Oya BAYDAR
Dörtlü ittifaka ad aranıyormuş. Huzur ittifakı mı olsun, demokrasi ittifakı mı, millî ittifak mı? Oy katkım olamayacak ama isim analığı yaparak yardımcı olabilirim. CHP-Saadet-İYİ Parti-DP dörtlüsüne en uygun ad: Kürtlere Geçit Yok İttifakı‘dır.
Bu konuda söylenebilecek her şeyi T24’te dün çıkan yazısında Kürt siyasetinin bilge adı Tarık Ziya Ekinci dile getirdi. Cumhur İttifakı’nı yıkacak anahtar parti konumundayken siyasî etik gereği bu konumunu pazarlık unsuru yapmamış, ittifaka katılmak için hiçbir koşul ileri sürmemiş HDP’nin dörtlü ittifakın dışında bırakılması Erdoğan’a bile isteye sunulmuş bir seçim desteğidir.
Hadi demokrat değilsiniz, sayı saymayı da mı bilmiyorsunuz?
Kürt korkunuzu, bölünme fobinizi, damarlarınıza işlemiş Türk milliyetçiliğini biliyoruz. Zaman zaman, belki değişmiş ders almışsınızdır, dilinizin ucundan eksik etmediğiniz demokrasi sözcüğünün anlamını içselleştirmişsinizdir diye umutlandığımız bile oluyor. Ama iş Türkiye koşullarında demokrasinin, özgürlüklerin, huzur ve barışın olmazsa olmazı Kürt sorununun çözümüne geldiğinde demokrasi maskeniz düşüyor, demokrasi anlayışınız sağ ve sol milliyetçiliğin sınırları arasında sıkışıp kalıyor.
Benim merak ettiğim ve şaşırdığım; siyaset feleğinin çemberinden geçmiş, oy hesaplarında ustalaşmış 4’lü ittifak kurmaylarının, 6 milyon oyu göz ardı ederken HDP’nin barajın altında kalması durumunda AKP’ye kendi elleriyle 60-70 milletvekilliği teslim edeceklerini nasıl hesaplamadıkları ya da neden umursamadıkları…
Yüzde 2,5, en iyimser tahminle yüzde 4 oy potansiyeline sahip Saadet Partisi; algı operasyonu amaçlı kamuoyu yoklamalarında ne kadar şişirilirse şişirilsin barajı aşıp aşamayacağı kuşkulu Akşener’in İYİ partisi ve her nedense Demokrat Parti ittifaka buyur edilirken barajı aşma potansiyelini en güç koşullar altında kanıtlanmış HDP dışta bırakılıyor. Hadi iyimser olalım, HDP barajı nasıl olsa aşar, diye düşündüklerini varsayalım. Ama, devletin içinden bilgi -bazen de direktif- alan 4’lü ittifakın kurmayları 24 Haziran seçimlerinde HDP’yi baraj altında bırakmak ve siyaset sahnesinden silmek için uzun süredir hazırlanmış planın çoktan uygulamaya sokulduğunu (HDP’nin eşbaşkanlarının, milletvekillerinin, üyelerinin, militanlarının tutuklanması, milletvekilliklerinin düşürülmesi, Kürt siyasal hareketinin sesinin, yayın organlarının, televizyonlarının susturulması, demokratik Kürt hareketiyle bağ kuran, destek veren aydınların, demokratların koğuşturmaya uğratılması, “Çocuklar ölmesin, barış olsun’ demenin örgüt propagandası sayılması, KHK’larla takılan çelmeler, tek amacı Doğu’da Güneydoğu’da Kürt seçmeni sandıktan uzaklaştırmak, ürkütmek, engellemek olan düzenlemeler, vb.) sizden, benden çok daha iyi biliyorlar.
Kılıçdaroğlu’nun hamlesi gerçekten demokratik olsaydı…
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, İYİ Parti’nin seçimlere girmesini garanti altına almak için siyasî tarihimizde benzeri görülmemiş bir hamle yaptı, Meclis’te grup kurabilmesi için Akşener’e 15 milletvekili hediye etti. İyi etti. Attığı adım demokrasi adına övüldü, alkışlandı, umut verdi. Ama iş HDP’ye gelince, partisinden ittifak yetkisi de almış olan Kılıçdaroğlu o eşikte acı bir fren yaparak durdu, ya da durduruldu.
İlk akla gelen; CHP içindeki ulusolcuların itirazı, HDP ile ittifakın CHP’ye oy kaybettireceği hesabı, ‘işte teröristlerle kol kola girdi’, propagandasından korkması gibi nedenlerdi. Aslında HDP ile ittifakın CHP’ye oy kaybettirmekten çok kazandıracağı savını başka bir yazıya bırakarak konuya farklı bir açıdan da bakmayı öneriyorum. Sızan bilgilere, rivayetlere, kendi konuşmalarından cımbızla çekilen ifadelere göre HDP’nin de katılacağı sıfır baraj ittifakının önündeki engel HDP ile asla biraraya gelmeyeceği dayatmasını şantaj düzeyine vardıran Akşener’in partisiydi. İYİ Parti’yi Meclis’e taşıyan; parti içindeki ve dışardaki kimi sol çevrelerin eleştirilerine rağmen Saadet’le ittifak kurmakta cesur davranan Kılıçdaroğlu’nu İYİ parti karşısında gerileten; “ Madem ki pozisyonunuzdan geri adım atmaya niyetiniz yok, o zaman siz ittifakın dışında kalın” demekten alıkoyan nedenin, devletin derinliklerinden gelen uyarı olduğunu düşünüyorum. Cumhur İttifakı’nın Devlet’i varsa 4’lü ittifakın da İYİ partide yuvalanmış devleti vardır ki Türk milliyetçiliği ve Kürt fobisi o devletin alameti fârikasıdır. Devlet partisi zihniyetinden sıyrılmak için adımlar atmaya çalışan Kılıçdaroğlu ne yazık ki, tıpkı dokunulmazlıkların kaldırılması meselesinde olduğu gibi, bu zihniyet karşısında bir kez daha yenilmiştir.
Her şey bizim elimizde, yapabiliriz
HDP’yi neden mi dert ediyorum? Türkiye’de demokrasi, barış ve huzur ancak Kürt sorununun (ki aslında Türk sorunudur) çözüme kavuşmasıyla mümkündür de ondan. Ne inkâr ve asimilasyon politikalarıyla ne de “Kürtlerle kardeşiz, Kürtler bizim canımız, et ve tırnak gibiyiz, vb.“ edebiyatıyla olur bu iş. Kürtlerin hukuksal ve hukuk dışı tüm baskılardan kurtulması; kültürel, siyasal, anayasal eşit vatandaşlık haklarının ama’sız, fakat’sız tanınması, en önemlisi de yaralanan onurlarının, yalnız bırakıldıkları duygusunun ve hızla yitirmeye başladıkları güvenin onarılması ile mümkündür ancak.
“Ortak vatanda ortak yaşam” diyen HDP’nin temsil ettiği milyonları bu ortaklığın ve bu toprakların eşit hak sahibi kabul etmedikçe, ayrımcılığa uğratıp dışladıkça, kıyıma uğratıp şehirlerini yakıp yıktıkça ne bu sorun çözülür ne de bu ülkeye huzur gelir.
Şimdi bir kez daha iş başa düşüyor. Hangi partiden, hangi siyasetten, hangi ideolojiden olursa olsun Türkiye’nin barıştan, özgürlükten, demokrasiden, emekten ve halkların eşit kardeşliğinden yana olan güçleri, HDP’yi barajın çok üstüne taşımak için seferber olmalıyız. HDP’ye tam destek vererek oyunu bozmak, Cumhur İttifakı melanetini kazdığı kuyuya itmek elimizde.
İşe; yenilmişlik duygusunu, teslimiyeti, umutsuzluğu aşmak için kolları sıvamakla başlayalım. Habisliğe de aymazlığa da ortak olmayalım. Ezilmek, yok edilmek istenen sadece HDP değil demokrasidir, barıştır, huzurumuzdur. Meydan vermeyelim.
Nasılını gelecek yazılarda konuşmak, tartışmak üzere…
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları


































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024