Sezin ÖNEY
CHP’nin Yozgat Mitingi, birçok açıdan “ezber bozucu” oldu: CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, traktör üzerinde kadın ve erkek çiftçilerle görüntüsü, çiftçi Abdullah Ceylan’ın miting alanına hitaben yaptığı konuşmadaki “Turbilen, şalgamilen devlet yönetilmez” sözleri, siyasi tarihimizde dönüm noktası oluşturacak nitelikteydi.
Yozgat Mitingi sahasında, Ankara Araştırma’nın yaptığı çalışma, bize oradaki kitle ile ilgili bazı ipuçları sunuyor:
– Mitinge katılanların yüzde 52’si Yozgat’ın merkezinden; ancak, %29’u Yozgat’ın taşrasından mitinge katılım sağlamış. Öte yandan, %10’luk bir kesim İç Anadolu’nun diğer yerlerinden ve yaklaşık %5’lik bir grup da Karadeniz’den Yozgat’a gelmiş.
– Katılımcıların %6,2’si kendisini “muhafazakar” ve %3’ünün ise, kendisini “İslamcı” olarak tanımlıyor.
– Yüzde 18,2’lik bir grup da, daha önce AK Parti ve/veya Erdoğan’a oy verdiğini ifade ediyor.
– Yüzde 11,6’lık bir grup, Mayıs 2023 seçimleri Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci turunda Erdoğan’a oy verdiğini söylüyor.
– Yozgat’taki CHP mitingi kitlesinde ağırlıklı olarak, erkekler (%57,1), eğitim seviyesi düşük olanlar (ilkokul ve altı %36), yaş ortalaması 55 ve üstü (toplamda yaklaşık %40), emekliler (%43,2) gibi, Türkiye genelinde AK Parti ve Cumhur İttifakı tabanı kitlesinin “belkemiğini” oluşturan demografik grupların yer alması kutuplaşmanın kırılması ve siyasi statükoda yaşanan değişim açısından önemli bir gösterge.
Öncelikle, Türkiye ölçeğinde, siyasi bir mitinge katılmayı politik katılımın “en partizan eylemi” olarak niteleyebiliriz. Diğer bir deyişle, parti aidiyeti ve bağlılığının yüksek seviyede olduğu; buna karşılık, demokrasinin siyasete katılım açısından sunduğu imkânların kısıtlı olduğu Türkiye’de, seçmenler mitinglere, “politik renklerini açıkça ortaya koymak için” giderler. Bu açıdan da Yozgat Mitingi, Türkiye’de kutuplaşmanın kırılması ve hatta çözülmesi yönünde işaretler veriyor.
Ekonomik krizin uzatılmış biçimde sürüp gitmesi ve hatta dişlerini sürekli daha sert biçimde halkın geniş kitlelerine geçirmesi, kötü yönetime yönelik algıların artması ve faturanın başkanlık sistemi ile sistemin odağında Cumhurbaşkanlığına kesilmesi, Yozgat’ta su yüzüne çıkan “Anadolu Kırılması”nı yaşattı. Yozgat gibi, tarıma dayalı bir ekonomisi olan İç Anadolu kentinin sadece merkezi değil; taşrasından kendi imkânlarıyla CHP mitingine katılım sağlayan yaklaşık %30’luk bir kitle olması, bu kırılmanın önemli bir dışavurumu. Mitinge katılım, kişisel çaba ve net bir kararlılık gerektiren bir eylem olduğundan, Yozgat’ta ortaya çıkan “Anadolu Kırılması”nda gözlenen, siyasi statükonun çözülmesinde “buzdağının ucunu” oluşturuyor olabilir. Başka bir ifade ile, mitinge katılanlar kadar; katılmayıp niyet ve zihinsel bakımdan “orada olanların” da olduğunu öngörebiliriz. “Dışarıdakileri”, miting alanındakileri görmek, zihin dünyalarında orada olanlar açısından da, siyasi statükonun çözülmesini hızlandıracaktır.
Aslında, CHP açısından hep söylediğimiz oluyor: “karşı mahalleye” ulaşmaya çalışmadan önce, kendi çatınızı çekici hale getireceksiniz ki; “ben de o çatı altında yer alabilirim” düşüncesi oluşsun ve kuvvetlensin.
1+1
Yozgat’tan yaklaşık 670 kilometre ötede, İstanbul’un merkezinde ise, aynı saatlerde adeta bir paralel evren söz konusuydu. Müthiş bir güvenlik ablukasına alınmış, birkaç kilometre çevresinde kuş uçurtulmayan Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Kültür Merkezi’nde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı da, Anadolu’dan bahsediyordu; ama şöyle:
“Anadolu’daki nüfus azalıyor. Bu bir beka sorunu. Bu ülkemiz için savaştan daha büyük tehdittir…Pek çok aile 25-30 yaşına gelen çocuklarını evlenmeye ikna edemiyor.”
Cumhurbaşkanı, bu konuda da muhalefeti suçluyor; hatta muhalefet belediye belediyelerini sorumlu tutuyordu. Ve ekliyordu; “Batının bile kurtulmak için yollar aradığı cinsiyetsizleştirme politikalarının ülkemizdeki savunuculuğunu muhalefet yapıyor.” Cumhurbaşkanının konuşmasında bir de, “1+1” vurgusu vardı: “İnşaat sektörümüz artık 4 artı 1, 3 artı 1 evler değil stüdyo tipi 1 artı 1 evlere yöneldi.” diyerek, nüfus artışının düşüşü ile ilgili, inşaat sektörüyle de bir bağ kuruyordu. 2017’de stüdyo daireler, imar yönetmeliğindeki düzenlemelerle zaten devre dışı bırakılmaya çalışılmıştı; ama ofis ruhsatı ile hâlâ bu tür daireler de yapılıyor. Zaten, Yozgat gibi Anadolu kentinde de, evliliklerin azalması ve nüfus artış hızının düşüşüne yönelik sorular sorulsa, alınacak yanıtlarda “ekonomik kriz” başlıca sorumlu olarak gösterilir.
Türkiye’nin Anadolusu ve en büyük metropolündeki iki ayrı siyasi dünya, birbirinden çok farklı evrenler, bize başka bir şeyi de gösteriyor: İktidarın, halktan kopukluğunu…
Toplumsal değerler skalasında, siyaset bilimci Ronald Inglehardt’ın sunduğu çok klasikleşmiş bir tez vardır: endüstrileşmiş ve zenginleşmiş post-materyalist toplumlar, maddi değerlerin öncelenmesinden daha soyut değerlerin benimsenmesine geçerler. İstanbul’da Cumhurbaşkanı’nın konu ettiği, “toplumsal değerler”, bugünkü muhafazakâr tabanının yaşadığı materyal değerler ve bununla bağlantısı kurulan âhlaki değerler konusundan nasıl da kopuk… ABD başta olmak üzere endüstrileşmiş, zenginleşerek kültürel değerler dönüşümü yaşayan ve bu değerler üzerinden yaşanan sosyal kutuplaşmaları, bugünün hızla yoksullaşan ve ekonomik krizin dişlerini geçirdiği Türkiye toplumunun büyük çoğunluğuna yansıtmaya çalışmak bu… Ancak, ekonomik kriz ve dahası olduğundan “azalma”, toplum genelinde bir ortaklaşma yaratıyor: sebep-sonuç ilişkilerinin kurulmasında, algı ayarlamaları ile verilmek istenen mesaja değil; kendi gördüğüne, yaşadığına ve kendi kafasına güvenme…
“Anadolu Kırılması”, aynı zamanda derin bir güvensizlik meselesi: iktidara olan derin güvensizliğin yarattığı, siyasi kutuplaşmadan “siyasi defrosta” bir yolculuk…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.10.2025
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024