasi süreçlerde her şey mümkün ve öyle de olmalı, aksi takdirde siyasi krizler derinleşir. Diğer taraftan, tabii ki herkesin, her partinin kendi takdiri. Ama bir yere kadar kendi takdiri, bir de ortaya çıkan tablo var ve Türkiye’de siyaseti kavramak açısından o tabloyu yorumlamak durumundayız.

Malum, ana muhalefet partisi, protesto mahiyetinde Meclis açılışına katılmadı. Katılırsınız, katılmazsınız, ama hepimiz biliyoruz durduk yerde alınmış bir karar değil. Dahası, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, son seçimlerde CHP ile uzlaşma çerçevesinde, bedavadan Meclis’e girmiş durumda. Kamuoyu yoklamalarından tek başlarına seçime girseler kaç oy alacaklarını biliyoruz.
Pozisyonlarını değiştirecek görüntüsü vermekten kaçınsalardı…
CHP ile bir noktada ters düşüyorlarsa yapacakları tek onurlu şey milletvekilliğinden istifa etmek olmalıydı. Cumhurbaşkanı ve partisi ile müzakere etmek istiyorlarsa, önce milletvekili koltuklarından kalkmaları lazım. Demokratik temsil ve meşruiyet bunu gerektiriyor. Hadi bunları yapmadılar, bari Cumhurbaşkanı’nın tek işareti ile pozisyonlarını değiştirecekleri görüntüsü vermekten kaçınsaydılar.
Ama zaten mesele “görüntü” meselesi değil, zaten kaypak bir zeminde oldukları için toplumsal destek kazanamıyorlar, Cumhurbaşkanı da bunu gayet iyi biliyor. Sandalyede oturtulmalarını eleştirenler oldu, bence tabureyi bile hak etmiyorlar. Cumhurbaşkanı’nın gayet iyi bildiğini ana muhalefet bir türlü anlayamıyor. Anlamadıkları diğer husus, sağ, muhafazakâr, milliyetçi çevreler ile uzlaşmanın sınırları olduğu, Erdoğan’a laf eden herkesi muhalefet olarak alıp, başına taç ediyorlar.

Siyasette uzlaşma önemlidir ve Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullarda toplumsal barış için elzemdir, ama ilkelerde uzlaşma olmadan taktik uzlaşmalarla bir yere varılamaz. Üstelik taktiklerde de sorun var, Kılıçdaroğlu’nun yaptığı hatalar nedeniyle, CHP seçmeninin oyları bol keseden dağıtıldı. Kılıçdaroğlu’nu bu nedenle eleştirenler de, hâlâ AK Parti’ye muhalefet eden herkesin her sözünde boncuk bulmaya devam ediyor.
Başta, İYİ Partililer, muhalefet medyasında geniş yer alıyor, Turhan Çömez gibi bir adamdan demokrasi dersi dinliyoruz. Geçenlerde, medya komiseri gibi davranan eski sözcü Akif Beki, kendi zamanındaki medya özgürlüğünden bahsediyordu, şaka gibi. O dönemi ben de, diğer medya mensupları da gayet iyi hatırlıyor, açtırmasınlar kutuyu.
Ana muhalefetin, dış siyaset konusunda istikametsizliği de, Gazze konusunda Saadet Partisi başta olmak üzere, sağ partilerin yoluna taş döşemek şeklinde tezahür etti. Babacan o sandalyeye oturmadan hemen önce, CHP’nin Gazze mitinginde uzun uzun sahne almıştı.
Demokrasi olmayan yerde sorun nasıl çözülür?
Gelelim, DEM Parti olarak tezahür eden Kürt muhalefetine. İçinde bulundukları müzakere süreci hiç eleştirmedim, tam tersine, 2009’dan bugüne toplumsal barış adına, bir büyük meselenin halli uğruna destek verdim. Türkiye’de demokrasinin tüm sorunlarını Kürtlerin omuzlarına yüklemeye çalışanları eleştirdim. Ancak, Kürt meselesinin çözümü ile demokrasi sorununun çözümünün yollarının çoktan ayrılmış olduğunu söyledim.
Demokrasi olmayan yerde, bu sorun nasıl çözülür, ayrıca tartışılır, ama bedel ödeyenlerin takdirine saygı göstermek gerekir diye düşündüm. Ancak, bir süredir, olay tam bir ikiyüzlülük halini aldı. DEM Partililer müzakere masasından kalksınlar demiyoruz, ama bari bir yandan ana muhalefet partisine yapılanlar karşısında yasak savıcı birkaç laf dışında susup oturup, diğer yandan demokratlık, muhaliflik taslamasınlar. Bu kadarı, bu ülkede yaşayan hepimizle alay etmek oluyor.
Meclis’te Cumhurbaşkanı’na hayran bakışları, ikiyüzlülüğün fotoğrafı oldu, o kadar.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023