Orhan MİROĞLU
Mutlu bir an: Abdullah ve Özay öğretmen.. Brecht’in bir zamanlar sözünü ettiği, ‘kalpleri güçlendiren, ama sinirleri zayıflatan’ olaylar, cinayetler, infazlar ne yapsak ne etsek peşimizi bırakmıyor..
Hayatımda acı çeken yas tutan insanlar hiç eksik olmadı. Yaşadıkları acıları, trajedileri, insana böyle bir şey olmaz dedirten o dehşet verici hikayeleri, bazen elim titreyerek, bazen yüreğimde bir şeylerin kanadığını hissederek başka insanlara anlatmaya ve paylaşmaya çalıştım. Hikayelerin gerçek sahipleri ve tanıklarıyla beraber saatlerce, günlerce vakit geçirdiğim ve karşılıklı ağlaştığım zamanlar oldu.
Bu insanlar, büyük acılardan geliyorlardı, sonsuza kadar sürecek bir yasa mahkum olmuş ve kuşatılmış gibiydiler, ama her şeye rağmen istedikleri tek şey barış ve bir parça sevgiydi.
‘Altedilmiş, yenilgiye uğratılmış, boyun eğmeye zorlanmış’ binlerce kadın ve çocuk için, barış hayali yaşamaya mahkum edildikleri bunca acı, zulüm ve işkenceden sonra, ‘altedilmişliğe’ karşı mücadelenin bir biçimi olarak beliriyordu.
Sözü fazla uzattım. Anlatmak istediğim bir hikaye var. Sığmaz bu sayfalara biliyorum. Ama benimkisi ey insanlar, bir kadın, 67 günlük bebeğini, birkaç fit yükseklikte, bir kargo uçağının içinde o bebeğin babasının tabutuna kapaklanarak iki-üç defa emzirmek zorunda kaldı diye başlayan bir hikayeyi özetlemekten ibarettir. . Böyle bir acı dünyada acaba kaç kadını buldu dersiniz? Benim hiç fikrim yok doğrusu. Bu yaşıma geldim, Diyarbakır cezaevinde koğuş arkadaşlarımın can çekişerek ölümüne şahit oldum, yanımda 75 yaşında bir insanı vurdular, ama birkaç fit yükseklikte , genç bir kadının, bir kargo uçağının ortasında duran eşinin tabutuna sarılarak, 67 günlük bebeğini gözyaşları içinde emzirdiğine tanık olmak, acıların ve trajedilerin en büyüğü olsa gerek.
Özay ve Abdullah Ümit Sercan çifti bir yıl önce evlendiler. Benim doğup büyüdüğüm Midyat’ta görev yapıyorlardı. Özay öğretmen, eşinin ardından ağıt yakarken, ‘Midyat bir cennet dedim, onu buralara getirdim, meğer cehenneme davet etmişim’ diyordu, titrek ama insanın içini yakan bir ses tonuyla.
Bu kahredici ölümden birkaç gün önce Abdullah Midyat’tan aramış ve oğlunu özlediğini söylemişti. Özay öğretmen, Alanya’dan otobüsle yola çıktı. Ankara’ya gelecek ve buradan sabah 9’da kalkan Mardin uçağına binecekti. Öğleye doğru da, Mardin’de Abdullah oğlunu ve annesini havaalanından alacak ve beraber Midyat’a hareket edeceklerdi. Ama Abdullah eşi ve oğlu yoldayken, Midyat’ta vuruldu. Hastaneye bir arkadaşıyla beraber kaldırıldı, ancak kurtarılamadı. Bütün bunlar olup biterken küçük Ali, annesinin kucağında derin bir uykuya dalmıştı..
Acı haberi Özay öğretmen yolda aldı. Mardin uçağına bu defa Midyat’a gitmek ve sevgili eşiyle buluşmak için değil, şehit kocasının cenazesini alarak, ailenin yaşadığı Alanya’ya getirip gömmek için bindi.
Mardin’de yapılacak törene katılmak için ben de o uçaktaydım. Ön sıralara yerleştik. Abdullah’ın annesi Gülten ve babası Durmuş Ali’nin oturduğu sırada, pencerenin kenarındaydım. . Abdullah’ın annesi Karslı ve Kürt, babası Konyalı, Türk. Gülten ana, uçakta ve sonrasında yürek burkan ağıtlar yaktı. Gözyaşları sel olup gitti..
Baba Durmuş Ali ise, etrafına gururla bakıyordu, metanetini korumaya çalışan bir yüz ifadesine sahipti. Onunla yan yana oturuyorduk. Kendimi tanıttım. ‘Neden böyle yapıyorlar?’ diye sordu. Hiçbir şey diyemedim. Sahi neden böyle yapıyor ve insanları durup dururken vuruyorlardı? Oğlunun ölüm haberini daha birkaç saat önce almış bir babaya ne söyleyebilir, neyi nasıl anlatabilirsiniz.
Gülden ana, soru sormuyor, ama, bir mucize yaratsın ve oğlu geri gelsin diye beklenmedik mucizeler yarattığına inandığı Allah’a yalvarıyordu.
Vayê Vayê..
Gülten ananın yaktığı ağıtlar bu Kürtçe kelimelerle başlıyor ve bu kelimelerle de bitiyordu. ...Anayı yolcularla beraber zor zapt ediyorduk. Birkaç defa yere düştü. Uçakta genç bir doktor, yardıma geldi, nabzını ölçtü..
Özay öğretmen ise inanmak istemiyordu Abdullah’ın şehit edildiğine. Bir ara yanına oturdum, ‘O ölmedi, o yaşıyor’ diyordu. Abdullah, uçak Mardin havaalanına iner inmez çıkıp gelecek ve küçük Ali babasının kucağında, içine yuvarlandığı deliksiz uykusundan uyanacak, güzelim gözlerini açarak, Mezopotamya ovasının bütün sakinlerine gülücükler yollayacaktı..
Ama bunların hiç biri olmadı. Abdullah oğlunu ve eşini karşılamaya gelmedi. Çünkü, Tur Abdin’in merkezinde, yani yüzlerce kültürün, inancın yüzyıllar boyunca bir arada, saygı ve sevgi içinde yaşayıp gittiği Midyat’ta, siyasi amacına daha fazla polis ve asker öldürerek ulaşmayı düşünen bir katilin silahından çıkan ve kafasına saplanan bir mermi, canını bedeninden koparıp almıştı.
O, artık bayraklarla örtülmüş bir tabutun içinde, 26 yaşın sonunda biten bir hayatın son yolculuğuna çıkmaya hazırlanıyordu.
Mardin’de tören yaptık Abdullah için. Sayıları her geçen gün biraz daha artan, şehit ailelerine, halkın ve törene katılan arkadaşlarının huzurunda bir aile daha eklendiğini ilan ettik..
Boşuna uğraşıyor, yok yere cinayet işliyorsunuz, bu ülkeyi ve bu halkı bölemeyeceksiniz dedik..Arkadaşları, törene katılan halktan kimseler, polisler ve askerler ağlıyorlardı. Ve daha sonra, Abdullah’ın tabutu Mardin havaalanına getirildi. O tabut, öncekiler gibi, kimbilir kaç yaralı ve ölüyü yıllardır taşıyıp durmuş bir kargo uçağının içine yerleştirildi. Akrabalarıyla beraber o uçağa bindim. Alanya’ya doğru havalandık. Bu kadar çok sevdiğim, vekilliğini onurla yaptığım Mardin’den ilk kez korktuğumu hissettim. İçim ürperdi. Mardin nasıl olur da gencecik insanların yok yere katledildiği bir şehre bir coğrafyaya dönüşür diye içimden isyan fırtınaları koptu.
Ali bebek, kargo uçağının motorundan çıkan gürültüden çok huylanmıştı.. Uyumak istiyordu galiba ama, bir türlü uyuyamıyordu. Özay öğretmen ne yapsak ne etsek tabutun başından ayrılmıyordu. Ali, teyzesinin kucağında, gözleri açık, beyaz bulutları altına almış o gürültülü kargo uçağının içinde etrafına bakınıp duruyordu. Üç saate yakın bir yolculuktan sonra, Abdullah’ı toprağa gömeceğimiz Alanya’ya vardık. Halk öfkeli ve kalabalıktı. Güneş yavaş yavaş batıyordu. Nemli, yapış yapış bir sıcak Alanya’nın üstüne çökmüştü. Sahilde insanlar denize son dalışlarını yapmış, yazlıklara ve otellere çekilmeye hazırlanıyordu.
Abdullah’ı gömdük. Ruhuna Fatihalar okuduk hep beraber..
O geceyi, uçak bulamadığım için Antalya’da geçirdim. Otel odasında sabaha kadar düşüncelerle boğuştum durdum. Bir şehit cenazesine ilk olarak katılmanın ve bu büyük trajediye şahit olmanın yarattığı karmakarışık düşünceler. Brecht’i bu nedenle hatırlamış olmalıydım. ‘Kalpler güçlenirken, sinirleri zayıflatan olaylar..’ diyordu, zulüm ve şiddetin, işkencenin ürünü hadiseler ve büyük trajediler için, böyle bir tanım yapıyordu Brecht..
Brecht’in anlatmaya çalıştığı gibi hissediyordum gerçekten. Abdullah’ı ve Özay öğretmeni daha önce hiç tanımamış olsam da, onların acısı benim de acım olmuştu. Özay öğretmenin, Gülten ananın ve kardeşim Durmuş Ali’nin yası beni de kuşatmıştı. Sinirlerimin biraz daha zayıfladığını hissetsem de, kalbimin, kardeşlikten, sevgiden ve barıştan yana biraz daha güçlendiğini fark ettim.
Şehit cenazelerine katılın siz de , göreceksiniz sinirleriniz zayıflasa da, kalbiniz barıştan ve sevgiden yana güçlenecektir..
Zaten barış ister tanıdığınız ister tanımadığınız olsun bir insanın hayatına duyulan sevgiden başka nedir ki?
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016