Oya BAYDAR
Kanlı darbe girişimi sonrası toplumu saran cinnet atmosferi siyasetçisinden sokaktaki vatandaşa herkesi, hepimizi etkiliyor. Korkunun, güvensizliğin, öfkenin, kin ve intikam duygularının doruğa çıktığı böyle zamanlarda sağduyuyu korumak, doğru düşünüp doğru karar almak çok daha zordur, hele de Türkiye gibi derin fay hatlarıyla bölünmüş, cepheleşmesi ve ortadan çatlaması iktidar hesaplarıyla teşvik edilmiş toplumlarda.
Bu havadan bir an önce çıkabilmek, normalleşmeye doğru gidebilmek için geniş bir toplumsal mutabakat gerekiyor. Şu sıralarda en fazla duyduğumuz söz: birlik ve beraberlik. Her ne kadar gerçeği tam yansıtmasa da halkın darbeye karşı birlik ve beraberlik içinde tek vücut olduğu söylemi hoşumuza gidiyor, yürekleri birazcık da olsa serinletiyor. Cumhurbaşkanı’nın, CHP ve MHP liderlerini Saray’ında kabul edip -bal börek- millî birlik sağlamaları medyada öve öve bitirilemiyor. Haklılar, çünkü ülkemizin, hepimizin iyimserliğe, normalleşmeye, umuda ihtiyacımız var.
Kürtler Türkiye’den ayrıldı mı yoksa?
Beştepe Sarayı’ndaki millî kucaklaşmada HDP eşbaşkanları yoktu. O HDP ki darbeyi CHP’den daha önce ve daha net biçimde kınadı, bütün darbelerin kesinlikle karşısında olduğunu bildirdi. Bundan daha doğal bir şey yok, çünkü darbelerin acısını en derinden yaşayanlar Kürtlerdir. Bütün darbelerin, darbecilerin hedef tantasında ilk sırada hep onlar vardı.
HDP Eşbaşkanı Demirtaş Parlamento’daki partilerin başkanlarının biraraya gelmelerini, darbeyi soruşturmak için Meclis’te acilen bir komisyon kurulmasını önerdi. Yani “millî birlik ve beraberlik” önerisi ilk HDP’den geldi. Ve ne gördük! HDP Beştepe’deki buluşmaya davet edilmemişti, orada yoktu.
Ben başta Cumhurbaşkanı’na, sonra da CHP ve MHP genel başkanlarına şu soruyu soruyorum: 6 milyon seçmeniyle HDP Türkiye’nin, millî iradenin, milletin, halkın/halkların parçası değil mi? Türkiye’yi ilkel, geri, kanlı bir Ortadoğu diktatörlüğüne dönüştürecek tehlikeli bir gidişatın sembolü olan idam cezasını geri getirmek için ‘halk istiyor’ gerekçesine sığınanlar Kürt halkını halktan saymıyorlar mı?
Yoksa şu hain bölücü Kürtler (!) Türkiye’den ayrıldılar da bizim mi haberimiz olmadı.
Kürtlerle barışmadan bu ülkede birlik de dirlik de sağlanamaz
Şu darbe belası başımıza balyoz gibi inmeden önce Türkiye’nin en temel sorununun Kürt sorunu olduğunu galiba unuttuk. Güneydoğu’da bir yıldır yaşananlar, bölgenin harabeye dönüşmesi, akıl almaz boyuttaki insan hakları ihlalleri, halkın iki ateş arasındaki mağduriyeti, şehirlere inen terör, HDP’nin Meclis’teki varlığının sona erdirilmesine çalışılması, vb., vb… Yazan, çizen, siyaset yapan herkes ve de sokaktaki insan -hepsi kendi meşrebince de olsa- bu soruna çözüm beklemiyor muydu.
Ne oldu peki? FETÖ’cü darbe girişimi -şimdilik- savuşturulunca Kürt sorunu bitti mi? Terör sorunu bitti mi? Mimarlarının ayaklarına dolanan Suriye politikasının ürünü bir dizi iç ve dış sorun çözüldü mü? Şimdilik, tacizcinin popomuza attığı cimdiğe aldırmadan darbe cambazının şovunu seyretmekle meşgulüz milletçe, ama yarın?
İktidardakiler de biliyorlar ki Kürt sorunu çözülmeden bu memlekette ne barış, ne dirlik ne de birlik sağlanır. Bilmiyorlarsa, şunu da ben söyleyeyim: sorunu Hüda-Par, Hizbullah, bazı aşiretler, imamlar, meleler ve de şiddetle çözemezsiniz, dinî- mezhepsel asimilasyonla kendi Kürtlerinizi yaratamazsınız. Sandığınızın tam aksine, yaşanan bir yıllık süreçte Kürt halkı bu siyasetlerden, bu devletten çok daha fazla uzaklaştı, yıkıntılar ortasında ayakta kalabilmek için kendi kimliğine daha fazla yapıştı. O kimliğin temsilcisi ise, isteyin istemeyin HDP ve Kürt siyasal hareketidir.
Nerede millî irade?
Millî irade sadece Erdoğan’ı sevenler ve seçenlerden ibaretse, bunu açıkça söylemekte yarar var. Yok değil de parlamentoda temsil edilen bütün partilerin seçmenlerinin, halkın tümünün iradesiyse o zaman altı milyon seçmenin, çoluğuyla çocuğuyla hesaplarsanız Türkiye nüfusunun en az dörtte birinin iradesi ne olacak, çöp tenekesine mi atılacak?
Miting meydanlarına üzerinde “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” yazan dev panolar asan CHP, Meclis’teki dört ayağından biri kopartılan milletin hâkimiyetinin ne denli dengesiz olacağının farkında değil mi? Cumhurbaşkanı’nın reisliğinde kurulan Milliyetçi Cephe’de yerini alırken gerçek ayrılıkçılığın, bölücülüğün Kürtlerin iradesini yok saymak, milyonları milletin/halkın dışına itmek olduğunu bilmiyor mu?
Hiç kimse hayal kurmasın, beni de gamlı baykuşlukla, millî birlik bayramının coşkusuna limon sıkmakla suçlamasın. Kürtleri yok etme ve yok sayma zihniyeti ve siyaseti en tepeden başlayarak acilen değişmezse hepimizin özlediği normalleşme ve birlik boş söz olarak kalır.
Bundan böyle kimse çıkıp da, HDP neden şu çalışmaya, şu komisyona katılmıyor, neden ayrılıkçıık yapıyor demesin. Kürt halkını milletten saymayan, Kürt siyasî hareketini dışlayan, bölücü/ayrılıkçı politika izleyen sizlersiniz.
814.578 km2 hainler mezarlığına yetmez
Bu başlık, HDP konusu öne geçmeseydi yazacağım yazıya aitti.
İstanbul Belediye Başkanı Topbaş’ın hainler mezarlığı kurulması önerisini duyduğumda gerçekten de inanamamıştım. Diğerlerine göre daha halim selim, daha yapıcı, daha insan bir zat gibi gelirdi bana. Dün, meydanlarda yaptığı bir konuşmada, bir hainin vatan hainleri mezarlığına gömüldüğünü müjdeledi. Demek ki mezarlığı çoktan kurdurmuş.
Topbaş’a ve benzerlerine bir tek şey hatırlatmak istiyorum. Düşman cephelere ayrılmış, kin ve nefret nöbetine tutulmuş, ürkmüş, psikolojisi bozulmuş bu ülkede herkes birbirini hain olarak görüyor, bütün siyasî odaklar kendi karşısındakini hain ilan ediyor. Kendimi bildim bileli egemenler kendi fikirlerine karşı olanları, muhaliflerini hain ilan ederler. Darbeciler de öyle…
Sayın Topbaş! Bu kadar haine 814.578 km2 vatan toprağı yetmez. Darbeler başarıya ulaşırsa, darbeciler kahraman, yenilenler vatan haini olur. Son menfur girişimdeki gibi başarıya ulaşamazlarsa (ki çok şükür ulaşamadılar) darbeye kalkışan hain, darbeyi atlatanlar kahramandır. Acımasız siyaset çarkı dönerken kahramanlarla hainler yer değiştiriverirler, Hainler Mezarlığı’na gömülenler de.
Dine, vicdana, sağduyuya sığmayan, insanın içine bulantı veren, dehşete düşüren hainler mezarlığı önerisi, bu toplumda kalmış son insanlık ve vicdan kırıntılarını da yok ediyor. Tıpkı Diyanet’in ölen darbecilere son dinî hizmeti vermeme kararı gibi, “darbecilerin karıları, çocukları herkese helaldir” diyen yaratığın sözleri gibi, ölülerin cezalandırılması, linç’in, işkencenin, idamın meşrulaştırılması vb. gibi…
Yazık, çok yazık. Hepimize ve de bu kötücül zihniyetin taşıyıcısı sizlere!
Yazarlar
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024