Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Ali Fikri’ye bu köşeden geçmiş olsun dileklerimi ve dostluk selamlarımı iletiyorum. Umarım en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşur ve Kafka’nın romanlarını aratmayan bu hikâyenin daha sonuna geliriz.
Taraf yazarı arkadaşımız Ali Fikri, haziran ayında Diyarbakır’da gerçekleşen bir Kürt konferansına katılmak için gitmiş ve askerlik yapmadığı gerekçesiyle tutuklanarak Edirne Askerî Cezaevi’ne konulmuştu.
Oğlu Arda 17 yaşında, Türkiye’nin ve belki de dünyanın en genç spor yazarı olarak Taraf’ta yazmayı sürdürüyor.
Ali Fikri’nin yargılanmasına dışarıdan bakıldığında hadise sanki bir vicdani ret hadisesi olarak görülüyor, ama hikâye bundan ibaret değil.
Ali Fikri, Kürt aydını İlhami Işık’ın kardeşi, Işık ailesi Batmanlı ve siyasetle iç içe bir aile.
İlhami Işık’la sık sık görüşüyor ve dertleşiyoruz. Eğer İlhami’yle bu görüşmelerimiz olmasaydı, ben Ali Fikri’yle aynı dönemde Diyarbakır cezaevinde kaldığımızı bilmeyecektim.
Benden bir yıl kadar önce 1980’de tutuklanmış ve benden dört yıl önce, 1984’te tahliye olmuş.
DDKD davasından yargılamışlar Ali’yi.
Aynı cezaevinde dört yıl beraber yaşamışız.
Bu cezaevinde kalmanın ne menem bir şey olduğunu yazmaya gerek yok, bu işin bir yanı, ama işin daha da zor yanı buradan tahliye olduktan sonra üstüne üstlük gidip bir de iki yıl daha askerlik yapmak zorunda kalmaktı.
Koşullar bu cezaevinde zaten askerlik eğitimini bine katlayacak kadar ağırdı. Burada tutukluları birer askerî öğrenci kabul ediyorlar, bu cezaevinin de bir askerî okul olduğunu sık sık hatırlatıyorlardı.
İki yıl içinde kırk kişinin hayatını kaybettiği bir askerî okulu “başarıyla” ve hayatta kalarak tamamla, tahliye oldum diye sevinirken git bir de iki yıl daha askerlik yap.
Böyle bir zulüm katlanılacak bir zulüm değildi doğrusu.
Tutuklanmadan önce yüksek okul mezunlarına tanınan dört ay askerlik yapma hakkından yararlanmak için karar aldırmıştım, mahkemenin hakkımda verdiği ceza kesinleşmeden tahliye olduğum için bu hakkımı kullandım ve Denizli’de üç ay 20 gün askerlik yaptım..
Süre bu kadar kısa olmasaydı askerlik yapmayı asla düşünmeyecek ve muhtemelen yurtdışına kaçıp gidecektim.
Ali Fikri’yi dönemin sıkıyönetim mahkemesi, DDKD (Devrimci Demokratik Kültür Derneği) davasından, sekiz yıla mahkûm etmiş, ama Ali, bu arada, dava daha sonuçlanmadan 1984’te tahliye olmuş. Tahliye olduğu gün, askerlik hizmeti için ring denen bir cezaevi arabasına bindirilmiş ve Edirne’ye yolculuğa çıkarılmış. İlhami’nin söylediğine göre bu yolculuk bir hafta kadar sürmüş. Buradan firar etmiş Ali Fikri. Sonra Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi’nin verdiği cezası onaylanmış. Cezanın geri kalan kısmı için, Beşiri cezaevinde üç yıl kadar yatmış, yıl 1993.
Ali Fikri, Diyarbakır’da bu yılın haziran ayında gözaltına alındı ve Edirne Askerî Cezaevi’ne konuldu.
Ali Fikri’nin geçenlerde duruşması vardı.
Kürtçe savunma yapmak istedi ve mahkeme bu isteği kabul etti. Ama tutanaklara “bilinmeyen bir dil” olarak geçti Kürtçe, avukatı Hanefi Barış’ın itirazı üstüne, mahkeme bu ibareyi, “Avukatı Kürtçe ifade verdiğini söyledi” diye düzeltti güya, ama eğer basında yer aldığı şekliyle düzeltme buysa, ortada düzeltilmiş bir şey yok, mahkeme avukatının beyanını kabul ediyor, bu beyanı tutanağa geçiriyor, ama mahkeme heyeti Kürtçe diye bir dilin varlığını yine tanımamış oluyor.
Skandalın bini bir para!
Ali Fikri madem Kürtçe konuşuyor, o hâlde mahkemenin yasalara göre Kütçe bilen bir tercüman bulundurması gerekiyor, ama ona yanaşmıyor mahkeme ve 10 eylül için yeni bir duruşma tarihi belirliyor. Ali Fikri’nin tutukluluk hâli ise devam ediyor.
Mahkemenin ve Genelkurmay’ın gereksiz ve sonuç vermeyecek anlamsız bir ısrarıyla karşı karşıyayız.
Kürtçeden başka bir dil konuşmayacak olan ve ellili yaşlarını geçmiş bir insanı askere götürüp de ne yapacaksınız Allah aşkına?
Kerkük’ün yolu artık Erbil’den geçiyor
MHP lideri Sayın Bahçeli Bayram günlerini Kerkük’te geçirmek istedi ama vize alamadı.
Ancak bir “kabile devletinden” beklenebilecek bir davranış sergiledi Bağdat, ve Bahçeli’ye vize vermedi.
Kerkük’e gitmenin bir başka yolu daha var, ama o yolu kullanmaya Bahçeli’nin zaman içinde donup kalmış milliyetçiliği engel oluyor.
MHP’liler, “Musul ve Bağdat’a THY’nin seferleri var, bu yüzden Bağdat üzerinden Kerkük’e gitmeyi tercih ettik” diyor ama bu doğru değil, çünkü THY’nin Erbil’e de seferleri var.
Erbil Kemalist CHP’nin ve milliyetçi MHP’nin kırmızıçizgisi olmaya devam ediyor.
Oysa Erbil’e bu partilerin gerçekleştireceği anlamlı bir ziyaret dahi, şu içinde bulunduğumuz siyasi iklimi bir anda değiştirebilir ve barışa büyük bir katkı sağlayabilirdi.
Türk milliyetçilerinin ve Kemalistlerin yolu Erbil’e düşmeden CHP ve MHP’den değişim filan beklemek bir hayal..
Etyen Mahçupyan’a haddim olmayarak bir hatırlatma
İttihatçılığı anlamam için verdiğin kısa tarife teşekkürler, ezberimde tutmaya çalışırım.
Ama bu harika tarifine rağmen, her otoriter davranışı ve her kalpak giyen adamı, İttihatçı olarak göremem.
Sen tariflere inanıyorsun, tariflere güveniyorsun, ben hafızalara inanıyorum ve hafızalara güveniyorum. İttihatçılık benim için 24 Nisan 1915’ te başlayan ve neo-İttihatçıların 19 Ocak 2007 günü, Hrant’ı AGOS’un önünde katlederek bize yeniden yaşattıkları bir süreç ve ağır bir hafıza konusu demektir.
Bu hafızayı yok sayan bir tasavvur içinde, bir Kürt aydınının bir Ermeni aydınıyla tartışmak zorunda kalması ise, gerçekten bir züldür.
İttihatçılığı hiç kimsenin Ermeniler’den ve Kürtler’den daha iyi anlayamayacağını düşünürdüm, yanılmışım.
Bu tartışma, bu açıklıkta bir bellek zaafıyla süremez Etyen, bırak yerinde kalsın.
Selam ve hürmetle.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 2071’ E DOĞRU: TÜRKLER V KÜRTLER..
7.10.2012 - Vur kendini dağlara! Vur kendini Maxmur’a!
3.09.2012 - Kürt aydınının trajedisi (2)
1.09.2012 - Kürt aydınlarının trajedisi (1)
30.08.2012 - Roj baş hevaller!
27.08.2012 - Bu savaş kimin için
25.08.2012 - Zulmedene benzemek ve suskunluk
23.08.2012 - Ruh sağlığım gayet yerinde
20.08.2012 - Ali Fikri Işık
18.08.2012 - Yoksa, Aygün ‘devletin iyi Kürdü’ mü
16.08.2012
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Ad Soyad Giriniz...
helal