Roni MARGULIES
O kadar acıyorum ki hükümet üyelerine bazen. Yüreğim burkuluyor. Gözyaşı dökmenin eşiğine geliyorum. AK Parti hükümetinin bütün üyeleri ya evlidir ya kızı vardır ya kız kardeşi vardır herhalde. En azından, bu saydıklarım yoksa, yeğeni vardır. Kendini bütün bu kadın akrabaların namusundan sorumlu hissetmek zaten yeterince ağır bir yük. Bir de Türkiye’deki bütün kadın öğrencilerin iffeti için sorumlu olmak dayanılmaz bir şey olsa gerek. Kaldırılabilecek gibi bir yük değil!
Bir düşünün. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Türkiye-Akdeniz Gençlik Barış Gemisi Projesi’nde gemide alkolü kaldırdığını bildirmiş. “Elli üç ülkeden 800 kız ve erkek öğrenciyi gemi seyahatine götürüyorsam, elbette tedbirini alacağım” demiş. Siz Suat Bey olsanız, gemi denize açıldığı andan itibaren uyuyabilmeniz mümkün olur mu? Öğrencilerin yarısı kız olsa, 400 kızın namusundan sorumlusunuz! Üstelik bu kızlar denizin ortasında 400 tane azgın herifle başbaşa! Ve eninde sonunda gece olacak. Hava kararacak. “Yatmak” gibi,”yatak” gibi şeyler kaçınılmaz olarak düşünülmeye başlanacak. Ve bu kız öğrencilerle bu azgın herifler arasında sadece ahşap ve ince kamara kapıları olacak!
Ne namus kalır, ne iffet, ne bekâret! Düşününce bayılacak gibi oluyorum. Ben kendi hesabıma Suat Bey’in omuzlandığı bu sorumluluğu hiçbir koşulda kabul etmezdim. Bence son derece ılımlı davranmış, sadece alkolü yasaklamış. Ben olsam, Gençlik Barış Gemisi’ni de, gençliği de, barışı da yasaklardım. Ne gerek var yahu? Durup dururken 400 tane herife azgınlık etme fırsatı yaratmanın, 400 tane kadının namusunu tehlikeye atmanın ne âlemi var?
Gençlik ve Spor Bakanı olarak Suat Bey sadece gençliğin ve spor yapanların namusundan sorumlu. Gerçi tüm gençlik ve tüm spor yapanlar değil elbet, bunların kadın olanları sadece. Çünkü alkol içip cinsel ilişkide bulununca erkeklerin namusuna bir şey olmuyor. Aksine, “Vay be, amma erkek ha!” gibi bir şey oluyor. Ama gençliğin ve spor yapanların erkek olanlarının sayısı da az değil. Suat Bey’in işi gerçekten zor.
Zor, ama bir de Başbakan’ı düşünün! Memleketteki bütün kadınlardan sorumlu! Yani 35-40 milyon kadın! Haydi bu rakamı biraz düşürelim, yaşı çok küçük olan veya sağlık nedenleriyle cinsel ilişkide bulunamayan kadınları düşelim. Yine de 20-30 milyon eder herhalde. Dile kolay!
Zaten Başbakan da bu insanüstü sorumluluk yükünün farkında. Şöyle demiş:
“Dolmabahçe’de Başbakanlık Ofisi’ne gittiğimde ofisimin önünden Kadıköy’den gelenlerin durumunu görüyorum. Bütün bu durumları gördüğüm zaman, bunlar benim aslında kendi değerlerimle uyuşan şeyler değil. Buna rağmen ‘Toplumumun insanıdır, ben onun giyimine, yaşamına, şusuna, busuna karışamam’ diyorum ve saygı gösteriyorum ama aynı saygıyı da ben ondan istiyorum.”
Ben Beşiktaş’ta Başbakanlık Ofisi’nden çok uzak olmayan bir yerde oturduğum için Başbakan’ın ne demek istediğini anlıyorum. Her türlü kadın var orada. Mini eteklisi var, dekolte olanı var, kırıtanı var… Ahlaksızlık ve potansiyel namus kaybı her an her köşede görülebiliyor.
Bence Başbakan da, Suat Bey gibi, ılımlı davranıyor. Sadece öğrenci yurtlarıyla ilgili rahatsızlığını dile getiriyor. Oralarda önlem alınmasını istiyor. Oysa yapabileceği çok daha etkili ve kesin şeyler var. Yurtlar tümüyle yasaklanabilir. Kızlarla erkeklerin aynı odalarda bulunmasını sağlayarak tehlikeli cinsellik alanları yaratan üniversiteler ve diğer yüksek öğrenim kurumları kapatılabilir. Beşiktaş ve Kadıköy lağvedilebilir.
Daha köklü bir yöntem aranıyorsa, Cinsel İlişki ile Mücadele Kanunu (CİMK) çıkarılabilir ve her türlü cinsellik yasaklanarak namus ve iffet meselesi temelli bir çözüme kavuşturulabilir.
Ama bu noktada muhafazakâr demokratların karşısına maalesef kötü ve bahtsız bir çelişki çıkıyor: Hiç cinsel ilişkide bulunmazsak, dünyadaki Türklerin sayısı artmaz. Oysa, önemli bir dünya gücü olmamız için artması gerek.
İşte bu çelişki sayesindedir ki, AK Parti hükümeti, hiç istemiyor da olsa, ara sıra sevişmemize göz yumuyor. Buna da şükredelim, fazla maraza çıkartmayalım.
Not: Bu yazı, yüklüce bir para karşılığında, AK Parti’yi Cemaat’e karşı savunmak amacıyla yazılmıştır.
http://serbestiyet.com/ayni-yurtta-kalinca-heriflerle-kadinlar-ne-yapar/
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023