Oya BAYDAR
Yarın, aralarında Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Ahmet Türk, Sabahat Tuncel gibi Kürt siyasî hareketinin önde gelen isimlerinin de yer aldığı 35 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenen, 108 sanıklı Kobane Davası'nın karar günü.
Öyle olaylar, öyle kararlar vardır ki hangi gelişmelere yol açtıkları, nelere mâl oldukları gerçekleştikleri tarihten çok daha sonra anlaşılır. 17 Nisan'ın böyle bir gün olduğunu düşünüyorum, çünkü mahkemenin kararı bir dizi gelişmenin tetikleyicisi olacak. Ve o kararın sonuçları kısa, hatta orta vâdede ülkenin barış ve huzurunu olumlu ya da büyük ihtimalle olumsuz etkileyecek.
Ülkede ferahlama yaratan, umut bağlanan Çözüm Süreci devam ederken 6-8 Ekim 2014'te patlak veren Kobane olayları, bugün içinde debelendiğimiz çözümsüzlüğün, cepheleşmenin, tek adam rejimine doğru gidişin işaret fişeğidir. Olayları, IŞİD'in Rojava'ya girmesi ve Kobane'deki Kürt varlığını tehdit etmesi üzerine, IŞİD'le mücadele edebilecek tek güç olan PYD-YPG'ye Türkiye sınırı üzerinden silah ve mühimmat sağlanması için PYD ile yapılmakta olan görüşmelerin çıkmaza girmesi tetiklemiştir.
HDP'nin, kamuoyunu ve hükümeti uyarmak amacıyla bölge halkının IŞİD eliyle kırımını protesto için sokağa çıkma çağrısıyla 6 Ekim'de başlayan olaylar, 7 Ekim'de Erdoğan'ın "Kobane düştü düşecek" sözlerinin etkisiyle büyümüş, çatışmalarda iki günde onlarca kişi ölmüş, yüzlercesi yaralanmış, 9 Ekim'de HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın Öcalan'a da atıfla yaptığı sükûnet çağrısıyla sona ermiştir. Emniyet güçlerinin, Hüda-Par militanlarının, ajan provokatörlerin karıştığı olayların ardındaki gerçekler HDP'nin bütün başvuru ve çabalarına rağmen bugüne kadar asla araştırılmamış, açığa çıkarılmamıştır. (Sürecin iyi bir anlatımı için bkz. İrfan Aktan'ın "Türkiye 17 Nisan'a hazır mı?" yazısı.)
Kobane Davası, olaylardan 6 yıl sonra, Türk (derin) devletinin, -başka türlü söyleyecek olursak "müesses nizam"ın- militarist, güvenlikçi, etnik milliyetçi kanadının Erdoğan AKP'sini Devlet Bahçeli kanalıyla teslim aldığı dönemde açıldı. Aradan çok sular akmış, çözüm sürecinin yerini, ülke içinde ve ülke sınırları dışında Kürt varlığını, Kürtlerin hak mücadelesini baskıyla, savaşla, silahla yok etme politikası almıştı. Hemen hemen tümü FETÖ kalıntısı savcı iddianameleriyle açılan, emirlere âmâde yargı aparatınca yürütülen Kobane Davası bu durumun da göstergesidir.
Kobane Davası bir provokasyon hamlesi mi?
Van'da yerel seçimlerin galibi Abdullah Zeydan yerine mazbatanın AKP adayına verilmesi girişimi, derinlerin görevlis Uçumgiller'in tezgâhladığı açık bir provokasyondu. Neyse ki muhalefet partileri de dahil geniş kitlelerin, barış ve demokrasi güçlerinin ortak müdahalesiyle şimdilik engellendi. Abarttığımı düşünebilirsiniz ama Kobane Davası'nda Mahkemenin yarın vereceği karar, benzer bir tezgâh olabilir. Hukukî açıdan hiçbir suç deliline dayanmayan, usül hataları bir yana özünde de bomboş olan iddianamelerle açılmış, bugüne kadar aynı hukuksuzlukla sürdürülmüş bu davada verilecek mahkûmiyet kararları sadece bölgeyi, Kürt halkını değil, Türkiye'nin dört bir yanındaki barış ve demokrasi güçlerinin hakkaniyet ve adalet duygularını da derinden etkileyecektir.
Çok hassas bir dönemden geçerken bu provokasyona kapılmamak gerekir. Ama boyun eğmemek, barışçı yöntemlerle her alanda mücadele etmek de boynumuzun borcudur. Başta CHP, demokratik muhalefet bu davaya sahip çıkmak zorundadır. Yargının ne ölçüde siyasallaştığını, sadece Beştepe'nin değil tarikatların, cemaatlerin elinde olduğunu herkesin bildiği Türkiye'de "Yargı kararıdır, ne yapalım," demek ipe un sermektir, tezgâhlanan provokasyona su taşımaktır.
Erdoğan'dan demokratik açılım umanlara…
Bir süredir, gerek Kürt siyasal hareketi içinde gerekse muhalefetin bir kesiminde 31 Mart yenilgisinden sonra Tekadam'ın kısmî de olsa yeni bir yumuşama süreci başlatacağına dair beklenti, ya da umut var. Keşke olsa… Ama ben bunu mümkün görmüyorum. Çünkü Erdoğan uzun süredir bir yandan Devlet Bahçeli, öte yandan Menmet Uçum'da simgeleşen devlet görevlisi danışmanların kıskacında. Onlara mecbur ve mahkûm. Seçim yenilgisi bu mahkûmiyetten kurtulmasını daha da zorlaştırıyor. Üstelik giderek devlet partisi haline gelen (getirilen) AKP'nin reisi olarak derin devlete dayanmanın gücünü kullanmaktan da bir şikâyeti yok. Değişmeye kalkışsa etrafı izin vermez, gücünü yitirir.
Devlet partisine dönüşmüş AKP'nin ve Erdoğan'ın kısmî de olsa, görece de olsa daha ılımlı, hak hukuk gözeten bir konuma gelmesi müesses nizamın gerilemesi; AKP ilerigelenlerine bile parmak sallamaktan, "devlet bunu not eder" tehditleri savurmaktan çekinmeyen görevlileri geriletebilmesiyle mümkün, ki buna hiç ihtimal vermiyorum, çünkü bu kendi sonunu da getirir.
Her şeye rağmen, göstermelik de olsa, zevahiri kurtarmak için olumlu sinyaller vermek istenip istenmediğini, yarınki Kobane kararları gösterecek.
Irak'ta, Suriye'de, Erdoğan'ın sözleriyle "başladığı işi bitirmek" için yeni askerî harekâtlara hazırlanılırken, ekonomi bu kadar sıkışmışken, halkla bağları kopmuş AKP'nin elinde kalan tek silah terörle mücadele kisvesi altında kitleleri Kürtlere karşı kışkırtmak iken, olumlu bir karar beklemiyorum
Ama ben Murfy yasalarına inanan bir kötümserimdir, inşallah bu defa haksız çıkarım.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024