Sedat KAYA
36 günde 56 gazeteci hakim karşısına çıktı.
Bu, sadece bir istatistik değil, Türkiye'nin bugünkü gerçeği.
Gazetecilerin sanık kürsüsüne, gerçeğin ise sanık sandalyesine oturtulduğu bir dönemdeyiz.
Adli tatil bitti, Eylül'den bu güne 56 gazeteci hakim karşısına çıktı.
CHP'li Utku Çakırözer’in açıkladığı Basın Özgürlüğü Raporu, Türkiye’de haberin artık mahkeme tutanaklarına geçtiğini söylüyor.
Bir zamanlar “Sevgili okurlar” diye başlayan yazılar yerini, “Sanık gazeteci şu suçlamayla hakim karşısına çıktı” haberlerine bıraktı.
Gazeteci, haberin öznesi değil artık sanığı durumunda.
36 günde yargılanan 56 gazetecinin arasında tanıdık isimler var:
Sokak röportajı yaptığı için tutuklanan Sarı Mikrofon kanalının sahibi Özkan Bozkurt…
Devletteki usulsüzlüğü haberleştirdiği için gözaltına alınan Tolga Şardan…
Ekranda eleştiri yaptığı için mahkemeye çağrılan Timur Soykan, Mehmet Tezkan, İbrahim Kahveci, Suat Toktaş…
Suçları mı?
Gazetecilik.
Yani kamuoyunu bilgilendirmek, belge göstermek, soru sormak.
Bir zamanlar “gazeteci sordu, bakan yanıtladı” diye başlardı haberler. Şimdi “savcı sordu, gazeteci yanıtladı” diyoruz.
RTÜK, TELE 1’e yayın durdurma cezası verdi.
BirGün TV’ye “72 saat içinde lisans başvurusu yap” diye bildirim gönderildi.
JinNews muhabiri ölümle tehdit edildi.
Kadın gazetecilere özel baskı uygulandı.
Hal böyleyken, kim hala “basın özgürlüğü var” diyebilir?
Özgürlük, artık izinle verilen bir ayrıcalık haline geldi.
Birileri izin verirse yazabiliyorsun, birileri rahatsız olursa hakim karşısına çıkıyorsun.
Gazeteci halkın sesi olmaktan çıktı, yargının nesnesi haline geldi.
Kamera bir suç aleti, mikrofon bir delil.
Bu davalar gazetecilere değil, halka açılmış davalar aslında.
Çünkü susturulan gazeteci, bilgi alma hakkı elinden alınmış bir toplum demektir.
Her dava bir gözdağı değil, bir gözbağıdır. Toplumun gözüne çekilen bir perde.
Bugün gazeteci susturuluyorsa, yarın öğretmen konuşamaz, doktor yazamaz, öğrenci tartışamaz, işçi, emekli, asgari ücreti sesini çıkaramaz.
Bir toplumun düşünce zincirinin ilk halkası gazetecilerdir. O halka koparsa, gerisi sessizliktir.
Sessizliğin hüküm sürdüğü yerdeyse adalet değil, korku yaşar.
Bir ülkenin basını yargı önünde diz çöktürülmeye çalışılıyorsa, aslında o ülkenin adalet sistemi aynaya bakıyor demektir.
Ve o aynada görünen yüz, hakkı arayan değil, hakkı bastıran bir yüzdür.
Gazetecileri yargılamak, haberin önüne duvar örmektir.
Ama duvarın öbür yanında hala bir kalem varsa, o kalem bir gün o duvarı da kazır.
Tarih bunu defalarca yazdı.
Mahkemeler geçer, kararlar unutulur ama hakikatin kalemi kalır.
Bugün 56 gazeteci hakim karşısında olabilir.
Yarın 156 da olabilir.
Ama bu mesleğin özü değişmez.
Gazeteci, gerçeğin tanığıdır.
Tanığı susturmak, suçu ortadan kaldırmaz.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
29.08.2025
19.07.2025
5.03.2023
14.09.2020
2.07.2020
3.06.2020
9.03.2020
21.02.2020
30.01.2020