Perihan MAĞDEN
Bu nasıl bi bitmez-tükenmez aşktır!
Bu nasıl bir kara zevdadır! (Sevda aşırı olunca “se” harfinin sınırlarından taşıp “ze” harfiyle anılmayı/ yazılmayı HAK ediyor.)
Koç Holding’in bir “reklamı” dönmeye başladı televizyonlarda. Atatürk’ün doğum ve ölüm yılları olan (adlarımız gibi: unutulmaz) 1881 ve 1938 beliriyor ekranda. Sekiz sayısı birden yana yatıp SONSUZLUK oluveriyor.
Allah korusun: 1939 ya da 1937 yılında sirozdan ölseydi Atatürk; böyle bir “sonsuzluk” işaretine evrilmeyecekti Koç Holding reklamlarında, diye şahlanan kaygılarımız, bahtiyar bir rahatlamaya dönüşürken logo ve slogan beliriyor: “Fikirlerin beynimizde, sevgin kalbimizde”varî bir şey. Forever. For. Ever.
Hakikaten o denli “doldurucu” bi şey ki Kemalizm; kalpleri de, cepleri de, ruhları da, beyinleri de Kemalizm’le ve onun sayesinde tıka basa dolduğu için başka hiçbir şeye (bknz: rasyonalite, izan, mantık, zaman kavramı, demokratikleşme ihtiyacı, doğru okumalara terfi etme) yer de, gerek de kalmıyor.
MEĞER yıllardır tam sayfa bir ilan olarak, gönlünün (Kemalizminin) yattığı gastelere (malum: Milliyet,Hürriyet, Vatan, Zaman) verirmiş BU müthiş buluş buluş buluşmasını Koç Holding.
AMA bu sene –içinde bulunduğumuz hiç sonu gelmeyen “özel” koşullar yüzünden DE olsa gerek– parasına kıymış; televizyonlara da serpmiş. Ben de nasiplendim çok şükür.
E tabii, kaz gelecek yerden civciv esirgenmez –biiir. (Bknz: Ata Sözleriyle Yaşayanlar)
Koç Holding’in mali kaynaklarını gözönüne alırsak, mini minnacık bir jesttir Kemalizm adına/ ordan kaynakla yapılan. Netice itibariyle.
Bu seneki 12’nci Bienal’in açılışında Kamusal Sanat Laboratuvarı, tanıtım kartlarına “kazı-kazan” yöntemiyle bastırıp okunmasını ve (en mühimi) unutulmamasını sağlamış: 8 Ekim 1980 tarihinde Vehbi Koç tarafından kaleme alınmış Kenan Evren’e (ve onun yüce askerî şahsında Kemalizm’e de olsa gerek) mektubunu. (Hem resmî sponsor Koç Holding. Forever.)
EMRİNİZE AMADEYİM kısmıyla özetlenebilecek bu Askerî Dikta’ya mutlak bağımlılık/ bağlılık hali Koç Holding’in (taaa 80’lerin mektubudur filan diye) laga lugaya getirilmemeli–
Getirilmemeli: zira tam gaz devam ediyor. Etmeli. Edecektir. Forever.
Rahmi Koç’un (hani dünyanın en ivedi tekneyle dünya turlarının mucidi) olsun, evladı (ve veliahdı) Mustafa Koç’un olsun Amerikan Büyükelçisi’ne filan yaptıkları muhtelif (CHP’nin banko kazanacağına dair) seçim tahminlerinin, ne kadar fosss çıktığının ruhlarımızda uçurduğu gazap kuşları bir yana–
1 NUMARA’nın –hani sahiplerinin İsrailli yetkililerle gizli buluşmalarının fotoğrafları Türk Medyalaması’nda ZERO yankılama bulan– Sözcü gastesi tarafından (göğüsleri tunç siperi) Mustafa Kemal olarak daha taze ilanı dururken–
Ben, diyelim: muhteşem eşi, muhteşem kızı, Harvardlı muhteşem damadıyla muhteşem bir (new & improved) Kenan Evren olabilecekken, birtakım mihraklar tarafından içeri atılmış bulunan muhteşem Çetin Doğan’ın senaryoları gerçekleşmiş de, işşş (ülke kast ediliyor) başına geçmiş olsaydı, aynen bu tarz sentimental ve bağlılık manyağı mektupları, Türk Kapitalistleri’nden AYNEN alacağına da kalıbımı basarım.
Yani Vehbi Koç’un 80’de Kenan Evren’e kalemlediği EMRİNİZE AMADEYİM ruhunun Türk Kapitalistleri tarafından hiç sönmeyen/ söndürülmeyen bir meşale gibi bugünlerimize taşınmış olmasıdır, beni etkileyen. Duygulandıran.
Bu ne bağlılıktır, bağımlılıktır Kemalizm’e ve onun yüce şahsıyla bütünleşmiş Yüceler Yücesi Ordumuz’a! Orduculuğa: diktacılığa.
Tabii yediğin kaba tükürmemek, seni besleyip büyüten eli ısırmayıp yalamak, bindiğin dalı kesmemek gibi pek çok uluğ ata sözlerimizle de desteklenebilecek çok asil ve kutsal duygular Türk Kapitalistleri’nin sadakati/ hislenmeleri/ yeri geldiğinde isyanları/ hop oturup hop kalkmaları.
Diyelim (artık “bir numarası yokmuş” tarzı düşük –evlerden uzak– şakalara dahi maruz bırakılan) vakti zamanında çal çal çalkalanmalarımıza neden olan BİR NUMARA’nın Koç Holding’in bir nevi “beyni” olan İnan Kıraç olduğu o kadar söylendi ki zamanında–
Yüzde ellilik son (feci münasebetsiz) seçim zaferinin ardından Başbakan Erdoğan’a bir nevi “emrinize amadeyiz” ziyareti yapmak zorunda DAHİ kaldı, İnan Holding Kıraç. (Belki de New York taksi ihalesi meselesiyle –tam bilemiyoruz.)
Maalesef, bu cahil halkın tamamen yanlış anlayıp yorumladığı bu aksak demokraside, işler hiç de Türk Kapitalistleri’nin arzulayıp dizayn ettiği/ ettirdiği şekilde yürümüyor, on yıldır.
Bu yüzden Kemalizm’i diri ve canlı tutmak adına 1938’in sekizinin forever’lanmasını maalesef yetersiz buluyorum ben. Bu kadar kısık ateşle, olmamalı.
Şimdi: Kemalizm eliyle/ marifetiyle “Millî burjuvazimizi yaratalım/ Askeriyemize tac edelim/ Onlar da bizi namerde muhtaç etmesin/ Yüreklerine tek taş etsinler” zihniyetiyle yaratıklandırılmış Türk Kapitalistleri Seçkinci Kemalistler Cemiyeti’nin bu mental ve sentimental tıkanıklığının ruhumu ne kadar muazzep ettiğine dair bir kanıt da kabul edilsin, bu yardımseverliğim. (Aşağıda bulacaksınız kazı-kazan tekniğiyle)
Bence Koç Holding’in bir sonraki “Kemalizme herrr şeyimizle bambağlıyız” reklam kampanyasında millî takım formasıyla Hürriyet gastesinin DÖRT YÜZSÜZÜ başrolde oynamalı. Çok fena fotojenikler –bir kere. Çok seviliyorlar. Herkes onlara hasta. Vesaire vesaire.
Yine kırmızı (millî takım) formasıyla antrenör bankında Aydın Doğan oturabilir mesela. İnan Kıraç daha fotojenik gerçi. Peki, ikisi birden “co-antrenör” kılığında. Hoş olmaz mı?
Amigoların ve şoförlerin başı olarak kıpkırmızı tombik yanaklarını kırmızı-beyaz çizgili kazağıyla tamamlamış Yılmaz Özdil’den iyisini değme kasting yönetmeni öneremez. Kabul edin! Küfür kâfirde de o takımda, bir numara.
Dört Yüzsüz’ün hilafsız en yüzsüzü E. Özkök’ün aldığı topları, çak ağlara, çuk ağlara yuvarladığı ve mutlak galibiyetle ayrıldıkları bir maçın canlandırıldığı bu reklam filminde–
Diğer oyuncular olarak Askeriyemiz’in (Çetin Doğan, Kenan Evren, Yaşar Büyükanıt, Aytaç Yalman misali) efsaneleşmiş figürlerinin kast edilebileceği bu müthiş “Millî Takım Cahil Cühela’ya Karşı” reklam maçında–
Skor levhasında Millîler –Sonsuzluk belirse diyelim? Al rengi üniformalarıyla kazanan (rüyalarında/ reklamlarında) bu A Takımı birbirini kucaklasa? Coşkuyla?
Cahil Cühela –Sıfır dememe gerek yok herhalde. Anladınız siz bu reklam filmini.
Bu “Millîci Kemalistler’in Zafer Rüyası” reklam filmini, Koç Holding’in çektirmemesi için; hiçbir neden göremiyorum. Ya siz?
İçinde bulunduğumuz bu “özel” zamanlarda ne coşkulandırıcı olur. Tabii, çok daha iyi bir kasting yönetmeniyle çalışılabilir. Ben yetersiz futbol bilgimle çalakalemledim zira. Millî Takım’a girmeye layık o kadar muhteşem figürler var ki bu reklam filmi için. Hapisten izinle çıkmaları gerekirse; e o da temin ediliverir. Hem dışarıda iki-üç millî takımlık mühim oyuncu varken –gerek dahi görülmeyebilir. Yedek kulübesine.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
5.02.2016
28.06.2016
21.06.2016
14.06.2016
6.02.2016
31.05.2016
24.05.2016
17.05.2016
26.04.2016