Oya BAYDAR
Neden açık açık, “HDP diğer bütün partiler gibi yasal bir partidir, yok sayılamaz” diyemiyorsunuz?
Başlık biraz hafifse de konu ciddi; ülkenin, milletin, hepimizin geleceğini etkileyecek, hatta belirleyecek kadar ciddi.
HDP diye yasal bir parti var. 6 milyona yakın seçmeni olan, devletten hazine yardımı alan, seçimlere katılma yetkisine sahip, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üçüncü partisi. Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde güçlü, Kürt siyasetçilerin ağırlıkta olduğu bir parti. Ancak bu kadar değil: özde demokrat, laik (inançlı olmak laikliğe mâni değildir, aksine özgürlükçü laikliğin bileşenidir), antifaşist, barışçı kesimlerin de, oylarıyla destekledikleri bir parti.
Bu parti, birkaç gün sonraki seçimlere katılacak. Hiçbir siyasal partinin maruz kalmadığı oranda bir saldırıyla karşı karşıya. Binlerce yöneticisi, üyesi, eş başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları uzun süredir haksız hukuksuz, keyfî kararlarla tutuklu. Onlarca belediye başkan adayı gözaltına alınıyor. Başta Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı, parti yöneticilerine, adaylarına hakaret etmekle kalmıyor en ağır ithamlarla, delilsiz ispatsız yargısız infaz yapıyorlar.
Bütün bunlar herkesin gözü önünde oluyor. Ve ben buradan herkese, özellikle de kendilerini demokrat, antifaşist, barışçı olarak gören ve öyle gösteren partilere, örgütlere, medya kuruluşlarına/ mensuplarına, kişilere soruyorum: HDP’yi hedef alan fiilî ve sözlü saldırılardan, hakaretlerden, yalana dayalı propagandayla parti yöneticileri ve üyelerinin terörist ilan edilmesinden, iftiralarla şeytanlaştırılmasından, hedef gösterilmesinden, yok sayılmasından hiç rahatsız değil misiniz?
AKP-MHP koalisyonunu, onların medyasını, yandaşlarını, marjinal faşizan partileri sorduğum sorunun dışında bırakıyorum. Onlar demokrat, barışçı, laik, antifaşist varsayılan öğrencilerin okuduğu sınıfta değiller zaten. Giriş sınavlarında çoktan elendiler. Trump’ın başöğretmen olduğu post-truth sağ popülist otokratların özel sınıfında okuyorlar ve orada gerçekten de iftiharlık durumdalar.
Sorum ötekilere: CHP’ye, İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’ne, muhalif sayılan medyaya, irili ufaklı sol/sosyalist, Kemalist, ulusalcı çevrelere, vicdanlı gerçek dindarlara: Neden açık açık, “HDP diğer bütün partiler gibi yasal bir partidir, yok sayılamaz” diyemiyorsunuz, bu partiyi hedef alan saldırılara demokrasi adına neden karşı çıkamıyorsunuz? Cesaretiniz mi yok, korkuyor musunuz, yoksa ötekilerden bir farkınız yok da işi suskunlukla mı geçiştiriyorsunuz?
HDP’ye tavır demokratlığın turnusol kağıdıdır
HDP’li değilim, hiç olmadım. Yanlış gördüğümü eleştirmekten de geri durmadım. Ancak; tarihimizin en düzeysiz, en hukuksuz, meşruiyeti kuşkulu seçimine doğru giderken eş başkanları, yöneticileri, milletvekilleri, neredeyse bütün belediye başkanları ve binlerce üyesi tutuklu olan bir partiden söz ediyoruz. Bu kişilerin normal bir hukuk devletinde, asgarî demokrasi koşullarında suçlu sayılamayacaklarını, haklarındaki davaların, fezlekelerin, tutukluluk kararlarının tümüyle siyasî ve hukuksuz olduğunu sizler de biliyorsunuz. Ama bırakın uğradıkları haksızlıklara karşı durmayı, adını anmaktan, hele de birlikte görünmekten ödünüz kopuyor.
Hapishane ziyaretleri yapan milletvekillerinizin yolu Edirne’ye, Kandıra’ya, Diyarbakır’a düşmüyor (iki istisna dışında). CHP’nin son dönemlerde “kedi olarak tuttuğu tek fare” olan Adalet Yürüyüşü’nde Maltepe’yi hedefleyen Kılıçdaroğlu’nun, bırakın yolunu bir selamı bile Edirne’ye varmadı. Yasal bir siyasal partiyle ittifak sanki suçmuş gibi Erdoğan -Bahçeli ikilisinin (ve medyasının ve bilumum yandaşlarının) HDP ile ittifak yaptığınız iddialarına karşı, “İttifak yapmadık ama HDP yasal bir partidir, ittifak veya güç birliği yapılmasında en küçük bir sakınca yoktur” bile diyemeyip kem küm ettiniz. Şimdi Mansur Yavaş’ın kazanması halinde kayyım atanacağı tehditleri karşısında gösterdiğiniz haklı hassasiyeti, HDP’li, DBP’li belediyelerin tümüne kayyım atandığında hiç göstermediniz. Bu konuda, hepinizin iradesine ipotek koyan Goebbels propagandası ürünü HDP=PKK=terör denklemini yutup içselleştirdiniz.
Tek adam medyasına gelince, hiçbir televizyon kanalı HDP’nin seçim tanıtım filmlerini kabul etmedi. Görece tarafsız olmaya gayret eden, özellikle zerzavat meselesi üzerinden sıkı muhalefet yapan yüksek reytingli bir televizyon kanalı bile, bir süre öncesine kadar utangaç da olsa dolaylı şekilde adını andığı HDP’yi (kanalın hakkını yemeyelim, geçmiş günlerde Mardin Büyük Şehir başkan adayıAhmet Türk’ü konuk etmişti.) son iki haftadır yok sayıyor. Bir programında dört kadın ilçe belediye başkanı adayını (iki CHP, AKP, Saadet Partisi) ağırlarken, 90 kadar kadın aday çıkaran, gerek milletvekili gerekse belediye başkanı olarak erkeklerle yarı yarıya kadın yöneticiye sahip HDP’den tek bir kadın belediye başkanı adayı çağırmadı.
Örnekler uzatılabilir. Söylemek istediğim: HDP’ye karşı tavrın sözde değil özde demokratlığın ve faşizan gidişata karşı gerçek muhalefetin turnusol kağıdı olduğudur. Bu partinin programına, çizgisine karşı olabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, ama kendinize demokrat diyorsanız, maruz bırakıldığı ayrımcılığa, hukuksuzluklara, saldırılara sessiz kalamaz, üç maymunu oynayamazsınız.
Özetle: demokrasi sınavında Türkiye toplumu ve siyaseti ezici çoğunluğuyla sıfır çekti, sınıfta kaldı.
Kürt sorunu çözülmeden ne demokrasi ne de huzur mümkündür
31 Mart seçimleri şöyle veya böyle sonuçlanacak. Devlet kaynaklı büyük bir provokasyon ya da bölgede her zaman uygulananın ötesinde bir engelleme ve manipülasyon olmazsa HDP kendi oylarını yine alacak. Aday göstermediği yerlerde de Millet İttifakı adaylarının oy oranlarını etkileyecek.
HDP’yi bitirmeye çalışarak veya yok sayarak ne seçmenlerini ne de onların kimliklerini, özlemlerini, aidiyetlerini, taleplerini yok edebilirsiniz. Yani, devletin/iktidarın barışçı yollarla çözmek yerine savaş ve şiddetle bitirmeye çalıştığı Kürt sorunu gelecekte daha da büyüyerek önümüze çıkacak.
Demokrasi sınavında, HDP sorusuna cevap veremeyip çakan muhalefete “bütünlemeye çalışın” dememin nedeni bu. Önümüzdeki günlerde başımıza ne gelecek olursa olsun, demokrasi mücadelesinin en önemli bileşeni ve alanı Kürt sorunudur. Bu sorunun demokratik yollarla çözümü, aynı zamanda ülkenin birliği ve bütünlüğünün olmazsa olmazıdır. Seçim sürecinde, biraz oy kaygısıyla biraz da iktidarın nefret dili ve saldırganlığı karşısında tırstıkları için HDP sorusunu cevaplayamayanların önlerinde bütünleme fırsatı var. Vakit geçirmeden konuyu çalışmaya başlamalılar.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024