Sezin ÖNEY
Yükselirken önlemez düşüş
2013’te uluslararası ve ulusal çaptaki basın konulu tüm raporlara göre Türkiye, özgürlük bakımından irtifa kaybetti. Bunun sebepleri nedir, bu raporları nasıl yorumlayabiliriz?
3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü idi. Bu gün, Türkiye için ne ifade ediyor?
2013 yılı boyunca yayınlanan her uluslararası ve ulusal çaptaki "basın" konulu rapor, Türkiye'de basın özgürlüğünün irtifa kaybettiği söylüyor.
Türkiye'nin durumu hangi raporda, ne şekilde yorumlanıyor, sorunlu alanlar olarak neler gösteriliyor?
3 Mayıs gibi tarihlerde, "günün anlam ve ehemmiyetine" istinaden Türkiye’de basının durumunu eleştiren veya Türkiye’yi ilgilendiren yeni bir rapor yayınlandığında, "işte budur halimiz" diye yazıklanan haberlere alışkınız. Kısıtlama haberlerinin kanıksanmasına rağmen, Türkiye’de, basın özgürlüğün, en azından söylemde, sahiplenmeyen yoktur herhalde.
O zaman sorun nerede?
Türkiye’de basının durumunu ele alan raporları taradığımızda, bu sorunun yanıtı nedir?
Türkiye’de basın özgürlüğüne ilişkin sorunların büyüdüğü algısı ülke içinde ve dışında yayılırken, dünyada durum nedir? Türkiye’nin, yakın zamana kadar basın özgürlüğünde kendisine ölçüt aldığı, "Batı"da, Avrupa ve Amerika’da, gazetecilerin durumu geçmişe oranla daha mı iyi, daha mı kötü? Türkiye, Ortadoğu, Kafkaslar ve ötesinde, "model ülke" olmayı arzularken, nasıl bir örnek oluşturuyor? Model ülke algısı, basın özgürlüğü açısından Türkiye’yi nasıl etkiliyor olabilir?
Bu gibi sorulara yanıt arayan bu yazı dizisinde, ilk incelediğimiz rapor, düşünce kuruluşu Freedom House’unki.
Freedom House Raporu: Türkiye, 'Batı Avrupa’nın en kötüsü'
Washington merkezli düşünce kuruluşu Freedom House’un, dünya genelini kapsayan demokrasi ve özgürlüklerle ilgili çeşitli sıralamaları var. Akademik çalışmalarda veri tabanı olarak en sık kullanılan çalışmalardan bazıları Freedom House’unkiler. Bu kuruluş, bir yandan da, “ABD devletinin çıkarlarını temsil ediyor” suçlamalarının hedefi.
1941’de Demokrat Başkan Franklin D. Roosevelt’in eşi Eleanor kadar, Cumhuriyetçilerin de arasında bulunduğu bir grup tarafından kurulan Freedom House’un, yıllık Dünya’da Özgürlükraporu, en çok izlenen ve kullanılan çalışması. Bu çalışmaları, Basın Özgürlüğü ve ayrı bir rapor olarak hazırlanan İnternet Özgürlüğü belgeleri izliyor.
Türkiye, söz konusu tüm raporlara göre, “kısmi özgür”. Ülkeler arası sıralamada basamağı değişse de, bu statü hep aynı. Son yıllarda, Türkiye’nin basın özgürlüğü konusundaki sıralamada sürekli aşağı kayması, Freedom House’un Ocak 2013’te, Başkan Barack Obama’ya, basına karşı “düşmanca ortamı”.
“2013 Basın Özgürlüğü Raporu”nun yaptığı sıralamada, Türkiye, bir önceki yıla oranla daha aşağı sıraya düştü. Türkiye, 2012’de, 55 puanla 117. sırada idi. Bu listeye göre, 2012’de de, Türkiye, Kolombiya, Kongo, Nepal ve Senegal aynı seviyede idi.
Bu yıl ise, 56 puanla 120. Sıraya indi. Aynı sırada, Türkiye ile beraber, Kongo, Fiji, Liberya, Makedonya ve Seyşeller de var.
Freedom House’a göre, basın özgürlüğünde en iyi durumda ülkeler, Norveç, İsveç ve Belçika. Geçen sene ise, bu sıralama, Finlandiya, Norveç ve İsveç şeklindeydi. Bu ülkeler, kendi aralarında yer değiştirebiliyor ancak, birbirlerinden sadece detaylarda fark ediyorlar. Yani, bu ülkeleri biz ‘Kuzey Avrupa’ kategorisinde sınıflandırırsak, Freedom House sıralamasındaki iniş çıkış, yer değiş tokuşları sadece o sene gerçekleşen, dünyanın birçok yerinde gündem maddesi bile sayılamayacak ‘şiddetteki’ olaylardan ötürü fark ediyor diyebiliriz. Freedom House’un raporlarının penceresinden bakınca bu ülkelerin ortak özellikleri, internete erişimi bir ‘insan hakkı’ olarak görmeleri ve basın özgürlüğüne yönelik ilkeleri, yasal güvence altına almaktan öte, devletin dayandığı temel kaideler arasında görmeleri. Buna karşılık olarak da, İsveç, Norveç ve Finlandiya’da gazete tirajları, her 1000 kişiye yaklaşık 500 nüsha gazete düşmesiyle, dünyanın en yüksekleri arasında.
Diptekilerle 'kader bağı'
Listede en dipte yer alan ülkelerinse, Türkiye açısından enteresan bir özelliği var. Freedom House’un 2013 ve 2012’de, “son üç” arasında yer alma "şerefi", 197 ülke arasında "kötünün de kötüsü" derecesini paylaşanlar arasında birbirleriyle yarışan Özbekistan, Türkmenistan ve Kuzey Kore’ye ait. Bu ülkeden, Özbekistan’ın, Türkiye’nin 26 Nisan 2013’te resmen "diyalog ortağı" olduğu Şangay Beşlisi’nde yer aldığını anımsayalım. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu ortaklığı resmileştiren imzayı, Kazakistan’da atarken, Şangay Beşlisi’nde yer alan ülkelerle "kader bağı" oluşturduğumuz yorumunu yapmıştı.
Gerçekten de, en azından "basın özgürlüğü" alanında, Türkiye, Freedom House listesinde her yıl sergilediği düşüş çizgisini sürdürürse, sonunda Şangay Beşlisi’ndeki ülkelerle buluşabilecek. Şangay Beşlisi’nin altılısı, 2013’te şöyle bir sıralamaya sahipti;
Kırgızistan, 158.,
Tacikistan, 172.,
Rusya, 176.,
Çin, 179.,
Kazakistan 182. ve
Özbekistan, 196. sırada.
Türkiye ile beraber, Şangay İşbirliği Örgütü’nün diyalog ortağı olan Belarus ve Sri Lanka’nınsa, sırasıyla, 196. ve 164. konumda yer aldığına dikkat çekelim.
Makedonya ve Türkiye: Hem AB adayı hem 'kısmi özgür'
Önce, Türkiye’nin 2013’te "muadil" konumda olduğu en yakın örnek bir ülkeye bakalım; Makedonya, tıpkı Türkiye gibi bir Avrupa Birliği adayı. Her ikisi de, "AB’nin kapı eşiğinde duran" bu iki ülke, neden basın özgürlüğü söz konusu olunca, "kısmi özgür" ibaresiyle, listenin diplerinde aynı sırada yer alıyor?
2005’ten beri devam eden adaylık sürecinde, şu an Türkiye ile neredeyse aynı konumda. Makedonya’nın, AB adaylığı, "orta ila uzun vadede" mümkün görülüyor. Bunun da başlıca sebepleri, Yunanistan ile yaşanan isim krizi ve Bulgaristan’la olan problemli ilişkiler. Ancak, Makedonya, bu sebeplerle değil, 2012’de (yeniden) alevlenen iç çatışmaları nedeniyle, basın özgürlüğünde seviye kaybediyor. Makedonlar ve Arnavut kökenler arasındaki etnik gerilim yükselerek, geçen sene şiddet olaylarının patlak vermesine sebep oldu. 2012 başında, Ocak’ta Arnavutların çoğunlukta olduğu Struga Köyü yakınlarındaki bir Ortodoks kilisesinin kundaklanması ve Mart’ta Üsküp ve Tetova’da Makedon ve Arnavutlar arasında 14 kişinin yaralanmasına neden olan çatışmalar yaşanması, tansiyonu arttığına işaret eden ilk olaylardı. Nisan’da, Üsküp yakınlarında beş Makedon’un öldürülmesi ve zanlı olarak Arnavutların gözaltına alınmasıysa, etnik huzursuzluğun, 2001’deki Ohrid Barış Anlaşması’ndan bu yana ilk kez can almasına neden oldu.
Bir de, bu çatışmaların üzerine, medya sahiplerinin isimlerinin yolsuzluk skandallarına karışması, siyaset dünyasıyla "fazla yakın" ilişkilerine dair iddiaların ortaya atılması, Makedonya basınındaki “özgürlük sorunlarının” ardındaki nedenlerden.
Freedom House raporuna göre Türkiye’nin sorunları, Makedonya’dan farklı olarak, yasal çerçevedeki eksiklikler, yargının özgürlükleri yönelik negatif tutumu ve bireysel hakların kısıtlanmasından kaynaklanıyor. Ergenekon ve KCK davalarında, gazetecilerin “hedef alındığı” iddiaları, medya mensuplarına yönelik gözaltı ve tutuklamalar, Freedom House’un yönelttiği eleştirilerin başını çekiyor. Rapor, “Türkiye, dünyada en çok gazeteciyi hapis eden ülke olmaya devam ediyor” yorumunu da yapıyor.
Freedom House’un ilginç yönü, Türkiye’yi, Batı Avrupa ülkeleri arasında sınıflandıragelmesi. Bu nedenle de, Türkiye hiç şaşmaz şekilde, “bölgesinin en kötüsü” konumunda. Makedonya ise, “Orta ve Doğu Avrupa /Avrasya Bölgesi” kategorisinde bulunuyor.
Dünyanın sesi kısılıyor
2013 yılı, Freedom House’a göre, dünyada genelinde basın özgürlüğünün, son 10 yılda yaşadığı en kötü sene oldu. Rapor, “2012 yılında dünyada özgür medya ortamında yaşayan insan yüzdesi son 10 yılın en düşük seviyesinde” olduğunu yazıyor. Listeye bakıldığında, incelenen 197 ülkenin, yüzde 36’sı, yani 70’i, "kısmi özgür" ve yüzde 32’si, yani 64’ü, "özgür değil". Dünya nüfusu arasından, yalnızca her altı kişiden biri, "özgür medyanın" var olduğu ülkelerde yaşama şansına sahip.
Freedom House, küresel çaptaki düşüşün sebeplerinin başında, "yeni medya" yani, internet, cep telefonları vesaire gibi teknolojik gelişmeleri kullanan medya örneklerinin, "giderek daha ustaca" baskılanmasını gösteriyor. Gerek kısıtlayıcı yasaların sertleşmesi, gerekse teknolojik olarak filtreleme, bloke etme yöntemlerinin geliştirilmesi, bloglar, internet siteleri, sosyal paylaşım araçlarının genelinin işleyişini engellemeyi amaçlıyor. Tabii, Arap Baharı ayaklanmalarında, yeni medyanın yoğun kullanımının etkili olduğu algısının da, özellikle internet ve cep telefonu kullanımının kısıtlama, denetim ve izlemeye tabii tutulmasına yol açıyor.
Avrupa’daki ekonomik krizin de, Freedom House’a göre, kıta genelinde olumsuz etkisi var. Özellikle, Yunanistan, İspanya ve İtalya, Freedom House’un, basın özgürlüğü açısından, artan oranda "sorunlu" addettiği Avrupa ülkeleri. Bu ülkelerde, bir yandan mali sıkıntılar ve bunun sonucunda, medya çalışanlarının işten çıkarılmaları, medya yatırımlarının azaltılması, basının gücünü zayıflatan etkenler. Yeni bir anayasa yapan Macaristan’da, başta bu adım olmak üzere, yasal düzenlemelerin bireysel hak ve özgürlükleri ciddi biçimde kısıtladığı eleştirilerine rağmen, basın özgürlüğü derecelendirilmesinde, Freedom House tarafından değişiklik yapılmadı. Oysa, gerçekleştirilen düzenlemelerden bazıları, özellikle basın özgürlüğünü kısıtlayıcı olarak yorumlanıyordu.
Freedom House’a göre, medyanın "iktidar tekeline" alınması, Rusya, Venezuela, Ekvator ve Ukrayna’da, seçimlerde, muhalefetin aleyhine gelişmelere neden oldu ve seçimlerin adil bir ortamda gerçekleşmesini engelledi. Özellikle Rusya, "basının tamamen iktidar kontrolü altında olduğu" bir ülke olarak tanımlanıyor.
Buna karşılık, Freedom House’un yorumuyla, Gürcistan ve Ermenistan’da, basın özgürlüğüne yönelik olumlu gelişmeler yaşandı. Bu durum da, Gürcistan’da iktidar değişikliğine neden oldu, Ermenistan’daysa muhalefeti güçlendirdi.
Afrika’da, Mali ve Gine dışında, basın özgürlüğü, iş başına gelen yeni hükümetlerin olumlu adımlar atması, basındaki yatırımların ve buna bağlı olarak, farklı görüşlerin seslendirilebilmesi gibi sebeplerle arttı.
Asya-Pasifik bölgesi ise, tersine, hemen her ülkenin basın özgürlüğü açısından büyük sorunlar yaşadığı bir porte çiziyor. "Basının olmadığı" Kuzey Kore başta olmak üzere, Çin’den Kamboçya’ya, Nepal’den Sri Lanka’ya, Tayland’dan Afganistan’a her yerde, gazeteciler baskı altında, medyanın her mecrası da, sıkı devlet takibi altında. "Demokratik Açılım" sürecinde varsayılan Burma ise, "büyük mesafe kat ettiği" savıyla, Freedom House’un övgülerine nail oluyor.
İlginç biçimde, Freedom House’un sorunlu bulduğu bölgeler arasında, Kuzey ve Güney Amerika da bulunuyor. Güney Amerika genelinde hemen her ülkede düşüş yaşanırken, Küba ve Venezuela da, basın özgürlüğünün "aşırı biçimde" kısıtlandığı yerler arasında gösteriliyor. Meksika ise, "gazeteciler için dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri" olarak niteleniyor. Freedom House’un merkezinin bulunduğu ABD’deki başlıca sorun, siyasetin, bilgi edinme hakkı önüne set çekecek uygulamaları benimsemesi olarak adlandırılıyor.
Freedom House, Arap Baharı’nın basın özgürlüğü açısından, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya bir kazanım sağlamadığı kanaatinde. Düşünce kuruluşuna göre, Yemen dışında tüm bölge ülkeleri, 2012 genelinde ya basın özgürlüğü bakımından seviye kaybetti ya da yerinde saydı. Hatta bölge, “basın özgürlüğü açısından dünyanın en kötü durumdaki coğrafyası”. Bölgedeki en demokratik basın ortamına sahip olduğu varsayılan İsrail de, 2013 raporunda, “kısmi özgür” statüsüne düştü.
Kutu: Freedom House’un puanlama yöntemleri
Freedom House’un listeni oluşturan puanlama sistemi şöyle işliyor: Düşünce kuruluşunun danışmanları, incelenen 197 ülkedeki gazeteci ve uzmanlarla bağlantılı olarak, söz konusu ülkeleri ziyaret ederek, uluslararası diğer kurumlarla da temas kurarak, bilgi biriktiriyor. Daha sonra, eldeki bilgiler, her yıl aynı metodolojik çerçevede, matematiksel olarak “hukuki”, “siyasi” ve “ekonomik” puanlamalara veriliyor. Elde edilen puanlar, “Özgür” (0-30 arası), “Kısmi Özgür” (31-60) veya “Özgür Değil” (61-100) olarak sınıflandırılıyor. Ortaya çıkan liste, bir önceki sene ile karşılaştırılıyor; eğer ki, yukarı veya aşağı bir oynama söz konusuysa, değerlendirilen bilgiler gözden geçiriliyor, hesaplamalar yeniden yapılıyor.
T24
http://t24.com.tr/yazi/basin-ozgurlugu-raporlarina-gore-turkiye-1-/6638
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024