Sanem ALTAN
Geçen gün ‘içimde tuhaf bir sıkıntı var ’ dedi bir arkadaşım, ‘galiba ezilmekten sıkıldım ben, kendi seçtiğim iktidar tarafından ezilmeye tahammül edemiyorum. Bu ezilme, dayanılmaz bir sıkıntıya, taşınmaz bir bıkkınlığa dönüştü benim için. Bu ezilişte kendi payımın da olması ezilmekten daha çok acıtıyor içimi.’
Uzun süre sessiz kaldım bu cümlelerden sonra... Daha önce oy verdiği parti onu hayal kırıklığına uğratmıştı belli ki, canı sıkkındı.
Ama nedense onu dinlerken siyaseti değil de kendi hayatımı düşündüm ben…
Köhneleşmiş, beni sınırlayan, beni baskılayan, işe yaramayan ne kadar duygum varsa, ne kadar fikrim varsa kendimle ilgili, hepsi aklımdan geçti.
***
Kendimi ‘yaralamada’ büyük emeğim vardı çünkü..
Çoğumuzun belki de önündeki en büyük engel kendisi ve kendimizi oldukça güçlü bir şekilde yok edebiliyoruz..
Hayatın parlak kısımlarının başkalarına ait olduğunu sanmıyor musunuz siz de çoğunlukla?
Sanki bizim oraya geçmemiz yasak gibi, değişmeyecek bir kural gibi…
Öyle değil mi?
***
Kendi yasaklarınızı, her şeye, neredeyse her şeye ‘ben onu yapamam’ diyen korkarak bakan yanınızı sınırlarınızı, kendinizi nasıl da küçücük biryerde yaşamaya mahkum ettiğinizi, kendinizi ‘yoketmek’ için neredeyse kimseye ihtiyacınız olmadığını fark etmiyor musunuz siz de bazen benim gibi?
Tıpkı Türkiye gibiyiz işte...
Düşmana ihtiyacımız yok... Neredeyse toplumun bizi yasaklamasına ihtiyaç duymayacak kadar kendimizi bastırıyoruz biz.
Birileri tarafından ezilmek gerçekten çok acıtıcı ama bir de insanın kendisini yok saymaya çalışması çok kötü değil mi?
Hayat bütün hızını, albenisini, çekiciliğini, pırıltısını yitiriyor öyle olunca.
***
Ama bunu bir kez fark ettiniz mi de, önce bir yırtılış oluyor sanki içinizde…
Bir acı hissediyorsunuz.
Sonra duygularınız ve düşünceleriniz şiddetli bir çatırdıyla unutulmuş bir yıldızdan kopan bir göktaşı gibi kendi yasaklı bölgenizden kopup evrenin sınırsızlığına doğru kayıyor.
Ve o zaman bir ateş topu gibi akan diğer göktaşlarını görüyorsunuz.
Kalabalık olduğunuzu anlıyorsunuz.
Ayaklanıyorsunuz, yeni bir hayat yapmanın enerjisini duyuyorsunuz içinizde tüm korkusuzluğunuzla...
***
Ben inanıyorum.
Ne yaşadığım ülke için, ne de benim için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Bunu biliyorum…
Bunu hissediyorum.
Tıpkı Türkiye gibiyim, kendimi değiştirmek için ayağa kalkmaya hazırlanıyorum.
Biliyorum, ben güçlüyüm, istersem yapabilirim.
Siz güçlüsünüz, isterseniz yapabilirsiniz.. Ben yaşanmasına izin verilmeyen duygularımla dövüşüyorum tek tek…
Hayalleri arka arkaya sıralıyorum.
***
Bütün yasaklar kalkınca derin bir nefes almaz mi bu memleket düşünsenize?
İnsan kendisiyle ilgili sınırları kaldırınca da büyük, derin bir nefes alıyor.
Türkiye’yi de kendimizi de kurtarabiliriz istersek... Çünkü şunu anladım, kendimi kendim eziyorum kendimi yok saymakta benim payım çok...
Toplum olarak kendimizi ezdirmekte de kendi payımız büyük.
Tıpkı arkadaşımın dediği gibi işte, bu ezilmekten de kötü.
Neden bunu bir kader gibi kabulleneceğiz ki?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
28.02.2016
26.02.2016
21.02.2016
17.02.2016
10.02.2016
5.02.2016
31.01.2016
29.01.2016
27.01.2016