Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Suriye’nin geleceği ve bu bağlamda da “Kürdistan” tartışmaları aldı başını gidiyor.
Medya her gün bir Kürdistan kuruyor bir Kürdistan batırıyor.
Bizim Taraf’ta pazartesi günü çıkan söyleşide, Doç. Dr. Veysel Ayhan Türkiye’nin PYD eliyle gerçekleşecek bir Kürt ulusal inşasına (otonomi, demokratik özerklik veya başka bir şey) karşı çıkması hâlinde Türk-Kürt savaşı çıkacağını ifade ediyordu ki aynı gün kullanılan manşetle (Kürdistan’ı kurduk, kimseye vermeyiz) bu analizi birarada düşündüğünüzde, aklınıza ister istemez PKK’nin Türkiye’de izlediği politikalar geliyor.
Doğrusu, soruna tamamen PYD’nin cephesinden bakarak yapılan analizler ve rastgele atılan manşetler, Türklerin de kafasını iyice karıştırıyor. Kamuoyu yoklamalarına göre, Türk halkının yüzde 40’a yakını Suriye’de Kürdistan’ın kurulduğuna inanıyor.
Daha Kürtler bile buna inanmamışken, böyle bir şey gerçek değilken!
Bu analizler PYD’nin, ne baba Esad’a ne oğul Esad’a karşı bilinen herhangi bir mücadelesi olmadan her nasılsa şu devrim günlerinde elde ettiği siyasi gücü Türkiye’deki siyasi gücüyle ve KDP’yle kıyaslamak imkânı veriyor.
Kanaatimce Türkiye’deki PKK Suriye’nin PYD’sinden daha güçlü. Normalleşen bir Suriye’de PYD’nin Kürtlerden ne kadar oy alacağını henüz bilmiyoruz, ama PKK’nin Türkiye’de üç milyona yakın oya sahip olduğunu biliyoruz. Yüz belediye yönetiliyor, medyası var ve parlamentoda temsil ediliyor.
Türkiye’de PKK’yle mücadelenin bir sonucu olarak, geride elli bin ölü, binlerce fail meçhul cinayet var. Üç bin köy haritadan silindi.
Peki, PKK bugün Türkiye’de neden hâlâ savaşı sürdürüyor, Kürtler dün Şırnak’ta, bugün de Şemdinli’de neden muhasara altında yaşamak zorunda kalıyor?
Görünürde demokratik özerklik ve nihai olarak da Kürdistan-Ortadoğu Konfederalizmi’nin gerçekleşmesi için.
Mücadelenin nihai hedefi bu. Yani bir parçada mesela PKK’nin en güçlü olduğu Türkiye’de, demokratik özerklik elde etmekle sorun çözülmüş olmayacak.
Bütün Kürtler, içinde bulundukları siyasi-sosyal şartlar, dünya jeopolitiği ve yurttaşı oldukları ülkelerin siyasi süreçleri ne olursa olsun, PKK tarafından aynı siyasi modele ve tek bir liderin etrafında toplanmaya davet ediliyor.
Bu en az “Muhayyel Kürdistan” kadar muhayyel bir fikir.
PKK bir yandan da bağımsız devlet istemediğini söyleyip duruyor, ama bağlı kaldığı mücadele anlayışı, hayal ettiği toplum modeli ve yönetim şekli, teritoryal bir bölge elde etmeden kurulabilecek bir model değildir.
PKK’nin, Türkiye’de siyasi rakibi yok, ama diğer Kürt coğrafyalarında meydan o kadar boş değil.
Geleneksel KDP çizgisi var ki, Henri Barkey’in Akşam’a verdiği mülakatta da ifade ettiği gibi, yeni Suriye’de, geleceği olan KDP ve Mesut Barzani çizgisidir.
KDP’nin diğer Kürdistan parçalarında PKK gibi “seksiyon” örgütlenmeleri yok.
KDP başından beri, PKK’nin aksine, Kürdistan’ın diğer parçalarındaki Kürt siyasi varlığına karşı kendini “özerk” bir konumda tuttu. Ama Kürt sorunu bugün öyle bir hâlde ki, bu “özerkliğin” fiili olarak tarihe karışmakta olduğu ve hem KDP’nin hem de lideri Mesut Barzani’nin artık Kürtlerle alakalı hiçbir siyasi gelişmeye kayıtsız kalamayacağı çok açık.
Şu sıcak ortamda, bir kısım medyanın diğer aktörler yokmuş gibi davranarak, PKK eliyle kurulmakta olduğu söylenen bir Kürdistan polemiği yaratması boşuna değil.
Öyle anlaşılıyor ki Kürdistanı ebediyen mezara gömmekle övünen Kemalistler, Arap Basçılarıyla beraber, bir zamanlar mezara gömdükleri Kürdistan’ı, düşmanlarıyla başa çıkamayınca, şimdi de ideolojik yakınlık içinde oldukları PKK eliyle diriltme sevdasına kapıldılar.
Öldürdükleri fikre dört elle sarıldılar!
Ama şunu artık iyice görelim, eğer bugünden yarına Kürdistan kurulacaksa bu, Barzani’nin KDP’si, Talabani’nin YNK’si ve Noşirvan Mustafa’nın GORAN’ı liderliğinde kurulacak bir Kürdistan olacaktır.
Şöyle bir düşünelim, Kürdistan acaba Kürtlerin ekonomik ve siyasi manada en zayıf, nüfus olarak da en az olduğu Suriye’de mi kurulur yoksa bunun tersi mi doğrudur?
Güney Kürdistan denen bölgede Kürtlerin ulaştığı ulusal güç, Suriye Kürtlerini kat be kat geride bırakırken Kürdistan neden Hewler’de kurulamadı da, şimdi Kamışlo’da ve birkaç gün içinde kuruluyor?
Şimdiye kadar muhayyel kalmış olan Kürdistan; Kasrı Şirinle önce ikiye, Lozan’la da dörde bölünen bir ulusun birleşmesi üstüne kurulacaksa, petrol satışı ve yeni keşfedilen doğalgaz kaynaklarından gelecek gelirle beraber, dört yıl sonra, bütçesi 10 milyar dolardan 120 milyar dolara çıkacak olan Hewler’de mi daha iyi kurulur yoksa Kamışlo’da mı?
Kurulacak olan Kürdistan’ı muhtemel düşmanlarına karşı yüz bin peşmerge mi daha iyi savunur, yoksa beş bin civarında gerilla mı?
Eskiden “her Kürd’ün gönlünde bir Kürdistan hayali yatar” denirdi.
Bu sözün geçerli olduğu ve söylendiği yıllar geride kalmış olmalı.
Bugün artık her Kürd’ün gönlünde bir Kürdistan yatsa bile, her Kürd’ün gönlünde yatan Kürdistan’ın, bir ve aynı Kürdistan olduğuna inanmak çok kolay değil çünkü..
Ama Kürt siyasi tarihi öyle trajik bir hâle geldi ki, muhayyel Kürdistan’ı bir vakitler mezara gömenlerin gönlünden bir ve aynı Kürdistan geçiyor.
Ve Suriye’ye bu zaviyeden bakınca her şey bambaşka bir hâl alıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012